ortaya çıkan sırlar

323 26 7
                                    

sadece kızlar girebilir

zeynep: oha kızım bunun ay olduğundan emin misin

serra: mal mısın yazıyor ya kullanıcı adı

ben: anlayamıyorum nasıl

ırmak: hayır nasıl tek aşkı zaten ayın çıktıkları olmamış mıydı

zeynep: oaaa anladım şimdiiiiiii

serra: bendeeee bak kızım bu sözü verdik ya bu ay da seni unutabilmek için başkalarıyla çıktı

ben: ama ben ay ile birlikte olamam ki

ırmak: söz verdik ben arkadaşlığımız bozulsun istemiyorum

ben: ben de öyle

zeynep: ırmak dur bi belki (ismin)in duyguları karşılıklıdır he hem fena mı olurr

ben: saçmalama hem ben bu işleri bırakalı çok oldu

serra: yeme biziiii

ben: neyse louis burada ben gitmeliyim

telefonu kapatıp koltuğa attım. ama louis onun benim arkadaşım olduğunu nerden anlamıştı ki? "louis, sen o mesajların sahibinin benim arkadaşım olduğunu nerden anladın?" "zor olmadı ki sadece arkadaşlarımdan sen takip ediyorsun ve biyogafisinde türk bayrağı var." dedi omuz silkerek. "neyse (ismin) hem çok fazla birlikte olduk sana düşünme süresi bile vermedim." "louis kalabilirsin istersen." "yok ben gideyim." dedi hüzünlü bir tonda. louis'i uğurladıktan sonra ay'a mesaj atmamak için kendimi çok zor tutuyordum. uyumak üzere yatağıma girdim, saatlerce döndüm durdum ama gözüme gram uyku girmemişti. sabaha kadar dönüp durdum yatağımda,tam uyumuştum ki lanet alarmımın sesiyle uyandım. üstümü giyinip okula gittim ve hiçbir dersi dineleyemedim. aklımda louis ve ay vardı. hayır ay ile çıkmak için değil nasıl olabileceğini düşünüyordum. eve gitmek için çantamı toparlarken louis yanıma geldi ve "beni bekle gel beraber yürüyelim." dedi. açıkçası kafamı dağıtmak için çok iyi olurdu ama bu kafamı dağıtacağım kişi louis olamazdı. "şey ben eve gitmiyorum." diye bir yalan uydurdum. "nereye gidiyorsun?" diye sordu louis meraklı bakışlarla. "londra'da yaşayan kuzenim var onlara gidiyorum." dedim aslında bu yalan değildi gerçekten londra'da yaşayan bir kuzenim vardı ama çok yakın değildik ve ona geleceğimden haberi yoktu. louis başını salladı ve okuldan çıktı ve ben de kuzenimi aradım.

ben: alo irem?

irem: efendim?

ben: evdeysen size gelebilir miyim?

irem: tabii ki de ama sen genelde gelmezdin önemli bir şey mi oldu?

ona louis'i anlatamazdım çünkü ihbar edebilirdi.

ben: yoo, sadece uzun süredir görüşmüyoruz, merak ettim seni.

irem: JHSDFKJKJD tamam bekliyorum.

irem'in evi çok uzak değildi, 15 dakika yürüdükten sonra kapısını çaldım ve açtı. sıcacık bir karşılamayla beni içeri aldı. aile ortamını çok özlemiştim. "ee teyzem ne yapıyor kuzii?" diye sordu irem muhabbet olsun diye "ay hiç valla her zamanki gibi." dedim. havadan usdan konuştuk saatlerce. irem'i severim sıcacık aile ortamını hatırlatır yanına gittiğimde. aramızda 6 yaş olmasına ramen yaşıt gibi davranırız. saatin kaç olduğunu farkına kapı çalınca vardım. "bekle kuzi ben açarım." dedi irem gülümseyerek. ben de telefonuma gelen bildirimlere baktım. louis 5 kere, ay 1 kere bizim kızların bulunduğu whatsapp grubundan 2 kere arama gelmişti. tam bizim kızları geri arayacaktım ki irem'in konuştuğu ses çok tanıdık geldi. çaktırmadan dinlemeye başladım "sen neden buradasın?" "(ismin)'i aryorum." iyi de irem'in evini nereden bulmuştu ve bu kimdi.

ah tabii ya! louis irem'in evini 'bul' adlı uygulamadan bulmuştu! "sen (ismin)'i nereden tanıyorsun?" "komşuyuz ve aynı okuldayız." "louis o pis işlerine (ismin)'i bulaştırmana izin vermeyeceğim, hem annesi ve babası kahrolur hem de geleceği kararır." bir dakika irem ve louis tanışıyor muydu?" "çekil irem (ismin)'in burada olduğunu biliyorum." "louis yalan mı söyleyeceğim? değil işte değil değil!" diye bağırdı irem. louis içeriye doğru girdiğinde artık saklanmak için çok geçi. "(ismin) senin burada olduğunu biliyordum, hiç iyi bir yalancı değilsin irem!" "kusura bakma louis! ama (ismin)'in bu işe karışmasına izin veremem! ve ayrıca (ismin) sen neden bana söylemedin?" "siz neyden bahsediyorsunuz ikiniz de?" diye bağırdım. "louis evimden çık!" "(ismin) gelir misin!" dedi louis elini uzatarak. bir süre hareket edemedim. irem ve louis birbirlerine bağırmaya devam ettiler o sırada. bir süre sonra istemsizce ağlayarak çığlıklar atmaya başladım. irem louis'i evden dışarı atıp beni sakinleştirdi ve "neler olduğunu anlatır mısın(ismin)?" diye sordu. "ah hayır, önce sizin nereden tanıştığınızı öğrenebilir miyim?" "(ismin) çıldırtma beni ve anlat!" diye bağırdı. daha çok ağladığımı fark edince "ablacım, lütfen anlat bu ciddi bir konu." dedi yumuşak bir sesle. "irem yemin ediyorum ki anlatamam." dedim ağlayarak. "tamam kuzi şöyle bir anlaşma yapalım. louis ile olan alakamı söylersem anlatır mısın bana zaten louis'in işlerini biliyorum." dedi. madem biliyordu o zaman neler yaşadığımı anlatmam da bir sıkıntı olmazdı herhalde.

"bak josh'ı tanırsın herhalde, biz onunla geçen seneye kadar sevgiliydik hem de öyle kısa bir süre değil tam tamına 3 yıl. çok güzel dolandırdı beni. bütün paramı aldı ve kapı önüne koydu beni. 1 sene ortalarda yoktum ya o sırada hapishanedeydim. josh ile kavga ettiğimizde beni o 'çete hırsızlığından' ihbar etmişti. benim hırsızlık olayında bir parmağım yoktu sadece olayı biliyordum. sonra louis beni bir şekilde çıkarttırdı nasıl hala bilmiyorum. işte o günden beri onlarla olan bağımı koparmaya çalışıyorum." bunların hepsini sakince anlatmıştı. ben de bildiklerimin hepsini tek nefeste anlattım. "lütfen bu louis ile olan bağını koparmaya çalış." "ama irem louis bağını koparmaya çalışıyor josh'la ve ona yardım etmek istiyorum." "ablacım başına bela almanı istemiyorum." "kuzi merak etme kendi kıçımı kendim toplayacak kadar büyüdüm." dedim ve kapıya doğru yöneldim. tam çıkacakken irem bna sarıldı ben de ona karşılık verdim. sıcacık gülümsemelerimizle evin yolunu tuttum ve louis'e gidecekken telefonum çaldı. arayan ay'dı açıklamasını merak ettiğim için açtım ve eve girdim. "(ismin)" dedi boğuk bir sesle "efendim" "b-ben ben...çok üzgünüm." hayır ay bunu bildiğimi nereden biliyordu? "y-yani bu istemsizce oldu..." diyip daha cevap beklemeden yüzüme kapattı. bu ay benden hoşlanıyor bile olsa bu şekilde itiraf etmezdi. tam kendi evime girecekken gizli numaradan mesaj geldi "gönderdiğim konuma gel her şeyi daha net anlayacaksın..." bu iyiye işaret olamazdı. içim içimi kemiriyordu. konumu attı ve kimseye özellikle louis'e sezdirmeden attığı konuma gittim. gördüğüm kişi ne louis, ne ay, ne de josh'dı ben josh'ın gönderdiğini düşünürken bambaşka biri çıktı karşımda. karşımda gördüğüm kişi nutkumun tutulmasını sağladı sadece "s-sen ne arıyorsun burada?" diye sordum. "beni hatırlamadın mı yoksa?" diye sordu.

"evet seni hatırlıyorum ama ne işin var burada?" bu kişi serhat'dı yaşadığım tramvatik olayın baş rolü ve bu pislik adam yüzünden bir ilişkiye girmeye korkar hale geldim. serhat çok küçük yaşta annesi ve babası tarafından terk edilen ve küçük yaşta alkole başlayan başta çekici ama sonra şiddete yönelimli bir aptaldı. "sana ulaşmanın tek yolu ay üzerindendi." "neden?" "ay'ın sana olan küçük hoşlantısını biliyordum ama sadece bu kadar olayı bu kadar büyütmeseydim seninle buluşamazdım." "ne istiyorsun serhat!" "bana yeni bir şans vermeni." hayır serhat'a güvenemezdim. 'hayır'ı kabul etmeyeceğini bildiğimden direk louis'i aradım ve sadece attığım konuma gel diyebildim. serhat o sırada başkasıyla konuşuyordu. birkaç kere beni öpmeye çalıştı ama ben geri ittim hep. en sonunda louis gelebilmişti. onu gördüğümde koşarak yanına gittim ve anlık bir korku,heyecanla onu öptüm.

Louis and iHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin