1. Bölüm

16.9K 679 4.1K
                                    

(DÜZENLENDİ)

Başlama tarihinizi yazar mısınız?

İlk hikayem, ilk kurgum. Umarım size sevdirmeyi başarırım :)

Paragraf araları boş kalmasın sakıııınnnn🤤

Paragraf araları boş kalmasın sakıııınnnn🤤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🍷

Her şeyi yoluna koymaya çalışırken, git gide daha da derinlere gömülüyordum. Hangi yöne gideceğimi bilmediğimden, sitenin biraz uzağındaki ara sokaklardan birine girmiştim. Sessiz çığlıklarımı içten içe çürüten o karanlık duygu iliklerimi kemiriyordu.

Derin soluklar almaya çalışırken kalbime çöreklenen hislerle kemiklerim birbirine geçmiş gibi hissettim.

Belki de geçmiştir Nisan?

Titreyen bacaklarımla duvarın dibine yanaştım. Çocuk parkının etrafındaki taştan örülmüş duvara sırtımı yaslayıp oturunca, başımdaki zonklamayla gözlerimi kapatıp başımı arkaya yasladım. Dejavu yaşıyordum. Çocukken de ağlamak istediğim zamanlar hep buraya gelirdim. Kimse görmesin diye. Acımı göstermekten her zaman kaçardım. Çünkü bana göre ağlamak zayıflıktı ve ben hayatım boyunca zayıftım.

Tepemde bir bedenin dikildiğini hissetmemle gözlerimi araladım. "Yine mi dizin acıyor?" Diye sordu, karşımdaki küçük ben. Kaşlarım çatıldı. Tepki vermeme fırsat vermeden, minik eliyle dizime dokundu. Nefret ettiğim bir izin olduğu dizime... Biraz okşadıktan sonra kendi dizini gösterdi. Kanlı, açık yarası vardı. "Benimki de çok acıyor." Dedi ancak çok da acı dolu çıkmamıştı sesi.

Rahatsızca çöktüğüm yerde kıpırdanıp, daha rahat bir pozisyon alırken, kaşlarım çatık şeklini koruyordu.

"Ne acı değil mi?" Dedi, dümdüz. "Derdini anlatabileceğin bir annen yok. Saçlarını okşayan, seni her zaman destekleyecek bir baban da yok."

Ona yalnızca üç saniye sen ciddi misin bakışlarımdan birini attım. Hemen ardından alayla kahkaha atacağımı o da beklemiyor olacaktı ki anlamayan gözlerle baktı. "Umrumda mı sanıyorsun?!" Dedim, fakat gözlerimde biriken yaşlar adeta firar etmişlerdi. Hızla onları temizledim. "Benim kimseye ihtiyacım yok!" Sesim her konuştuğumda biraz daha yüksek çıkıyordu. Karşımdaki küçüklüğüme küçümseyici bir bakış attım. "Senin aksine." Dedim, iğneleyici bir ses tonuyla. Kafamı sağa sola sallarken burnumu içime çekiyordum.

Küçüklüğüm bir süre yüzümü izledi. Ardından umursamazca omuz silkti. "En azından ben kendimi kandırmıyorum." Dedi. Boyundan büyük laflar ettiğinin farkında mıydı? "Söylesene, babanın herkesin sorununa koşması, herkese derman olurken kendi çocuklarına bir hiçmiş gibi davranması gerçekten umrunda değil mi?" Yüzünde silik bir gülümseme belirdi. "Ben öyle söylemezdim."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 28 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KÖSTEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin