Gençler son bölümde istediğim başarıyı elde edemediğim için yeni bölüm yazamadım. Şimdilik bu partı da yüklüyorum fakat bir sonraki bölüm için ilgi artarsa bir kesinlik verebilirim. Ayrıca tanıtım dahil bütün partlarda değişiklik yapıldı. Gözden geçirirseniz sizin için daha iyi olur :)xx
Thames Nehri'nin yanı başındaki bir restoranın valesinin önüne park ettikten sonra arabadan hızlıca indim ve havanın bu kadar serin olacağını tahmin etmediğimden dolayı elimde tuttuğum kabanımı üstüme geçirdim. Louis ve Ell arabadan indiğinde içeri girdik ve rezerve edilmiş baş masaya oturduk. Bizim dışımızda henüz gelen yoktu. Masada uygun bir yere oturduktan sonra garson menüleri dağıtmaya başlarken Louis "Henüz herkes gelmedi, sipariş vermeyeceğiz." Diyerek onu engelledi. Yaklaşık beş dakika içerisinde siyahlar içinde Zayn ve Liam geldi. Adlarını biliyorum çünkü ne de olsa onlar pop star. Sadece canlı olarak tanışmıyoruz, o kadar.. Manchester'da Louis ve Eleanor skype ile konuşurken diğer grup üyeleriyle de 3 saniyelik bir tanışma merasimi olmuştu. -"Selam ben Zayn, sen de Casey olmalısın." Gibi- El sıkıştıktan sonra masaya oturdular ve Liam, Louis'e bakarak söze başladı. "Sarışın çapkın birazdan gelir, sabahtan beri anca hazırlandı." Louis de bana bakınca göndermenin bana olduğunu anlamış oldum..
Bunun hakkında düşünmeme fırsat vermeyen telefonum çalmaya başladı. Masadan kalktım ve telefonu cevapladım. Arayan Niall'dı. Fakat telefona çıkan o değildi. Boğuk sesli bir adamdı.. "Hemen o restorantı terk et ve Cambridge St.'nin güneyindeki Balo Salonu'na gel. Yalnız ol. Tabii eğer O yaşasın istiyorsan." Dedi telefodaki garip ses. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Öylece koşmaya başladım. Arkamdan seslenenleri önemsemiyordum bile. Kalabalık bir restoranttı ve insanların içinden koşarak yola atlamamı herkes garip karşılıyordu ama bu umrumda değildi. Cep telefonumu çıkardım ve bir taksi çağırdım. Fakat restorantı değil biraz ilerisine çağırdım çünkü restorantın önünde bekleyemezdim. Eminim, arkamdan gelenler vardı.
