Eve sahil yolundan yürümeye karar verdim. Bugün hava fazlasıyla güzeldi. Babama ve kendime makaron almaya karar verdim. Sevip sevmeyeceğini bilmiyorum ama zaten önemi de yoktu çünkü bunu anlamanın bir yolu yoktu.
Eve geldiğimde makaron paketini mutfağa bırakıp ödev yapmak için odama geçtim. Babamın geldiğini duymuştum ama ödevimin bitmemesi ve sevgili matematik hocama sevgi sözcüklerimi göndermem nedeniyle hoşgeldin demedim. Bittiğinde aşağıda babamın sinirli bir ifadeyle kapalı olan televizyona baktığını gördüm. Yerdeki dosyalar işte bir şeye sinirlenmiş olduğunu açıkça ortaya koysa da bir şey demedim o da çıkıp gitti.
Babamı aklımdan çıkaramıyorum. En iyisi biraz yürümekti. Hemen ceketimi alıp dışarıya çıktım. Her zamanki gibi en iyi seçenek sahildi. Benim yaşlarımda olduğunu tahmin ettiğim bir çocuk bir teyzeye yardım ediyordu. Vay be böyle insanlar hala var mı? Yanlarından geçerken Tunç ne? Tunç bizim okuldaki Tunç mu? Gerçekten mi? Aman banane. Şuan düşünmem gereken daha önemli şeyler varken Tunç'la uğraşamazdım.
Çok iyi bildiğim o ara sokaklarda yürürken "Hey! Cici kız bana bi bakar mısın?" Sesini duymamla durdum. Sesin sahibinin Tunç olmadığını bilsem umursamaz yürümeye devam ederdim ama ordaydı ve bana sesleniyordu. Yine de umursamamaya karar verdim. Yürümeye devam ettim. Beni okuldaki diğer kızlarla karıştırıyorsa yanılıyor. Kolumun tutulmasıyla inledim. Pardon hayvan gibi çekilmesiyle daha doğru olurdu. "Bade sen zeki bir kızsın seninle hemen bir anlaşma yapıcaz sen bugün gördüğün şeyi kimseye söylemiyceksin" Allah Allah ben de malım anlaşmaya bak. "Buna anlaşma denmez embesil. Anlaşmada iki tarafın da isteği olur" Aslında umrumda değil kimseye söylemezdim. Zaten bu olayı niye bu kadar büyüttü anlamadım. Karizması çizilir herhalde o sert çocuk tipi. Ahahahha bunu düşününce bi herkese söyleyesim geldi. O düşünürken daha doğrusu sinirlenirken yanmzdan ağlayarak geçen bir kadın gözüme çarptı. Yere bir şey fırlattı. Aptal kadın o bir papatya! "Peki bana embesil demeye cürret eden aptal cesaretli kız. Sen söyleme ben de sana.." yere eğildi"işte bu papatyayı veriyorum" Papatyayı elime tutuşturdu ve gitti. "Hey! Bu hala bir anlaşma değil embesil !" Arkasına bile bakmadan gitti. Gerizekalı! Sinirle eve doğru yürümeye başladım. Kendini ne sanıyorsa gerizekalı ya! Embesil demeye cürret eden aptal cesaretli kızmış! Hah hayatımda duyduğum en saçma salak tamlama listesinde birinci sırada şuan. Birkaç çocuğun " hşşşt güzellik bu tarafa baksana!" "Ooo bebeğim o kalçalarını benim üzerimde kullanmak ister misin?" Gibi lafları duyunca iyce tepem attı. Hayır yani uğraşmazdım ama sinirimi çıkarmam gerek değil mi? "Bugün yanlış gün" dedim ve sırıtmaya başladım. Onlara doğru yaklaşırken onlar da bana sırıtmaya başladı ah şu aptal erkekler. Birini yakalarından tuttum ve duvara yapıştırdım. " Oooo sert kız tam canımın istediği gibi"dediğinde sırıttım. Bakalım birazdan da aynı fikirde olacak mı? Yumruk atmaya başladım zaten sarhoş olduğundan çok da tepki veremedi açıkçası. Sinirden " Aptal cesaretli kızmış" "Gerizekalı embesil!" " kendini ne sanıyor ki" diye bağırıp adama vuruyordum. Adamın yüzüne baktığımda aman Allah'ım! Bunu ben mi yaptım? Ahh lanet olsun! Adamını yere bıraktım. Diğer adama döndüm. Tunç'un bana verdiği papatyaya basarak kaçtı. Arkasından bağırdım"Ahh aptal adam o bir papatya!". Sonra duvara yaslandım ve ellerimdeki kana baktım. O tanıdık sesi yine duydum. Yeter artık. "Papatya kızımızda büyük bir öfke görüyorum. Seni bu kadar mı kızdırdım" Sırıttı. Üzerine yürüdüm. "Adamın haline bir bak gerizekalı! Senin yüzünden oldu. Aptal! Seni de dövmeden sırıtmayı kes!!!!" Diye resmen çığırdım. "Çok korktum bana aptal ve gerizekalı deme cesaretini gösterebilmiş olan aptal kız. Ben o adamlara benzemem. Kızlara da acımam. Şimdi şurdan defolup git!" Hah! Çok korktum gerçekten. Ağlayacağım. Yüzüne yumruğu geçirdim ve koşmaya başladım. Yerdeki papatyayı aldım. Ve koşmaya devam ettim.
