Her son bir başlangıçtır

323 12 0
                                    

23 AĞUSTOS 1998

Pencereden sızan güneş rahatsız ediciydi.Elena arkasını dönüp yorganı kafasına çekti. Henüz uyanmak istemiyordu.Biraz daha uyumak , acılarını hafifletmek , geçirdiği son birkaç günü hayatından silmek istiyordu. Daha 17 yaşındaydı ve bu yaşadıklarıyla başedecek durumda değildi. Çok özlemişti annesini. Annesi hayattayken , mükemmel olmasa da çekilir bir hayatı vardı. Şimdi ise başbelası bir babayla başbaşa kalmıştı.Gerçi son günlerde babası da pek sıkıntı yaratmıyordu. Gece geç saatlerde sarhoş bir halde eve gelip bir kanepede sızıyordu.Artık varlığı ya da yokluğu pek birşey değiştirmiyordu.Elena ona en son ne zaman ''baba'' dediğini bile hatırlamıyordu.

Kafası bu düşüncelerle doluyken daha fazla uyuyamayacağını anladı ve yavaşça doğruldu yatağında. Pencereye doğru ilerledi. Dün gece yağan yağmurdan sonra dünya daha parlak göründü gözüne. Pencereyi açtı ve serin havanın odaya dolmasına izin verdi. Hava hala toprak kokuyordu. Nemli toprak kokusunu içine çekti. Daha iyi hissediyordu kendini. Ilık bir duş almak için banyayo gitti.Aynada gördüğü kendi yüzü müydü? Bitkin görünüyordu. Yeşil gözleri her zamanki gibi canlı bir renkte parlamıyordu. Gözlerinin altında mor halkalar belirmişti. Kızıl saçları her zamankinden daha karışık görünüyordu. Aynaya bakmayı bırakıp musluğu açtı. Üzerindekileri çıkarıp kendini ılık suya bıraktı. Gevşediğini hissetti. İyileşiyordu. Daha da iyi olacaktı.

Duştan çıkıp bornozuna sarıldı. Tekrar aynanın karşısına geçti ve fön makinasıyla saçlarını kurutmaya başladı. Gözlerinin altına biraz kapatıcı sürdü. Fazla soluk göründüğünü farkedip biraz allık ve şeftali tonlarında bir de ruj sürdü. Artık daha iyi görünüyordu. Odasına geçip gardrobunun önüne dikildi. Birkaç gündür giydiği o siyah kıyafetleri bir kenara atıp açık mavi bir elbise seçti. Etrafındaki insanların ne düşündükleri pek de umrunda değildi. O siyah kıyafetlere daha fazla katlanamazdı. Merdivenlerden indi ve kedisi Church' ü aramaya başladı. Miskin bir siyam kedisi olan Church her zamanki gibi mutfaktaki yemek masasının üzerinde mırıldayarak uyuyordu. Elena dolaptan bir kutu kuru mama çıkardı ve mama kabına boşalttı. Kuru mamanın metal kaba düşerken çıkardığı sesi duyan Church birden masadan atlayıp mama kabının yanında belirdi. Elena kedinin başını okşadı ve bir süre onu izledi. Ardından kendine bir sandvich hazırlamaya koyuldu. Birkaç sandvich hazırladıktan sonra buzdolabından bir de portakal suyu alıp bahçeye çıktı. Uzun zamandır hiçbirşey yemediğini farketti . Bahçedeki hasır sandalyeye oturup yemeye başladı. Bundan sonra ne yapacaktı? Liseyi yeni bitirmişti ve annesini kaybettiği sıralarda üniversite sınavı başvurularını da kaçırmıştı. Gerçi sınavdan da pek bir beklentisi yoktu.Aslında şu an hiç birşey için hiç bir fikri yoktu.Kafası hayli karışıktı.

Evden fazlaca bunaldığını hissettiğinde güneş iyice tepeye yükselmişti. Elena kahverengi deri sandaletlerini ayağına geçirip bahçe kapısından dışarı çıktı. Nereye gittiğini bilmeden ilerlemeye başladı. Tek istediği evden biraz olsun uzaklaşabilmekti. Etrafına baktığında tanıdık ve kendisini yadırgayan bakışlarla karşılaştı ama aldırmadı. İnsanların düşüncelerine göre yaşayamazdı sonuçta. Birkaç gün daha o siyah kıyafetleri giyip yas tutmanın kimseye bi yararı yoktu.

Birçok birbirine benzeyen dükkanın yanında geçti ve sonunda küçük eski bir kafenin önünde durdu. Cafenin üzerinde büyük ahşap bloklarla yazılmış Cafe Violet yazısı çok şirin görünüyordu.Camdaki ''eleman alınacak'' yazısına baktı ve iceri girdi. Hafif bir caz çalıyordu arkadaki radyodan. Burası şirin , hoş bir mekandı. etrafa öylesine savrulmuş gibi görünen küçük masalar ve sandalyeler le doluydu cafe. şu an tek bir müşterisi bile yoktu. Elena kasaya doğru ilerleyip ''merhaba!'' diye seslendi. Tezgahın arkasından otuzlu yaşlarda uzun boylu , birkaç günlük kirli sakalıyla hayli yorgun görünen bir adam ''Merhaba'' diye cevap verdi zoraki bir gülümsemeyle. Adam çarpık gülümsemesiyle ''Birşeyler atıştırmak için geldiyseniz henüz satışlara başlamadık , daha dün taşındık ve bir eleman eksiğimiz var '' dedi.Elena kısa bir süre düşünüp adama kendisini tanıttı ve iş aradığını söyledi. Adam sevinmiş görünüyordu. ''Memnun oldum ben Jack, istersen bugün başlayabilirsin'' dedi gülümseyerek. Elena şaşırmıştı. Bu kadar çabuk olacağını beklemiyordu. Bir süre afalladı ve ardından gülümseyerek ''Pekala başlayalım o halde'' dedi. Elena için herşey daha yeni başlıyordu...

YARINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin