LOTA | Minsung |

10

"Zihnimize girecekler."

—————————————————

"Bu arada Felix denen kişi buz perisiydi değil mi?"

Kafasını salladı.

"Buz perilerinin başında."

Ona hâlâ sinirliydim. Ancak beni ona verir diye de ödüm kopuyordu. Ona kaba davranarak kendimi ölüme itmek yerine ona iyi mi davransaydım acaba?

Hayır Jisung sen ona kızgınsın.

"Kendinle iç çatışma yaşarken yüzün aptal gibi görünüyor bunu biliyor muydun?" Alayla sırıtan Minho'ya öfkeyle baktım.

"Senden nefret ediyorum."

"Benden hoşlanıyorsun."

"Hoşlanmıyorum."

"Beni çekici buluyorsun."

"Periler çekicidir. Sana özel bir şey değil."

Hâlâ sırıtarak bakıyordu ve ben sinirden camı yumruklamak istiyordum.

"Sen tam bir Jace Wayland Herondale Morgenstern Lightwood'sun."

Kaşlarını kaldırdı.

"Onun soyadı Herondale olarak sonuçlanmamış mıydı?"

"Öyle miydi?" Düşünceye daldım.

"Sen kitapları okuduğuna emin misin?"

"Her neyse sende Jace uyuzluğu var."

"Jace kusursuz bir karakterdi."

"Ah tabi."

Uzun süre atışıp durduktan sonra ciddileşti.

"Zihin Köprüsüne geldik."

"Ne yapacaklar bize?"

"Zihnine girip sana sorular soracak. Eğer yalan söylersen köprüden geçemeyiz ve sonsuza kadar Jennie'nin oyuncağı olursun."

"Jennie de kim?"

"Köprü bekçisi."

"Eric ve Lisa önden gidecekti. Onlar geçmiş midir?"

"Evet büyük ihtimalle."

Bir süre sonra araba durunca indik. Etrafıma göz gezdirdim. Köprü tıpkı buraya ilk geldiğim gün geçtiğimiz köprüye benziyordu. Tek farkı Siren'ların olmamasıydı.

"Hava neden karanlık? Daha sabah saatleri değil mi?" Seungmin'e fısıldadım.

"Bu bölgede hava hep karanlıktır."

Tüylerim ürpermişti. Köprüye ilerlerken önümüze aniden kısa boylu güzel bir kız çıktı.

"Neden buradasın Minho?"