Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"sana gelebileceğim bütün yolları tıkadın, ben de aşkımı sulara akıttım."
—
🎶[Sufjan Stevens - Mystery Of Love]🎶 "alexander'ın ölen aşkı hefaiston gibi, şimdi nehir yatağım kurudu."
"bir yağmur kuşu gibi koşuyorum, şimdi kedere meyilliyim."
sahil.
yaz gündüzleri cıvıl cıvıllığı, kalabalıklığı ve ışıldayan deniziyle bilinirdi sahiller. suda oynayan çocuklar, güneşlenen gençler, yalandan suya girip çıkanlar ve gerçekten yüzenlerle beraber tam bir eğlence alanıydı.
ancak kışın değildi.
insanoğlu çıkarcı kişiliğini köreltemezdi, tanrının verdiği bu içgüdüyü yenemezdi. bunun sonucunu ise aslında onlara çıkar sağlayanlar öderdi. nitekim, yazın boş kalmayan sahiller kışın gelip çattığında yalnızlaşmaya mahkum olurlardı.
çarpışan karanlık dalgalar o an bir cıvıldama bekler, karanlık yüzeyinde gezen varlıklar ve kıyıya usulca ulaşan o kocaman dalgaları karşılayan birilerini beklerlerdi. fakat bulamazlar, bulamazlar ve hırçınlaşırlardı. yalnızlık üzerlerine yapıştıkça yapışır, o kabus gibi olan döngü başlardı.
o döngünün her bir dakikasında birini arayan yalnız sular, dayanabileceği ve tutunabileceği yalnızca tek bir kişiyi bekler, yollarını gözler. o tek kişiyi bulduğundaysa bu karanlık döngü biterdi. ancak bu sefer farklı bir durum meydana gelmişti.
o döngüyü sonlandıracak kişi, erkenden gelmişti.
kumlara değen çıplak ayakları, elinde bir çift ayakkabısı ve havanın soğuk olmasını umursamadan giydiği kısa şortuyla yürüyordu gecenin geç bir saatinde. ayın şahane yakamozu, gencin gözlerine görsel bir şölen sunuyor ve bu güzel manzara denizin dalga sesleri eşlik ediyordu.
sahilden ve kumdan her daim nefret etmesine rağmen, kendini sakinleştirmesi gereken bir yere ihtiyacı vardı, yanında o yoktu. onun dışında kim sakinleştirebilirdi ki?
parlak gözlerini düşündü o an, kendisini bu halde görseydi ne tepki verirdi diye düşündü. çökmüş göz altları, soğuktan kızarmış suratı ve dağınık saçlarıyla görseydi yine de onu burada bırakmak ister miydi, diye düşündü.
