[Smutımsı]
"B-biliyorum.. cezamı kabul edeceğim." Baekhyun sesi titrerken söyledi.
Chanyeol, Baekhyun'u kolunu koparacak gibi acımasızca sürükledi ve duvara itti. Baekhyun başı metal çubuğa çarptığında acı içinde ağladı ama ağlamaları, Chanyeol'un ağzına tıkıştırdığı kravat yüzünden boğuktu.
"KES SESİNİ!"
Chanyeol öfke içinde bağırdı, eli Baekhyun'un ince bileklerini sert yüzeye karşı sabitliyordu. Baekhyun şuan mahvolmuş bir şekilde ağlıyordu çünkü Chanyeol büyük avuç içiyle yüzüne tokat attığında deli gibi canı yanıyordu.
"Sana *tokat* sadece *tokat* benimsin dediğimde *tokat* anlamıyor musun?
"HUH, SÜRTÜK? SENİN VE VÜCUDUNUN KİME AİT OLDUĞUNU BİLMİYOR MUSUN?!" *tokat*
"Üzgünü-- AHH!"
Baekhyun, şortu boxerıyla birlikte süt gibi beyaz olan kalçalarından indirilmesiyle yeniden bağırdı. Başkan, bir şeyi kalçasının içine derine ve sertçe ittiğinde aşırı bir güçle yeniden duvara itildi. Ve o şey içine ulaştığında canını çok fena acıtmaya başlamıştı. O şey o kadar acıtıyordu ki deliğini ikiye ayırabilirdi.
"S-s-sun--bae,"
Baekhyun işkence içinde ağlıyordu, deliğinde derinlere gömülü olan titreşen şey hassas duvarlarına vurduğunu hissediyordu.
"Ç-çıkar- şunu, l-l-lütfen! B-bu a-acıtıyor!
ACIYOR!""HAYIR BAEKHYUN!"
Chanyeol soğuk bir sesle söyledi.
"İki gün dayan. Bu senin itaatsizliğinin sonucu."
İki gün, içindeki titreşen şeyle işkence dolu iki gün. Baekhyun, vibratör prostatına her dokunduğunda bayılmak ve yığılmak istiyordu. Tüm vücudu acı ve zevk karışımı içinde titriyordu. Dizleri onu taşımayacak gibi hissediyordu fakat Başkan'ın belindeki kavrayışı sayesinde hala ayaktaydı.
"Evde ya da okulda bu şeyi çıkarma. Ve ben diyene kadar kendine dokunmaya izinli değilsin." Başkan emretti.
"ANLADIN MI!?"
Baekhyun korkmuş bir şekilde baş salladı, gözyaşları Chanyeol'un vuruşu yüzünden sızlayan yanaklarından kayıyordu. Chanyeol onu yumuşak bir şekilde öptüğünde ve nazik eli kibarca yanağını silerken küçük hıçkırıklarını serbest bıraktı. Baekhyun'un kalbi sıkıştı.
"Bunu benim için yapabilirsin, değil mi?"
Chanyeol, Baekhyun'un köprücük kemiklerine doğru nazik öpücükler bırakırken söyledi.
"Seni incittim mi?"
"E-evet."
Baekhyun cevapladı, göğsü inip kalkıyordu.
"C-canım yanıyor... lütfen, çıkar şunu, Chanyeol-sunbae.. lütfen..."
Chanyeol Baekhyun'un kalçalarına baktı ve kalçalarından damlayan kanı gördüğünde gözleri genişledi. Göğsünde bir sancı hissetti, aniden Baekhyun'a yaptığı şeyden pişman oldu. Baekhyun henüz yeniydi, buna henüz alışık değildi, daha çok pratiğe ihtiyacı vardı.
Chanyeol iç çekerek Baekhyun'u gelin tarzında kucaklayıp Öğrenci Konseyi'nin yatak odasına götürdü. Baekhyun'un kolları Chanyeol'un boynunu buldu ve hıçkırarak ağlarken onu yakınına çekti.
"Baekhyun," Chanyeol sakin bir tonda konuştu, öfkesi geçmişti. Baekhyun'u yatağa yatırdı.
"Bunun ilkin olduğunu unuttum. Özür dilerim."
Baekhyun başını salladı, gözyaşları yumuşak yastığı ıslatıyordu.
"Özür dilerim...seni hayal kırıklığına uğrattıysam, s-sunbae. Söz veriyorum. Bir dahaki sefere a-alabilirim. B-ben söz veriyorum."
Chanyeol baş salladı, Baekhyun'un kalçalarını nazikçe ayırdı ve Başkan Yardımcısı'nın yaralanmış deliğinin içindeki şeye baktı. Baekhyun acı içinde bağırıp ağlarken onu çok yavaşça, oh çok yavaşça dışarı çıkardı. Deliği kanıyordu ve kan, altındaki yatağı lekeliyordu. Chanyeol sonunda vibratörü Baekhyun'un deliğinden çıkardı ve yatağın yanındaki çöp kutusuna fırlattı. Baekhyun'un yarasını temizlemek için biraz temiz peçete, alkol ve antiseptik almak için ayağa kalktı.
Baekhyun, Başkan'ın ona nazikçe hemşirelik yapmasına ve ilacı yarasına son derece hafif bir şekilde sürmesine minnettar kaldı. Odadaki sessizlik, Baekhyun'un acı dolu iniltileriyle bölünüyordu fakat Chanyeol'un shh'lamaları onu daha rahat hissettiriyordu.
Chanyeol Baekhyun'un pansumanını bitirdiğinde onu bebek bezi takan bir çocuk gibi kıyafetlerini giydiriyordu. Chanyeol, Baekhyun'un bacağını kavrayıp iç çamaşırını giymesi için kaldırdığında bir şey söylemiyordu. Baekhyun ise utanç içinde kızarıyordu, tüm yüzü kırmızının koyu bir tonuna bürünmüştü.
"S-sunbae, b-ben yapabilirim--" Baekhyun denedi ama Chanyeol çoktan boxerını giydirmişti. Chanyeol ona baktı.
"Evet?"
"Y-yapmak z-zorunda değilsin--"
Sesi sona doğru kısıldı, çok fena utanıyordu, tanrı aşkına kendi kolları vardı. Yinede Başkan'ın kendisini giydirmesine izin verdi, tüm çıplaklığını kendi gözleriyle görüyordu. Baekhyun ölmek istiyordu.
"Sen benim Başkan Yardımcımsın."
Chanyeol, Baekhyun'un terli kahküllerini alnından geriye tararken söyledi.
"Ve şuan benimsin. Sana dikkat etmeliyim."
Baekhyun bunun farklı bir anlama gelmesini umarak sormak istedi ama soru sormaya izni yoktu bu yüzden sustu. Zaten Chanyeol'un kendisi hakkında asla o şekilde hissetmeyeceğini biliyordu.
"Teşekkür ederim," Baekhyun bir süre sonra söyledi, Chanyeol'un bakışları altında uzanırken vücudu şimdi sakinleşmişti. "Bana dikkat ettiğin için."
"Luhanla istediğini yapabilirsin ya da üyelerle," Chanyeol iç çekerek söyledi.
"Şimdi izin veriyorum...ama birlikte olma. Sadece, onlarla birlikte olma."
"Olmayacağım," Baekhyun söyledi. "Ve bunu kimseye söylemeyeceğim."
"Bu bizim sırrımız." Chanyeol dedi ve dudaklarını Baekhyun'un kulağına yaklaştırdı.
"Öğrenci Konsey'in dışında kimsenin bilmesine gerek yok."
DEVAM EDECEK------
Çeviri/translate-> chanbaekshinn
Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfennn~~ ♡♡ㅋㅋㅋ \('ㅅ')/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE STUDENT COUNCIL'S SECRET (CHANBAEK)
Fanfiction"B-bu bizim sırrımız..." "Ne? Seni duyamıyorum." "Bizim sırrımız," Baekhyun bu kez daha sesli söyledi. "Kimse bilmeyecek." "Güzel," Chanyeol Baekhyun'a söylerken gülümsedi. "çok güzel." YAZAR-parkbaekkie ÇEVİRİ HİKAYEDİR Yazardan izin alınmışt...