-Anneeeeeeee
Güneş'in bağırma sesiyle yataktan fırladım merdivenleri nasıl indiğimi hatırlamıyorum bile. Kendimi Güneş'in odasında buldum.
-Güneş neyin var güzelim? Niye ağlıyorsun?
-Abla karnım çok ağrıyor ve çok üşüyorum.-Güneş?!
Annem odaya daldı ve Güneş'i kucağına aldı.
-Ne oldu güzel kızım, neyin var?
-Anne karnım çok ağrıyor. Çok üşüyorum.
Annem biraz daha rahatlayıp derin bir nefes aldı.
-Kızım bu hastalık sürecinde normalmiş. Doktorun öyle söyledi. Sen şimdi sakin ol. Özgür kızım kalk sıcak su torbası hazırla kardeşine.
-Tamam anne hemen hazırlıyorum.Kapıdan çıktığımda abim hortlak gibi karşımda duruyor, yengemin gözlerinden yaşlar akıyor, babam ise gözyaşlarını silip nefesini düzenlemeye çalışıyordu. Hepimiz durumun ciddiyetinin farkındaydık çünkü Güneş çok kötü olmadığı sürece ağrısını söylemezdi. Mutfağa gidip sıcak su torbasını hazırladım ve koşarak Güneş'in odasına girdim.
Herkes biraz daha sakinleşti. Güneş kendini uykuya teslim etti ve biz odadan çıktık.
-Anne ben Güneş'in odasında kalayım. Böylece bir şey olduğu zaman söylemesine gerek kalmaz. Biliyorsunuz çok kötü olmadığı zaman söylemediğini. Böyle bağırdığına göre çok kötüydü.
Abim ortamı yumuşatmak adına
-Yani birisinin yanında kalma fikri mantıklı da o kişinin sen olduğuna emin miyiz Özgür?
-Niyeymiş o?
-Acaba yanında davul çalsak veya balon patlatsak veya 9.5 şiddetinde sarssak bile uyanmadığın için olabilir mi?
Haklıydı. Ama asla bunu belli etmemeli ve üste çıkmalıydım. Ama şöyle bir durum vardı nasıl üste çıkabilirdim ki?
-Haklı olabilirsin. Ama...
-Ama?
-Ya abiii!
-Ne abi haklıyım işte.
-Tamam belki öyle olabilirim ama...
Bunu açıklamanın vakti gelmişti.
-Öf tamam siz sinir olun diye öyle yapıyorum. Ama sürekli değil yani bazen gerçekten duymuyorum.
En azından ucundan da olsa toparlayabilmiştim.
-Heeh! İşte sonunda. Anne duydun değil mi? İtiraf etti işte.
-Duymadın galiba her zaman değil!
-Orası burası beni ilgilendirmez dedin mi dedin. Gerisi umurumda değil.
-Şşş... Tamam uyanacak şimdi!
Annemin uyarısıyla şu durumda ne kadar saçma bir tartışma yaptığımızı anladık ve başımızı önümüze eğdik.
-Özgür o zaman bu gece sen kal yarın da ben kalırım kızım.
-Yoo ben sürekli kalabilirim anne.
-Bunları sabah konuşalım bence çünkü az daha durursam yere yığılıp uykuma yerde devam edeceğim.
-Off abi off bir kerede ciddi ol ya bir kere.
-Sanırım şu an itibariyle seni pataklamam gerekiyor Özgür ne dersin? Bence kaçmaya başla!!!Bu çocuk beni döver. Abim tam bir çocuk adam. Çocuk gibi biri ama bir şeye sinirlenince öyle bir gösteriyor ki adam tarafını! O zaman abimin kişilik bozukluğu olduğunu düşünmeye başlıyorum. Şu an bakışından anladığım kadarıylaaa... TOPUK ÖZGÜR TOPUKK...
-Anne! Şu oğluna bir şey de. Ya abi. Aaa... Anne! Ya vurma. Abi hayır bak o terlik olmaz.Tabii ki de bu kadar bağıracak bir şey yok. Vurmuyor da. Ha terlik konusunda ciddiyim o ayrı. Ama küçüklüğümden beri yaptığım gibi olayı abartıp annemi abime karşı kışkırtıyorum.
-Oğuuuuz! Tamam dur yeter.
-Anne nolursun bak şu terliği kafasına atayım söz bırakacağım.Abim anneme cevap verdiğinde arkasına geçip terliğin intikamını almak için sırtına koca bir şaplak attım ve koşarak odama çıkıp kapıyı kilitledim ve abimin inlemesine güldüm ve arkasından seslendim
-O terliği atmayacaktııın!
-Sen görürsün sırf sabah başından aşağı su dökmesi Özge'yi tembihleyeceğim.
-Niye sen dökmüyorsun yoksa o mükemmel kış uykun mu kaçar.Cesaret geldi bana gece gece. Yani şimdi terbiyesiz birisi olduğumu düşünmeyin abimle küçüklükten kalma bir oyun. O küçükken ayı oluyordu bende ayıboğan. Şimdi düğündüm de keşke abimin ablası olsaydım. Oynadığımız oyuna bak!
-Özgür seni elime geçireyim var ya se...
-Tamam yeter! Kız içerde uyuyor. Susun biraz. Özgür sende al yastığını in yat Güneş'in yanına.
-Oğluna hakim ol geliyorum anne!
-Sen dur ben sana yapacağımı biliyorum.
-Oğuz hadi geç yat sataşma görümceme!
-Aslansın yengemm.
-Özge bir seferde gelin görümce dayanışması yapmayın. Burada tek ben kalıyorum. Kocan olan benim benim tarafımda durman lazım. Ayrıca bu cadı ben olmasam sana kök söktürür. Bakma MELEK yüzlü olduğuna.
-Ben. Yengeme. Şu. Güzeller. Güzeli. Yengeme. Kök. Söktüreceğim. Ben. Abi ağzından çıkan kulağına gitmeden yok oluyor sanırım. Uyku mahmurluğu da olunca beynin de eror verdi. Sizi üç evetle yatağınıza uğurluyoruz Oğuz Bey.
-Bak bak bak. Bacaksız seni.
-Hadi abicim hadi. Herkese Allah rahatlık versin.Sabah doktora gidip bilgi alacaktık. Duamı ettim ve Güneş'in yanına kıvrıldım. Artık bazı analarımızın geri dönüşü olmayacağını düşündüm. Aslında ölüm her an kapıyı çalabilir ama bu kadar ciddi bir durum olmadığı için sanırım biraz daha farkına varıyorduk durumun...
Şimdi bir plan yapıp Güneş' i mutlu etmemiz gerekiyor. Uyumadan önce Güneş ne sever diye düşündüm ve aklımda bir plan kurdum. Araştırdığım kadarıyla kemoterapi döneminde çok halsiz olunuyormuş. Yani kemoterapiden önce daha hareketli şeyler yapmalıydık. Yarın hastaneden sonra bizim ekiple birlikte bir kamp organize etmeliydim. Sabah ekiple bir mesaj grubu oluştururuz hastaneden dönüş saatimize kadar hazırlanmalarını isteriz, hastaneye gitmeden önce de Güneş ile hazırlanırız. Hastaneden eve gelince üzerimize uygun bir şeyler giyip yola çıkarız.
Evet plan mükemmel. Hem Güneş mutlu olur hem de rahatlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umut Var Mı? {Ara Verildi}
DiversosAilesi ve arkadaşları ile mutlu yaşarken hayatını alt üst edecek bir haber alan Özgür Güneş'ini kaybetmemek için çaba sarf edecek tabii ki başına gelecekkerden habersiz...