Eve geleli bir saat olmuştu ama hala fazlasıyla sinirliydim. Demekki ben o adamları döverken beni izlemişti ve ben ona resmen saydırmıştım. Ahh! Lanet olsun! Kapı sesiyle başımı kaldırıp babama baktım. Resmen dağılmış görünüyordu. Ben babamı unutmuştum. Bir kez daha lanet olsun. Yanına gittim koltuğa oturmasına yardımcı oldum. Annem öldüğünden beri ilk defa babamı bu kadar dağılmış gördüğümden ne olduğunu sormaya korkuyordum. Gözyaşlarını gördüm. Hayır hayır babam ağlayamazdı. Benim babam en güçlü insandı, ağlayamazdı. Ona sarıldım. O da bana sarıldı ve uzun süre öyle kaldık. Şuan ne olduğunu bilmediğim halde ödüm patlıyor. En son saate baktığımda saat 4' tü ve ben hala ne olabileceğini düşünüyorum.
~~~~~~~~○~~~~~~~~○~~~~~~~~○~~~~~~~
Telefonumun sesiyle uyandım. Ahh boynum! Babamla o şekilde uyuyakalmışız. Ve ahh geç kalmak üzereyim!Telefonu kapattım. Babamı uyandırmamaya (ve dosyalara basmamaya) çalışarak odama gittim üniformamı aceleyle giydim siyah botlarımı ayağıma geçirdim.
Sonunda okula -1. Ders bitmişti tenefüstelerdi- varmıştım varmasına ama okuldaki tüm kızlar bana cins cins bakıyorlar. Hayır bana normalde umurlarında bile olmayan bana. Gerçi ben de onları umursamam ama bana bakıyolar sonuçta. Adını bilmediğim bir kız bağırdı. "Vay be Bade. Asıl senden korkulurmuş nasıl tavladıysan artık çocuğu (!)" Ne? Ne diyor şimdi bu mal. Umursamadan yürümeye devam ettim. "Hah! Şimdi de umursamıyor. Sanki Tunç'un sana papatya verdiğini bilmiyoruz." Bi dakika ya wait wait."Ne dedin?" Dedim. "Şimdi de bilmemezlikten geliyor fotoğrafınız var elimde kızım hatta tüm okulda var. Sonra da yattınız mı hı? " BEN. BU. KIZI. BOĞARIM. " Sen kime ne dediğini sanıyorsun aptal!" Bahçedeki herkes güldü. Sonra yine adını bilmediğim ama bizim sınıfta olduğunu bildiğim bir erkek "Hadi ama Bade sen okula hiç geç kalmazsın ama bugün geç kaldın bu durumda herkes aynı şeyi düşünür." Başka bi kız " Ayrıca da konu Tunç altını çizmek lazım" dediğinde ağlamak üzereydim ama bu aptalların önünde ağlamazdım onlara babamı da anlatmazdım. En iyi bildiğim şeyi yapıp bir şey demeden yürümeye devam ettim. Bana iğrençsin ve benzeri laflar dediklerini duyuyordum ama umursamıyorum.
Hayatımda ilk defa annem öldükten sonraki zaman diliminde derslere konsantre olamadığım bir gün geçirdim. Hatta biyoloji hocamızın sorduğu soruya bile cevap veremedim. şuan ağlama isteğim her ne kadar gittikçe artsa da ağlamayacağım. Ben o kadar güçsüz bir kız değilim. Bir kere sözüm var ağlamamalıyım. Şuan değil hatta hiçbir zaman değil. Hızlıca okuldan çıktım sabahtan beri o iğneleyici bakışlar üzerimde olduğundan bunu takmadım. Bugün okula Tunç gelmemişti acaba gelse ne olurdu? Yok ya hiç bir şey olmazdı. O umursamaz herifin tekiydi. Böyle bir olay onun gözünde hiçbir şey ifade etmezdi eminim.
Eve gittiğimde kapıyı babam açmıştı. Açıkçası şaşırdım."Kızım seninle dışarda yemek yemeyi isterim açıkçası sen de istersen üstünü değiştir ve çıkalım" dedi uzun zamandır benimle tek kelime etmeyen babam benimle konuşacağını söylüyordu. Bu beni gittikçe korkutuyordu zaten çok boktan bir gün geçirmiştim.
Üzerimi değiştirmiş arabaya binmiştim şimdi asıl korktuğum kısım başlamak üzereydi...
*****************************************************
Selam arkadaşlar bu benim ilk hikayem oldukça heyecanlıyım. Uzatmıycam sağlıcakla kalın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAPATYA
Teen FictionYa sadece derslerini ve babasını umursayan bir kız okulun en sert çocuğunu hiç görülmeyen taraflarıyla görürse?