"Şemsiye getirmedim."Yağmur hala bardaktan boşanırcasına yağmaya devam ediyordu, yukarıya sessizce baktıklarında gökyüzü karanlıktı, eve dönmeleri için yağmurun durmasını bekliyordular. Chanyeol'un sesi yağmura karışmıştı ama Baekhyun yinede kalın ve derin olan sesi duyabilmişti.
"Keşke durmuş olsa."
Baekhyun yavaşça yan tarafına dönerek Başkan'ın avuç içleriyle nasıl bir çocuk gibi yağmur damlalarını yakalamaya çalışmasını izledi. Baekhyun'un dudakları titreyerek kalbini sıkıştıran hüzünlü bir gülümsemeye dönüştü.
Sessizlik.
Baekhyun başını eğdi ve yeşil yaprakların su birikintisinin içinde yüzmesini izledi. Çömelip suyla oynamak istedi tıpkı küçükken kağıttan yaptığı gemileri suda ne kadar uzağa gidebildiklerini izlediği gibi. Başkan sesini duyulabilir bir şekilde temizlediğinde, anıları arasında kaybolup gülümsediğini farketmemişti.
Baekhyun Chanyeol'e baktığında üniforma ceketini çıkararak beyaz gömleğiyle kaldığını gördü.
"Ne--"
"Bunu kullan, ben koşacağım."
Ve sonra Baekhyun doğru düzgün bir şey söyleyemeden Chanyeol çoktan şiddetli yağmurun altında koşmaya başlamıştı, okulun otoparkına doğruca koşarken tüm vücudu sırılsıklam olmuştu.
"SUNBAE!"
Chanyeol arkasına bakmadı.
"Neden--"
Baekhyun omuzlarında duran, sağ göğsünde altın ipliklerle yazılmış Park Chanyeol ismi yazılı lacivert cekete baktı. Gittikçe hızlanan yağmurdan kendini korumak için ceketi sırtına ve kafasına çekmeden baş parmağıyla gülümseyerek yazıyı okşadı.
Baekhyun, Chanyeol'un arabası geldiğinde durdu. Başkan kapıyı içerden onun için açtı ve aşırı derecede çekinerek Başkan'ın yüzüne bakmadan arabaya bindi. Chanyeol sürmeye başladığında yerinde rahatsızca kıpırdandı. Yumruklarını sıkarken herhangi bir yere bakınıyordu.
Sessizlik.
Araba sıcaktı, hep böyleydi ve Baekhyun'un hızla atan kalbinin yavaşlamasına yardımcı olmuyordu, çırpınan kalbi sanki bir anlığına durup utanç ve beceriksizlikten ölebilir gibi hissettiriyordu.
"Baekhyun."
"EVET!?"
Baekhyun'un sesi çok hızlı ve sesli çıktığında kendiside ürktü. Başkan'a baktı ve kıyafetleri gibi sırılsıklam olan ıslak saçlarının alnına ve yanaklarına damladığını gördü. Dudakları soğuktan dolayı solgundu ve Baekhyun içten içe suçlu hissediyordu.
"Seni bırakmadan önce ilk benim evime uğrasak sorun olur mu?"
Baekhyun, Başkan'ın neden ona sorduğunu bilmiyordu çünkü daha öncelerinde ne düşündüğünü önemsemezdi. Otomatik olarak Chanyeol'un söylediklerine uyardı, ağzından çıkan her şey Baekhyun için zorunluluktu. Cevap bekleyen Chanyeol ona döndüğünde, Baekhyun gözleri biraz genişleyerek girdiği transtan çıktı.
"Sana sordum--"
"Tamam olur. S-sorun değil."
Baekhyun gergince mırıldanarak Başkan'dan kısa bir onaylama aldı.
Sayısız dakika geçti ve Chanyeol'un evine vardılar. Baekhyun'a söylemesine gerek olmadan arabadan indi ve Başkan'ı içeriye kadar takip etti. Chanyeol omuzlarının üzerinden baktı ve arkasında onu kayıp bir köpek yavrusu gibi takip eden Baekhyun'u gördüğünde bir şey söylemedi. Başını salladı, biraz gülümseyerek kapıyı açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE STUDENT COUNCIL'S SECRET (CHANBAEK)
Hayran Kurgu"B-bu bizim sırrımız..." "Ne? Seni duyamıyorum." "Bizim sırrımız," Baekhyun bu kez daha sesli söyledi. "Kimse bilmeyecek." "Güzel," Chanyeol Baekhyun'a söylerken gülümsedi. "çok güzel." YAZAR-parkbaekkie ÇEVİRİ HİKAYEDİR Yazardan izin alınmışt...