kadın beni odada bir sandalyeye oturtup sorular sormaya başladı. "kadını daha önceden tanıyor musun?" "en son kadını nerede gördün?" "adamla bir bağlantın var mı?" hepsini sırasıyla "hayır." "yolda baygın." "erkek arkadaşım." diye cevap verdim. sonra kadın beni başka bir odaya tahlil (kan ve idrar) vermeye götürdü. allahım çok korkuyordum. en sonunda geçirdiğimiz 4 saatin sonunda bizi serbest bıraktılar. daha doğrusu beni. karakolun dışında bekleyerek geçirdiğim 1 saatin sonunda louis de geldi ve utanarak yanıma yaklaştı. "louis olanları anlatır mısın?" "anlattım ya (ismin)." "louis o kadın bambaşka bir şey söy-" sinirle "sana yemin ediyorum ki kaçırma diye bir şey olmadı anlattığım şey oldu, artık konuyu kapatabiliriz." dedi net bir şekilde. hayır bu iyiye haber olamazdı çünkü türkiye'de yaşadığımın benzeri başıma gelecek gibi duruyordu ve bu e son isteyeceğim şey. "louis" dedim yavaşça. önümden yürüyordu sanki benden kaçarmışçasına. cevap vermeyince adımlarımı hızlandırıp ona yetiştim ve yavaşça omzuna dokundum. "louis bence bana anlatmadığın bazı şeyler var." hala cevap vermedi sadece dönüp anlamsızca suratıma baktı ve yürümeye devam etti. hiçbir şey demeden arabaya doğru yürüdük. düşüncelere dalmış yürüyordum. 'ne olabilirdi ki' 'hayır bunu louis yapamaz' aklımdan bazı çirkin düşünceler geçti ama louis'e yakıştıramadığım için düşüncelerimi kovmaya çalışıyordum. düşünüyor düşünüyor düşünüyordum. arabaya bindiğimizde sessizliği bozan louis oldu. "(ismin)" dedi sakince. sadece yutkunabildim. "haklısın sana anlatmadığım bazı şeyler var." tam bir şey demek için ağzımı açacakken "ama şu an sırası değil." dedi aceleyle. kelimelerimi yuttum. yola bakarak 'ne olabilir'li düşüncelerime devam ettim. eve gitmediğimizi farketmem biraz zaman aldı. "louis!nereye gidiyoruz?" deyiverdim. louis cevap vermedi yola bakmaya devam etti. "bak louis eğer bana da-" "cidden öyle mi düşünüyorsun?" yutkundum 'hayır düşünmek istemiyorum' ve sadece ona baktım. gözlerimden istemsizce birkaç yaş aktı. genellikle ağlayan bir insan değilimdir ama bir günde bu kadar stres ağır geldi. ağladığımı görünce arabayı kenara çekti. beni arka koltuğa oturtup yanıma oturdu. başımı omzuma yaslayıp saçımı okşamaya başladı. aynı pozisyonda geçirdiğimiz 15 dakika boyunca kimse tek kelime etmedi. ama bu sefer sessizliği bozan ben oldum "louis saat çok geç oldu baksana saat 4'e geliyor bir an önce eve gitsek iyi olacak." " yarın okul yok biraz geç uyusak sıkıntı olmaz." dedi ve sürücü koltuğuna geçti. yarım saat daha yol gittikten sonra bir gece kulübünün önüne geldik. "louis, burada ne işimiz var?" bir şey dercesine bana baktı, arabayı park ettikten sonra kapımı açtı ve inmeme yardım etti. içeri girdiğimizde yerde sızan insanlardan tut dans eden insanlara kadar herkes sarhoştu. "louis son kez soruyorum beni buraya neden getirdin?" "her şeyi anlamana yardımcı olacak güzelim" dedi göz kırparak. her ne kadar belli etmesem de attığım her adım beni daha da geriyordu. en sonunda büyük kapısı olan bir odaya ulaştık. louis kapıyı kibarca tıklattıktan sonra içeri girdi. içeride 20'li yaşlarında genç bir adam telefon görüşmesi yapıyordu. o buradakilerin aksine gayet düzgün bir gömlek altına da bir kot pantolon giymişti. louis'e çok benziyordu açıkçası. louis'in kardeşi olup olmadığını bilmediğim için o kişinin abisi mi kuzeni mi ya da akrabası olup olmadığını anlayamadım. adam bizi görünce telefon görüşmesi yaptığı kişiden kibarca izin isteyip telefonu kapattı. "selam louis, bu saatte burada ne arıyorsun?" genç adam bu soruyu sorarken yan gözle bana bakıyordu. açık olmak gerekirse çok rahatsız olmuştum. "josh, senin o sürtük kardeşinin işi bana patladı!" dedi louis dişlerini sıkarak. ne yani o kadın bu 'josh' denen adamın kardeşi miydi? "ne yaptı kardeşim gene?" louis josh'ın sorusunu yanıtlamadan önce teredütle bana baktı ve sonra ukala bir tavırla josh'a dönerek "katliyn anlaşılan buradan aldığı kızı benim evime getirip-" derin bir nefes alıp "anladın josh. sonrasında beni o kız sanıp -galiba- önce sarıldı sonra da öpmeye çalıştı" dedi tek nefeste. ama nasıl? josh'ın kardeşi 'katliyn' louislere gittiğimde orada değildi. louis'e bu soruyu sorar gibi bakış attığımda "sonrasında çok içmiş olduğu için onu yatırdım" dedi louis josh'a dönük bir şekilde. şimdi her şeyi daha iyi anlayabiliyordum ama 'josh' da kimdi ve louis ile ne alakası vardı? "anladım louis. ama ne yapmamı bekliyorsun?" dedi ukala bir tavırla. çok sinir olmuştum bu adama. louis iç çekerek "ben ve kız arkadaşım o kardeşin yüzünden eğlenceli bir geceyi yarıda bırakıp karakola ifade vermeye gittik." dedi louis. neden böyle bir şey dedi ki? başka yalanlar varken. "louis o 'gecelik' kız arkadaşınla eğlenceni bozduğu için kardeşime bir şey yapamam." dedi sırıtarak. 'gecelik mi?' bırak biz louis ile 'eğlenmeyi' daha birbirimize doğru dürüst açılmamıştık bile. çok sinirlenmiştim. tek yapmak istediğim şey çığlık atıp bir şeyler kırmaktı. "josh ağzını topla ve katliyn'i al derhal!" dedi sinirle. josh kahkahalar atarak "louis, bakıyorum okul değiştirince yattığın kızları korumaya başlamışsın." yattığı kızlar mı? ve okul değiştirmek mi? bu adam neyden bahsediyor bilmiyorum ama hemen buradan gitmek istiyorum! louis aklımı okumuş olacak "josh eğer sabaha kadar kardeşini bizden almazsan kendi elimle polise seni ve kardeşini teslim ederim. konu kapanmıştır!" dedi net bir tonla elimi tutup tam kapıyı açacakken arkadan josh histerik bir şekilde gülerek "demek öyle yaparsın, unutma partridge sen de en az benim kadar suçlusun." dedi. "louis kapıyı açıp hızlı adımlarla yürürken bir andan elimi sıkıp bir şeyler mırıldanıyordu. suçu neydi? anlayamıyorum... "louis neler oluyor lütfen bilmeye ihtiyacım var." "(ismin) söz veriyorum eve gidince anlatacağım." yutkundum ve hızlıca başımı salladım. hızlıca arabaya binip yola çıktık. louis olduğundan hızlı sürüyordu. 15 dakikada eve varmıştık bile. "(ismin) benim evim bu konuyu konuşmak için hiç güvenli değil size gitsek sıkıntı olur mu?" başımı salladım ve anahtarımı çıkardım. hızlıca kapıyı açtıktan sonra kendimi koltuğa bıraktım. louis de yanıma oturdu. ellerimi tutup "bunu kimseye söylemeni istemiyorum." dedi çresizce gülümseyip kafamı salladım. ve anlatmaya başladı....
OKUYUN
hikaye nasıl gidiyor? fikirlerinizi yorum olarak bırakabilirsiniz:) bu arada uzun süre yazamamıştım hem yazasım gelmedi RFJKWHSFDLH hem de derslerim çok yoğundu. telafi olsun diye biraz daha uzun yazdım. seviliyorsunuzz<33
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Louis and i
Romancemerhaba, sen de mi fan fiction okumayı seviyorsun? umarım yazdığım yeni hikayenin ilk bölümünü beğenirsin:) yorumlarda fikirlerini belirtirsen çok sevinirim :> iyi okumalarr...