______________________________
Ali:iyimisin
Hadise:iyiyim, çıkış işlemlerini halleder misin
Ali:tabi
Hadise tekrar Murat'ı yanına girdi.
Hadise:üzerini değiştirelim, ali gelir birazdan
Murat:tamam ben hallederim.
Hadise:inat etme
Murat:ben hallederim dedim.
Hadise:Murat tamam inat etme
Hadise Murat'ın üzerini giydirir.
_____________________________________Biraz sonra araca binmişlerdi. Ali arabayı sürüyordu. Hadise ve Murat'a arkadaydı. İkiside camlardan bakıyorlardı. Araçta ki sessizliği Ali bozmuştu.
Ali:Murat yaralarına her gün pansuman yapılması gerekiyormuş onu Eda halleder. Ben ilaçları aldım, onları da Hadise biliyor zaten nasıl kullanılacağını
Murat:tamam abi saol sana da zahmet oldu.
Ali:ne zahmeti lan, kardeşiniz kaza yapmış dediklerinde aklım çıktı senin haberin var mı?
Hakkatten sen düzgün kullanırsın aracı nasıl oldu da kaza yaptın?
Murat:bi an aklım başka yere gitti işte o sırada da direksiyon hakimiyetimi kaybettim.
Ali:nereye gitti acaba aklın, kaza yapacak kadar
O sırada Murat gözlerini Hadise'nin üzerinde gezdirdi.
Murat:bilmiyorum ya, işle alakalıydı.
Biraz sonra eve gelmişlerdi.
Hadise: Ali sende gelsene
Ali:yok ben gideyim, Murat sende dinlen.
Murat:tamam abicim tamam hadi görüşürüz dikkat et.
Beraber içeri girerler. Murat'ın o kadar büyük bir yarası yoktu. Kaşında küçük bir yara vardı, bir yaradan omzunda vardı. Birde kolu hafif zedelendiği için sargıdaydı.
Murat önden odaya çıktı, Hadise'de peşinden çıktı. Hadise kabanını çıkartmış, dolaptan kendine rahat bir şeyler seçiyordu. Murat'a montunu çıkartmaya çalışıyordu. Ama canı yanıyordu. Hadise aynadan yüzünü buruşturduğunu görmüştü.
Hadise:iyi misin yardım edeyim mi?
Murat hiç bir tepki vermez dolaptan kendine bir kaç parça kıyafet alıp banyoya girer.
Hadise üzerini giyinip aşağı inmişti. Murat'ta zar zor üzerini giyinmişti. Beyaz tişört siyah pantolon giymişti.
Aşağı indi, Hadise aşağıdaydı masayı hazırlıyordu. Murat kendine bir bardak su alıp bahçeye çıktı, oradaki salıncağa oturdu.
Kafasını geriye doğru yasladı yüzüne doğru vuran akşam güneşiyle gülümsedi. Gözlerini kapattı, her zaman yaptığı gibi hayal kurmaya başladı.
Hayallerinin temelinde bile Hadise vardı.
Biraz sonra Hadise içerden Murat'a seslenmişti, Murat duymayınfa teras kapısına kadar geldi. Tekrar seslendi, ses vermeyince yavaşça onun yanına yaklaştı.
Hadise:Murat
Murat Hadise'nin sesini duymasıyla gözleri kapalı gülümsedi.
Hadise:Murat hadi sana sesleniyorum deminden beri
Murat:yavaşça gözlerini açtı, sanki bir hayalden uyanıp kabusa göz açmak gibiydi. Hafifçe Hadise'nin yanından sıyrılıp geçti. Hadise arkasıyla baktı.
Hadise:Murat
Murat hadise'yi dinlemeden devam ediyordu.
Hadise:Murat
Biraz sonra Hadise sinirlendi, koşarak Murat, ın önüne geçti. Ama dönerken dengesini kaybetmişti düşmemek için kollarını Murat'ın sırtına doladı.
Hadise:sırtın, sırtın kan olmuş.
Murat:dikişler patladı galiba
Hadise:üstünü giyinirken oldu herhalde
Murat:herhalde neyse ben Eda'yı arayayım.
Hadise:tamam
İçeri geçerler, Murat Eda'yı aramıştı,birazdan burda olacaktı.
Murat:sen yemeğini ye ben yukarıdayım üzerimi çıkartayım Eda gelir birazdan
Hadise:dur dur bende yardım edeyim.
Muray:gerek yok
Hadise:Murat inat etme az önce giyerken incittim şimdide çıkartırken inciteceksin daha kötü olacak.
Murat:çok mu umrunda, gerekirse eda yardımcı olur.
Murat Hadise'nin konuşmasına izin vermeden yukarı çıktı. Biraz sonra Hadise'de yukarı çıktı.
Murat:niye geldin
Hadise:benimde odam ya hani burası
O sırada Eda aradı.
Murat:Hadi be kızım nerde kaldın
Eda:ya Murat kusura bakma acil hastaneye çağırdılar.
Murat:tamam tamam önemli değil.
Hadise:ne olmuş
Murat:gelemiyormuş.
Hadise:izin ver ben bakayım.
Murat istemeye istemeye onay verdi.
Hadise eşyaları alıp Murat'ın yanına geldi.
Üzerinde ki tişörtü çıkardı, parmak uçları iler sırtına dokundu.
Onun yüzünden olmuştu, Kaan'nın yanına gittiğini duyunca sinirlenmişti. O yüzden kaza yapmıştı. Sırtına batan cam biraz yukarı batsaydo belkide burada olmayabilirdi.
Hadise'nin minik gözü dolmuştu.
Murat:Hadise hadi seni bekliyorum
Hadise:ta tamam
Murat:istersen hiç başlama hastaneye gidelim.
Hadise:yok yok zaten düşündüğümüz gibi dikiş felan patlamamış iyi yani, biraz zorlamışsın sanırım. Ben yinede pansuman yapayım tekrardan sarayım.
Murat:tamam.
Biraz sonra Hadise'nin işi bitmişti.
Hadise:tamamdır. Ben sana bir tişört getireyim.
Hadise tşört alıp, Murat'a giydirir.
.
.
.
.
.
Aradan sanatlar geçmişti, Hadise sürekli istemsizce uykusundan uyanıyordu. Yanında yüz üstü yatan Murat'ı kontrol ediyordu.
Güneş yavaş yavaş doğmaya hazırlanıyordu, oda perdenin arasından sızan güneş ışıkları sayesinde hafif hafif aydınlanıyordu. Hadise tekrar uyumak istemişti ama başaramamıştı, yüzünü Murat'a döndü. Sessizce onu izledi, hiç bir şey hissetmiyordu ona karşı, hatta içten içe nefret ettiğini düşünüyordu ama onun bu halde olmasına üzülüyordu.
Biraz sonra sinirle yataktan kalktı yavaşça banyoya doğru adımladı.
Aynanın önüne gelince kendini teselli etmeye nefretini daha da körüklemeye çalışır gibi aynadaki yansıması ile konuşmaya başladı.
"Senin hiçbir suçun yok, yaşananların hepsinin sorumlusu o, ne hale geldiniz baksana mutsuzluktan özlüyorsunuz. Sakın Hadise sakın kendini kaybetme ona karşı yenilme"
Bunun gibi bir çok cümle ile kendine toplamaya çalıştı. Daha sonrasında ılık bir duş alıp aşağıya indi.
Kendini her sabah yaptığı gibi bir kahve yaptı. Ve bahçeye çıktı, ama bu kez dolaşmak istiyordu. Mesela bahçede ki ağaçların arasından ilerleyen yolun sonunda ne olduğunu merak ediyordu.
Kendi kendine konuşmaya başladı.
Hadise:ne olabilir Hadise öküz zaten getirdi dağ başına burada ev mi olur ya kurt mu çıkacak ayı mı belli değil.
Konuşa konuşa o patika yoldan sapmıştı kendi kendine verdiği savaşı sonlandırdıp durdu, etrafında baktı nereden geldiğini nerde olduğunu bile bilmiyordu.
Biraz daha ilerledikten sonra ağaçların arkasına gizlenmiş cennet gibi bir yere gelmişti.
Ağaçların arasından yansıyan güneş ışığı Gölün üzerine vuruyordu. Ortam o kadar sakindi ki sessizliğin içinde ki sesi dinleyebiliyordu insan, köşede küçük bir bungalov vardı. Hadise Gölün kenarındaki ağaca yapılmış olan salıncağa oturdu.
Hadise Buranın kime ait olduğunu merak ediyordu. Çünkü evden epeyce uzakta bir yerdi,ve bildiğin ormanın içindeydi.
Evet onların evide şehirden uzaktaydı ama bu kadar korkutucu değildi.
Hadise:aferin Hadise kayboldun, insan bir bakar nereye gittiğine
Hadise oflaya oflaya kulübeye doğru ilerledi geri nasıl döneceğini bilmiyordu. Kapıyı çaldı fakat sesyoktu, yavaşça kapının kolunu indirdi.
Kafasını hafif içeriye doğru eğdi, etrafta göz gezdirdikten sonra buranın Murat'a ait olduğunu anladı. Çünkü ondan başka hiçbir psikopat odanın bütün duvarlarını hadisenin fotolarıyla kaplamazdı. Hadise içeri girip yavaşça kapıyı kapattı.
Sırtını kapıya yasladı.
Hadise:ben nasıl bir şeyin içine düştüm nasıl fark etmedim nasıl.
Hadise duvarlardaki fotoğrafları inceledikten sonra koltuğa oturdu. Yan taraftaki sehpanın üzerinde eski bir defter vardı. Okuyup okumamak arasında gidip geldi ama dayanamayıp rastgele bir sayfa açıp okumaya başladı.