Eve vardığımda annem çılgına dönmüştü.Kapıdan içeri girer girmez annemlere çaktırmadan odama girmeye çalıştım ama tahmin ettiğim gibi bu pek olmadı.Annemin radarına yakalandım."Oooo prensesimiz sonunda evin yolunu bulabilmiş. Nerelerdesin sen kızım? Saatten haberin var mı senin! Aklım çıktı birşey oldu diye."
"Ya anne deniz kenarında kitap okuyayım biraz dedim kitaba dalmışım işte abartılacak birşey yok"
"Ne demek kitaba dalmışım. En az yüz kere aramışımdır seni telefonu da mı duymadın?"
"Anne sessizde unutmuşum yolda gördüm aradığını."
"Sende bir haller var ama bakalım yakında çıkar. "
"Ya anne ne saçmalıyorsun yine ya başım ağrıyor zaten"
"Bu son olsun küçük hanım bir dahakine bozuşuruz. "
Bugünün yorgunluğuyla kendimi yatağa bıraktım. Yarın yapacaklarımın listesini kafamda oluşturmaya çoktan başlamıştım bile. Bakalım bu esrarengiz cocugun gizemli dünyasında beni neler bekliyordu...
***
Sabah alarm niyetine annemin sesiyle kalktım. Hemen kot şortumu ve geçen sene Aylin'in bana doğum günü hediyesi olarak verdiği beyaz üstüne siyahla 'Never Mind' yazan askılımı geçirdim. Saçlarımı da aceleyle balıksırtı ördüm. Aşağı indiğimde annemin kahvaltıyı hazırlamış olduğunu gördüm. Annemin ısrarlarına karşılık ayaküstü bir kaç şey atıstırdım."Niye ayaktasın Ada otursana." diyen anneme döndüm. "Bugün arkadaşlarla buluşacağız." Ayaküstü uydurduğum yalan yüzünden kendimi iyi hissetmesem de bugünlük
planım için sustum. Anneme bakılırsa inanmıştı yalanıma. Hoş nereden bilsin burada kitaplardan başka arkadaşım olmadığını...Anca kavga etmeyi bilirler...
Sandaletlerimi ayağıma geçirir geçirmez arka bahçeye koşar adım gidip bisikletime atladım. Dünkü gittiğim evin yolunu hatırlatmaya çalıştım. Sonunda bulduğumda evi gözetlemeye başladım. Kafamda birçok soru işareti vardı ama işin garip tarafı bu soru işaretlerinin sebebiydi. Kimdi bu çocuk? Neden beni bir mıknatıs gibi kendine çekiyordu? Daha ismini bile bilmediğim bir çocuğun esrarengiz hayatına adım atmak üzereydim. Meraklı biri olduğum doğruydu ama cesaretli olduğum pek söylenemezdi. Gerçi şu an kendimi sherlock sanmamın da katkılarıyla ne olursa olsun eve girmeye karar verdim. Ama neden böyle bir şeye kalkıştığımı bende bilmiyordum.Tek bildiğim vardı içimdeki bu merakı yatıştırmanın tek yolu bu evde ne döndüğünü öğrenmekti. Bir saat sonra evden 20-25 yaşlarında ne çok iri ne çok cılız bir adam çıktı. Sağa sola bakınıp ilerlemeye başladı. Önceden bunun olabileceğini tahmin ettiğimden kuytu, görünmeyecek ama ben baktığımda evi görebileceğim bir yer zorda olsa bulmuştum. Adam gittikten sonra eve yaklaştım. Ön kapıdan giremeyeceğim için arka bahçe olmasını umarak arkaya ilerledim ve duvarın üstünden baktım. Bugün şans benden yanaydı ve arka bahçede de bir kapı vardı. Duvara tırmanmaya çalıştım ve yüksek duvarı zorda olsa aşmayı başardım. Durup soluk aldım ve kendimi yavaşça aşağı bıraktım. Kapıya doğru ilerledim. Hafif aralık kapıdan içeriye girdim. İlerlemeye devam ettim ta ki kulağıma sesler gelinceye kadar... O lanet olasıca merakım yüzünden biraz daha yaklaştım. "Akşama mallar gelecek. Arat teslim alacak. Her zaman ki depoda. Adamlar malı test etmeden parayı vermeyeceklermiş sanırım."
Tam da tahmin ettigim gibi bu adamlar hiçte tekin değillerdi. Peki Arat kimdi? Dün çarpıştığım çocuğun bu adamlarla ne gibi bir ilişkisi vardı? Bu düşünceler beynimi kurcalıyordu ta ki belimde bir silahın ağırlığını hissedene kadar...
Y/N:Kuzenimle beraber yazdık. Umarım beğenirsiniz :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk'a Macera
Teen Fictionyaz tatilim hicte beklediğim gibi gecmemisti.Her yıl Antalya yakınlarında dedemden babama kalan eski ama bir o kadarda huzurlu yazlığa gider ve tatilimin büyük çoğunluğu burda kitap okuyarak yada guneslenerek gecerdi.Ama bu yaz çok farklıydı.Bu yazı...