Şeytanın Dokunuşunu Bırakmak İstemedim

591 32 26
                                    

"silüetinin resmine bakarak, kirlenmiş fırçalarım ve mahvolmuş ellerimle, hâlâ bana gelmeni bekliyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"silüetinin resmine bakarak, kirlenmiş fırçalarım ve mahvolmuş ellerimle, hâlâ bana gelmeni bekliyordum."

















🎶[BTS - Intro: Boy Meets Evil]🎶
"çocukça bir aşk yüzünden, hayalimin yolunu kaybettim."













müzik.

kiminin neşesi, kiminin ızdırabı ve kiminin de sanatıydı müzik. herkese kendinden bir parça bırakır, günlerce diline dolanır ve zaman aktıkça bir boşluğa doğru yok olup giderdi o. kimi zaman para, kimi zaman aş ve kimi zaman da eğlence getirirdi.

ve kimi zaman da ilaç.

arkada çalan müziğin hoş tınısı ruhuna işliyorken, elindeki paleti ise uzun zamandır kullanılmamışlığının verdiği üzüntüyü, sonunda üzerine bulaşan boyalarla atlatıyordu.

genç adam ise zihninde dolaşan gölgeyi, olabildiğince tuvaline dökmeye çalışıyordu. buğulu suratı ve dağınık saçları dışında hafızasından tamamen silinmeye başlamıştı bu gölge.

gözlerini sıkıca yumup hatırlamaya çalıştı bir süre, en azından gözlerini. belki o derin bakışları bir kağıda çizerek ona saygısızlık etmiş olacaktı, ama o güne geri dönebilmek istiyordu. tekrar o hissin tüylerini diken diken edişini, kalbinin hızlı çırpınışlarını hissetmek istiyordu.

fırçası hızla keskin bir çizgi çekip tuvalden ayrılmış, genç adam yavaş yavaş oluşmaya başlayan silüete bakmıştı.

iki hafta olmasına rağmen henüz yalnızca çene hattı, burnu ve saçlarını çizebilmişti ve işin kötü tarafıysa, gitgide zihninden siliniyordu bu gölge. ilk başta yüzünün her bir noktasını ezbere biliyorken, zaman geçtikçe yavaşça zihninde çürüyordu.

duyguları bile körelmeye başlamıştı gencin.

o günden beri hiçbir şey hissedemez olmuştu. tek hissettiği, yoğun bir sevgi hissiydi. bu his damarlarında geziniyor, kanını kaynatıyordu ve kanı kaynadıkça boyalar birbirine karışıyor, tuvalde bir resim beliriyordu. ona benzetilmeye çalışılıyor ancak kusursuz olan suratı çizilemiyordu bile.

gözleri uzun süredir dinlenmediğinden dolayı kapanmak için kendisini zorlamaya başladığında, genç tuvalden kafasını kaldırdı ve duvardaki saatine baktı.

4:44

neredeyse güneşin doğmak üzere olduğunu farkettiğinde, elindeki hırdavatları sehpasının üzerine koyup, tek elinin üç parmağıyla gözlerini ovuşturdu. gözlerinin ağrısı dudaklarından bir tıslama kaçırmasına sebep olmuş, ardındansa bacaklarını biraz daha açıp yayılmış ve dirseklerini dizlerinin üzerine koyup ellerine yaslamıştı kafasını.

boy meets evilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin