"Hayır o böyle değil!"
"Hayır tam olarak böyle bak!"
Duyduğun seslerle kafanı yastığa gömerek küçük bir çığlık attın.
Tatil başlamıştı ve abin James Potter biricik arkadaşı Sirius Black'in tüm yaz evlerinde yatılıya kalacağını söylemişti.
Sirius Black, çok fazla diyaloğunuz olmamıştı ama az çok tanıyordun. Zaten onu kim tanımazdı ki?
O ve abinin de içinde bulunduğu Çapulcular isimli arkadaş gruplarını tüm okul bilirdi.
Onlardan küçük olduğun için seni ciddiye almıyorlardı ve buna sinir oluyordun.
Şimdi ise tüm yaz bu davranışlara ve gürültülere mahkumdun.
Hışımla yataktan kalktın ve seslerin geldiği yere, abinin odasına gittin.
Gürültüyle kapıyı açtığında ikiside bakışlarını sana çevirdi.
"James ve yanındaki! Şu sesleri kesmezseniz ikinizinde saçlarından tutup aşağı sallandırırım!"
James gülerek gözlerini devirirken Sirius sırıtarak yanına geldi ve kapıya yaslandı.
"James ve yanındaki mi? Beni kırdın prenses." Gözlerini devirdin ve son kez James'e baktın.
"Dediğim gibi. Daha az gürültülü olmaya çalışın." Sen kapıyı Sirius'un suratına kapatıp gittiğinde Sirius kendini James'in yatağına attı.
"Beni sevmiyor."
"Saçmalama Patiayak! Seni seviyor."
"Hah! Bana karşı olan davranışını görmemiş gibi konuşuyorsun Çatalak. Eğer ağzından laf alabilseydin öğrenebilirdik."
James kendini Sirius'un yanına attı ve ofladı.
"Ne yapmamı bekliyorsun? Yanına gidip 'Hey Y/n seninle doğru düzgün konuşmuyorum ama şu an yanına Sirius'tan hoşlanıp hoşlanmadığını öğrenmek için geldim' mi diyeyim?"
"Ah, boşversene. Sanırım platonik kalmaya devam edeceğim."
Onlar bunları konuşurlarken kapının ardından onları dinleyip her şeyi öğrenen senden habersizdiler.
Ses çıkarmamaya çalışarak odana gittin ve kapıyı kapatıp sırtını kapıya yasladın.
Sirius Orion Black senden hoşlanıyordu. Ve hoşlantısının karşılıksız olduğunu düşünüyordu. Kim ondan hoşlanmazdı ki? Okuldaki çoğu kız gibi sende Sirius Black'in cazibesine kapılmıştın. Bu elinde olmadan gerçekleşmişti.
Sürekli vaktini sizin evinizde geçiriyordu. Eğlenceliydi, karizmatikti, seninle sürekli flört ediyordu ancak bunu bunca zamandır şaka amaçlı yaptığını düşünüyordun. Ayrıca biri sana randevu teklif ettiğinde bile onu gizliden tehdit eden abin de Sirius'un sana karşı olan duygularını biliyordu.
Yüzünde büyük bir gülümseme ile saçlarını düzelttin, en güzel kıyafetlerini giydin ve daha önce hazırlanmadığın gibi hazırlandın.
Gürültülerden anladığın kadarıyla James ve Sirius kahvaltıya iniyorlardı. Sende odandan çıkarak aşağı indin ve annenin yanına gittin.
"Günaydın anneciğim."
"Günaydın bebeğim. Sende bir değişiklik var sanki."
"Nasıl bir değişiklik?"
"Bilmem. Kendine daha çok özenmiş gibisin. Bir nedeni var mı?" Annen sana imalı bir şekilde bakınca gergince sırıttın.
"Tabii ki de yok. Kendim için süslenemez miyim?" Annenin bakışlarını yok saymaya çalışarak masaya gittin ve abin ile Sirius'un karşısına oturdun.
James sana şaşkınlıkla bakarken Sirius büyülenmiş gibi bakıyordu.
"Y/n-"
"Tek kelime bile etme James. İyi günümdeyim."
"Peki."
"Güzel görünüyorsun." Sirius gözlerini üzerinden çekmeden konuştuğunda ona bakarak gülümsedin.
"Teşekkür ederim Sirius." Sen kahvaltına dönerken Sirius şaşkınca James'e bakmış, James ise ona 'ben demiştim' bakışı atmıştı.
Kahvaltınızı bitirdiğinizde James hızla ayağa kalktı.
"Biz Sirius'la dışarı çıkacağız Y/n. Anneme sen söylersin."
Sirius ve James dışarı çıkacakken Sirius'un kolunu tutarak durdurdun.
"Konuşabilir miyiz?" James size sırıtarak dışarı çıktığında Sirius bir şey demeden başını sallayarak seni onayladı ve koltuğa oturdu.
"Lafı kısa tutacağım. James ile konuşmalarınızı duydum. Benden hoşlandığını biliyorum."
"Siktir." Sirius şaşkınlıkla mırıldandığında gülümsedin.
"Y/n, bunları duymamış olman gerekiyordu. Beni sevmediğini biliyorum ve-"
"Seni sevmediğimi de nereden çıkardın?" Tuhafsamıştın çünkü bu zaman kadar ondan hoşlandığını anladığını düşünüyordun. Onun yanında elin ayağın birbirine giriyordu ve ne diyeceğini bilemiyordun.
"Yani...beni seviyor musun?"
"Evet, evet seni seviyorum. Uzun zamandır."
Ne yapacağınızı bilemez bir şekilde öylece birbirinize bakarken Sirius sana doğru yaklaştı.
"Bunu yapmamda bir sakınca var mı?" Elini çenene koyarak dudaklarına eğildi.
"Hayır." Sessizce mırıldandığında beklemeden dudaklarını dudaklarına bastırdı.
Ellerini saçlarına yerleştirerek karşılık verdiğinde öpücüklerinin arasında boğuk sesiyle mırıldandı ve üzerine doğru eğildi.
"Sirius, James ne olacak?" Sirius dudaklarını boynuna getirdiğinde nefes nefese konuştun.
Buna karşılık dudaklarını boynundan çekmeden elini tişörtünün içine götürdü ve belini okşamaya başladı.
"Siktir et. Bu anı uzun zamandır bekliyordum."
[Euphemia: 💥👄💥]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sirius black imagine
Fanfiction❝𝐖𝐡𝐚𝐭 𝐢𝐬 𝐥𝐢𝐟𝐞 𝐰𝐢𝐭𝐡𝐨𝐮𝐭 𝐚 𝐥𝐢𝐭𝐭𝐥𝐞 𝐫𝐢𝐬𝐤?❞ [𝑺𝒊𝒓𝒊𝒖𝒔 𝑩𝒍𝒂𝒄𝒌 𝒊𝒍𝒆 𝒉𝒂𝒚𝒂𝒍 𝒆𝒕] ▬▬▬▬𝐑𝐀𝐍𝐊𝐈𝐍𝐆𝐒🏆 #𝟏 𝒊𝒏 '𝒔𝒊𝒓𝒊𝒖𝒔𝒃𝒍𝒂𝒄𝒌' #𝟏 𝒊𝒏 '𝒑𝒂𝒕𝒊𝒂𝒚𝒂𝒌' #𝟏 𝒊𝒏 '𝒄𝒂𝒕𝒂𝒍𝒂𝒌' #𝟏 𝒊𝒏 '𝒍𝒊𝒍𝒚𝒆𝒗...