İ.

1.4K 154 24
                                    

"Ya sikicem belasını şimdi he, bi uyutmadılar adamı." Söylene söylene yattığı yerde dönüp, kafasını yastığa daha çok gömdüğünde zil tekrar çalmıştı.

"Zehra kızım sağır mısın sen? Baksana kapıya!" Odasından salona doğru bağırdığında herhangi bir cevap alamayınca tam yerinden kalkıyordu ki tuvalet kapısından gelen açılma sesiyle tekrar sindi yerine.

"N'olur kalkıp açsan, kurtların mı dökülür? Allahın cezası bir kere de rahat bırak beni şu tuvalette." Zehra söylene söylene salonun camına doğru gitti ve kimin geldiğini yoklamak için camdan aşağı eğildi. Uykusu çoktan açılan Ziya ise ısrarla zile basan kişinin kim olduğunu merak ettiği için salona kulak kesilmişti. Başta çıt çıkmasa da daha sonra kardeşinin birisiyle konuştuğunu duydu. Komşulardan biri olduğunu düşünüp başucunda duran telefonuna uzandı. Kardeşinin sustuğunu ve gürültü sayılamaycak bir sesle camı kapattığını fark ettiğinde odasına doğru geçeceğini düşünüp koridora uzanan kapısına doğru baktı. Zehra saçlarını toplayarak yanına doğru geldiğinde yatakta gerindi ve "Kimmiş o?" dedi.

Kız ona ufak bir bakış atıp cama yöneldiğinde Ziya gözlerini kız kardeşine dikti. Kız perde arkasından sokakta göz gezdirirken "Bilmiyorum ki, ev arıyormuş çocuk. İyi de giyimli bi' tipti.  Bizim alt kat boş ya, onu sordu. Kiralık değil diyince de Kadriye teyzelerin eve doğru gitti galiba." diye mırıldandı. Ziya kızın anlattıklarına tepki vermese de saçını bir türlü yapamayan kız kardeşine "Bok gibi olacak boşuna toplama." derken yataktan kalktı ve cama yöneldi. Evlerini soran şu iyi giyimli herifi bir görmek istiyordu.

Ankara'nın en köşe mahallelerinden birinde yaşıyorlardı. Devletin dahi pek girmediği, sadece ailelerin yaşadığı büyük bir gecekondu mahallesiydi burası. Samimi bir mahalle ortamından çok yoksullukla kavrulan, kendi dertleriyle yoğurulan insanların yurt edindiği bir muhitti. Yol üstü bir yer de sayılmazdı, o yüzden pek yabancı göremezdiniz. Bu yüzden Ziya ufak bir merak hissiyle camı açıp sokağa doğru eğildi. Karşı çaprazlarında, bir iki ev ileride oturan çok sevdiği komşuları Halime teyzesinin evinin önünde durmuş, balkondaki kadınla konuşan bedeni fark ettiğinde çocuğu incelemeye başladı. 

"Lavuk tayt giymiş lan..." dedi hafif bir sırıtışla. Zehra da kafasını abisinin kolunun altından sokarak dışarı çıkardığında "Yakışıklı çocuk ama." dedi. Ziya kaşlarını çatıp cama yasladığı elle kardeşinin topuzuna vurduğunda kız "Ya abi!" diye bağırdı. Zehra'nın bağırması sokakta da duyulmuş olacak ki birkaç metre ilerisindeki evin önünde duran çocuk kafasını çevirip onlara bakmıştı. Ziya çocukla göz göze geldiğinde istemsizce kaşlarını çattı ve bakışlarını kaçırdı. Sokaktaki çocuklara bakıyormuş gibi gözlerini onlara dikti. "Bana bak Şeref, o topu bi daha dikleme öyle cama doğru. Bir uyutmadınız ha. Topunuzu keserim Allahıma." diye söylenerek ufak da bir oyunculuk sergiledi.

Gözlerin üzerinden çekildiğini hissettiğinde tekrar o tarafa baktı, çocuğun kapının önünde durduğunu ve hemen ardından arkadaşı Necati tarafından açılan kapıdan içeri girdiğini gördü. 

Merak hissini beslemek için çıktığı camdan inerken yeterince verim alamamış ve daha da meraklanarak inmişti. Mahallede eğreti duran bu tipin buralarda ne işi vardı merak etmişti. Ferhat'a mesaj atmayı aklına not ettiğinde, hala camda duran kardeşini hafifçe iterek içeriye geçti. "Üç gün barınamaz burada bu." diyerek tekrar yatağına girdiğinde hafifçe titreyerek pikesine sokuldu. 

**

merhabalar.

istikrarlı yaşam hakikattir ➻ b×bHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin