Hanuel'den
Eskiden babam anneme kızıp onu dövdükten sonra annemi evden atardı sonra ben annemi istiyorum diye ağlamaya başlayınca önce bağırıp çağırır sonra beni de evden atardı biz de annemle babamın haberi olmadan bir ev satın aldık babam bizi evden attığın da oraya giderdik. Bir gün yine babam eve sinirli geldi ve annemi yere fırlatıp dövmeye başladı ama bu sefer ki çok farklıydı yani sanki sinir çıkarmak için değil öldürmek için vuruyordu anneme, en sonun da tam annemin kafasını koparacaktı ki ben koşup koluna tuttum
Hanuel : Baba lütfen yapma lütfen özür dilerim özür dilerim hepsi benim suçumdu bir daha dikkatli olucam söz veriyorum ama anneme daha fazla vurma lütfen 😭😭
Anne : H-hanuel git burdan sakın gelme
Hanuel : Anne hayııır 😭😭 S-seni bırakamam
Baba : Eeeee yeter be çekil şurdan
deyip beni duvara fırlatmıştı çok canım acımıştı zar zor yerden kalkmıştım anneme baktığımda bana dediği son söz "Ben hep senin yanındayım bebeğim" di. sonrada pislik adam annemin kafasını koparıp yaktı ben deli gibi ağlıyordum burdan gitmem gerektiğini biliyordum bu yüzden babam odasına gidince koşarak evden çıktım annem ile hep gittiğimiz özel sığınağımıza gittim ve bir süre burada kaldım daha sonrasında kızlarla tanıştım daha sonra onlarla aynı eve çıktım ama buradan hiç bahsetmedim.
Okuldan çıkıp sığınağa gittim buraya kızlarla tanıştıktan sonra hiç gelmemiştim bir sürü yalnız kalmak bana iyi gelecekti.

Eve girdiğimde çok açtım ne kadar kan ile beslensem de insan yemeklerine de alışmalıyım ve evin çok fazla eksiği vardı mecburen bir şeyler alamam gerekiyordu. Arabama binip şehir merkezine doğru gitmeye başladım. birden arabamın yanından çok hızlı bir şey geçti vampir olduğuna emindim fakat şehir merkezinde böyle rahat gezmesi normal değildi arabadan inip onu takip etmeye başladım bir sokağa girdi ben de gördüğüm çöp konteynırlarının arkasına saklandım. Baktığımda birkaç çocuğu sıkıştırmış kanlarını içiyorlardı çocuklara biraz daha dikkatli baktığımda Tae ve arkadaşları olduğunu gördüm çok sinirlenmiştim birden aklıma bana dedikleri geldi ama bir yandan da tae'ye borçluyum vampirlere baktığımda suho ve arkadaşları olduğunu anladım
Hanuel : SUHO BIRAK ONLARI
Suho, taehyung'un boğazından dişlerini çekip bana baktı
Suho : Bebeğim senin burada ne işin var
Hanuel : Bana bebeğim demeyi kes arkadaşları al ve defol git
Suho : Hadi ama bebeğim yemek yerken rahatsız edilmeyi sevmem
Jm : H-hanuel s-sen mi-sin ?
Suho : Sen ne hakla benim kadınımın adını ağzına alırsın
deyip Jimin'in karnına sert bir tekme attı
Hanuel : Suho bırak onları sana bir şey yapmadılar
Suho : Sana yapılan bana yapılmıştır sana dediklerini unuttum mu sandın
Hanuel : Tamam hadi bırak çocukları
Suho : Bir şartla bırakırım
Hanuel : Ne şartı
Suho : Bundan sonra benim evimde yaşayacaksın ve benden izin almadan herhangi bir şey yapmayacaksın
Hanuel : Saçmalamayı kes bak şöyle yapıcaz siz bu çocukları bırakacaksınız ben de bu olaylardan kimseye bahsetmicem anlaşıldı mı
Suho : Bir düşünelim hayır anlaşılmadı biraz mantıklı düşün biz sekiz vampiriz sen tek şuan tek çaren benim şartımı kabul etmen
Tam ağzımı açmıştım ki taehyung kan kustuğunu gördüm ve tek çaremin kabul etmek olduğunu anladım
Hanuel : Tamam kabul ediyorum yeter ki onları rahat bırakın
Suho : Tamam o zaman gençler bugünlük hayvan kanı ile beslenicez hadi
Tam arkalarını dönüp gidiyorlardı ki suho birden durdu
Suho : Neredeyse unutuyordum
deyip yanıma geldi ve cebinden bir kolye çıkarıp boynuma taktı daha sonra bir adım geri çekilip konuşmaya başladı
Suho : Bu kolyeyi taktığın sürece bana mühürlüsün
Dedi ve cebinden bir kolye daha çıkarıp bana uzattı
Suho : Takar mısın sevgilim ???
Hanuel : Sevgilinin
Suho : Duyamadım
Hanuel : Bir şey demedim
Elinden kolyeyi alıp boynuna taktım
Hanuel : Benim kini anladım da senin ki ne için
Suho : Eğer ben senden başka bir kızla öpüşürsem , sevişirsem veya sarılırsam senin de benim de canım yanacak aynısı senin için de geçerli haberin olsun yani kısacası biz sadece birbirimizin olabiliriz
Deyip hızlıca uzaklaştılar bende hemen taehyung'un yanına gittim iyi görünmüyordu bu halde hastaneye de gidemezdi telefonumu çıkarıp Min-hee'yi aradım ikinci çalışta
Tel. Konuşması
Min-hee : Hanuel sen neredesin öldük meraktan iyi misin bir şeyin var mı
Hanuel : Attığım konuma gelin hemen
deyip telefonu kapatıp konum attım 3 saniye sonra geldiler
Ji-sun hemen gelip bana sarıldı sonra geri çekilip ağlamaya başladı
Ji-sun : İyisin değil mi bir şeyin var mı çok merak ettim seni
Hanuel : Bunu sonra konuşuruz yardım esinde şunları eve götürelim
Zar zor hepsini eve getirmeyi başardık

Durumları çok ağır değildi sadece bir süre boyunlarında diş izi kalıcaktı ama biz işimizi garantiye almalıyız vücutlarına kan takviyesi yapıcaz en fazla bir saat içinde uyanırlar. Bütün işleri halletmiştik.
Hanuel : Ben gidiyorum bir süre burda kalmicam odamdan eşyalarımı alıp çıkıcam
Hana : Bir dakika bir dakika birden okuldan sinirle çıkıyorsun arkandanda o salak nişanlı bozuntusu ve arkadaşları çıkıyor ve biz sana hiçbir şekilde ulaşamıyoruz sonra Min-hee'yi arıyorsun ve acil gelin diyorsun daha sonra bu yedi salağa yardım ediyoruz ondan sonra hiç birşey olmamış gibi ben bir süre yokum diyorsun
Hanuel : Tamam size herşeyi anlatıcam ama şuan burada olmaz
Min-hee : Hanuel ne oluyor
Ji-sun : Bizi bir daha bırakma lütfen😭😭
Hanuel : Kısaca söylemek gerekirse Suho beni kendine mühürledi
Ji-sun / Hana / Min-hee : NE
Hanuel : Kızlar söz veriyorum herşeyi daha detaylı anlatıcam ama şimdilik gitmeliyim bu arada yukardakiler birşey sorarsa sakın birşey söylemeyin olur mu?
Kızlar başları ile beni onayladılar ben de yukarı çıkıp valizime bir kaç kıyafet doldurdum ve tekrar aşağı indim Ji-sun ağlıyordu Hana hem üzgün hem de oldukça sinirliydi Min-hee ise bir çözüm yolu arıyordu hepsine sıkıca sarıldım ji-sun'a sarıldığımda daha çok ağlamaya başladı
Hanuel : Hadi ama Ji-sun ben sana böyle mi öğrettim hem zaten sonsuza kadar gitmiyorum bir süreliğine hem hergün görüşücez sadece geceleri ayrı olucaz o kadar üzülme
Diyip ellerimle göz yaşlarını sildim sonra da evden çıkıp suho'nun evine gittim. Tam kapıyı çalmak içim elimi uzatmıştım ki daha çalmadan açıldı
Suho : Hoşgeldin bebeğim