Tanıtım tarzında bir bölüm oldu. Lütfen okuyun....Umarım beğenirsiniz.Votelerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum...
*
Kulağımı rahatsız eden bağırış çağırış sesleriyle gözlerimi açtım.Muhtemelen annem ve babam yine kavga ediyorlardı.Gelen sesleri umursamadan,yastığımın altındaki cep telefonuma uzandım ve saati görmemle şaşırdım.Saat 03:15’ti. Normalde uyku problemlerim olduğundan sabah 6 gibi uyurdum.Ama bu sefer kolayca uyuyabilmiştim.İlk defa.Ama annemlerin saçma sapan tartışmaları yüzünden uyandırılmıştım.Neden tartıştıklarını anlamak için odamdan çıkarak merdivenin ilk basamağına oturdum ve konuştukları şeyleri dinlemeye koyuldum.
“Onu benden uzaklaştıramayacaksın!Bunun için daha küçük o!Başına bir şey gelebilir.”Annem hiddetle konuşuyordu.
“Artık büyüdü! Tüm bu şeylere sahip olmak istiyorsa, zamanı geldide geçiyor bile.”Babam her zamanki gibi sinir krizi geçiriyodu.
“Senin yüzünden bizden soğudu! Üniversite için göndeririz, daha erken.” Onları göremediğim için ne yapıyorlardı bilmiyodum.Ama kimden bahsettiklerini bilmiyordum.Benden mi?
“Kes sesini! Ne kadar erken gönderirsek onun için o kadar iyi.Konu kapanmıştır.”Babam bunu söylerken sesi sakin geliyordu.Annemin konuşmasına izin vermeden kapının çarma sesi geldi.
Uykulu halimden dolayı söylediklerini anlamakta zorluk çekiyordum.İlk defa uykum vardı ve ben bunu mahvetmek istemiyordum.O yüzden koşar adımlarla tekrar odama gittim ve yatağımın üstüne atladım.Gözlerimi kapattım,uykunun beni ele geçirmesine izin verdim.
Ben Damla,on altı yaşındayım.Annem ve babam sürekli tartışırlar ama sonra hiçbir şey olmamış gibi öpüşüp barışırlar.Sonra yine tartışmaya başlarlar…Yani iki dengesiz birbirini bulmuş gibi.Saçma sapan kavgalarından dolayı, beni kendilerinden soğutmayı başarmışlardı.
Zaten içime kapanık bir kızdım ama onların bu saçma tartışmaları yüzünden onlara karşı daha çok içime kapanmıştım.Sanırım evde ailemle geçen tek konuşmam: “Anne! Ne yemeği var?”
Zengin olmamıza rağmen küçük bir villada yaşıyorduk.Babam gösterişi sevmezdi.Hizmetçiler yerine evde annem yemek yapardı.Tuhaf bir aileydik.Dışarıdan ne kadar benimle ilgileniyormuş gibi görünselerde,aslında umurlarında değildim.
Babam; Öfke sorunları olan,ipleri elinde tutmayı seven bir adamdı.İşine aşıktı.Diğer ağabeylerim ve ablam-annelerimiz farklı- gibi benimde çalışmaktan başka bir şey düşünmemi istemiyordu.Ama ben onun istediği gibi notlar alan biri değildim.Derslerime ne kadar çalışsamda istediği düzeye gelemediğim için beni arka plana atıyordu.Babam diğer çocuklarına karşı da ilgisizdi ama bana daha çok.Çünkü hiçbir zaman en iyi olamamıştım.
Annem;kandırılması kolay bir kadındı.Onunda öfke kontrol problemi vardı.Bana karşı ilgili olmayı çok istiyordu ama asla dabaşaramamıştı.Sanırım buna ben izin vermiyordum.Diğer anneler gibi söylediğim yalanları anlayamazdı ya da canımın sıkkın olduğumu
hareketlerimden anlayamazdı.İnsanlarla aramda bir duvar örmüştüm ve o davarları kimse geçememişti.Annem bile…
Kahretsinki perdeleri kapatmayı unutmuştum.Bu yüzden odaya güneş ışınları giriyordu.Gözüme çarpan sarı-turuncu ışınlar beni uyandırmıştı.Yastığımın altındaki telefonumu çıkarıp saate baktım.Alarmdan yarım saat önce uyanmıştım.Tabi uykusunu alınca insan…
Banyodaki runtinlerimi hallettikten sonra gardrobumu açtım.Bugün kendim gibi olmak istediğimden siyah dar paça pantolonumu ve üstüne gri-kırmızı,salaş,askılı t-shirt’imi giydim.
Ayaklarımada siyah Dr.Martines’lerimi giydikten sonra boy aynama baktım.Uzun süreden sonra ilk defa kendim gibi gözüküyordum.Bugün uykusuzluktan dolayı göz altlarımda çıkan mor halkalar yoktu.Beyaz yüzümde her zamanki gibi yine sivilce yoktu.Bugün güzel gözüküyordum… Bugünkü sebepsiz mutluluğum yüzünden saçlarımı düzleştirdim.Rimel ve eyeliner sürdüm.Son olarak çilekli parlatıcımıda sürdükten sonra kahvaltı için aşşağı indim.
Ben siyaha aşık bir insandım.Arada çok boğmasın diye gri veya kırmızı renk parçalar seçerdim.Ama bu tarzım babamın zorlamalarıyla değişmişti.Bay Gıcık tarzımın çok ürkütücü olduğunu ve punkçu lara benzediğimi,derhal bu kılıktan vazgeçmem gerektiğini söylemişti.
Siyahın beni ürkütücü derecede soğuk kıldığını biliyordum.Ama ben buydum işte.Buzdan bir kız.Bunu hiçbir zaman inkar etmemiştim.
Masadaki yerimi aldıktan sonra tüm ailenin bir arada olduğunu fark ettim.Normalde masada hep biri eksik olurdu.
“Kızım…Damla,seninle önemli bir şey hakkında konuşmamız gerekiyor.”Annem her zaman ki gibi bana şefkatle bakıyordu.
“Peki..”Durumun garipliğinin farkındaydım.
“Eğitimin için abinin yanına taşınıcaksın.Yani Amerika’ya.Uçağın bu akşamüstü kalkıyor.”Babam tek nefeste konuştu. Bunu duymamla felekten vurulmuşa döndüm.Zaten İzmire yeni taşınmıştık! Bedenime iğnelerin batıp çıkarıldığını hissettim.Hava yüz dereceydi herhalde.Sanki odadaki oksijeni çekyorlardı.Görüşüm bulanıklaşırken gördüğüm son şey babamın umursamaz bakışlarıydı.Gerisi kocaman boşluk…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tam Zamanında
Ficção AdolescenteDamla, ailesiyle problemleri olan sıradan bir kız. Babasının isteği üzerine, derslerini düzeltmesi için abisinin yanına,Amerika'ya taşınır. Damla,içine girdiği ortam hiç de beklediği gibi çıkmaz; Sosyete partileri, lüks arabalar, komplocu insanlar...