2.

280 54 20
                                    

park jimin hakkında duyduğum şeylerden biri de okulun iki sokak aşağısındaki kitap kafede erotik mangalar okuduğuydu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


park jimin hakkında duyduğum şeylerden biri de okulun iki sokak aşağısındaki kitap kafede erotik mangalar okuduğuydu. hakkında duyduğum en basit şeylerden biriydi, üzerini kolayca çizebileceğim bir maddeydi. bu yüzden okuldan sonra peşine takıldım.

elbette fark edecekti, takip edildiğini anlamış olacak ki yolun ortasında durup arkasını dönmüştü. göz göze geldiğimiz anda kaşlarımı kaldırarak gülümsemiş, onun sinirle büzülen dudaklarını ve çatılan kaşlarını seyretmiştim. cidden onu sinir etmiş olmalıyım çünkü tek omzuna astığı çantasını çekiştirmiş, her zaman hızlı olan adımlarını daha da bir hızlandırmıştı.

kısa bir süre koştuktan sonra ona yetişmiş, omuz omuza geldiğimizde kısa bir selam vermiştim ama bundan nefret etmiş gibi başını yere eğmişti.

onu gerçekten rahatsız ettiğimi hissettiğimde adımlarımı yavaşlatmış, ona alan tanımıştım. kitap kafenin cam kapısını ittirip içeriye girdiğinde kapının önünde birkaç saniye tıpkı bir aptal gibi dikilmiş, ardından ben de içeriye girmiştim. içerideki masalarda oturan iki ayrı kişi vardı, rafların arasında gezinen bir öğrenci daha görmüştüm ama o jimin değildi. büyük sayılabilecek bu alanda dolaşıp jimin'e bakınırken onu rafların arkasında, kafenin kuytu köşesindeki personel kapısının hemen yanındaki kırmızı renkli armut koltukta bulmuştum.

erotik şeyler okuduğu yoktu, elinde en sevdiğim spor mangasının sondan bir önceki cildi vardı.

fark etmediği bir süre boyunca orada durmuştum. jimin yüzünde sakin bir ifadeyle elindekini okuyordu ve son sayfalarında olduğunu söyleyebilirdim. bu nedenle sessiz bir telaşla birlikte serinin olduğu rafı aramış, gözümün önünde olan son cildi uzun süre aradıktan sonra kapıp jimin'in elindekini bitirmesini beklemiştim. jimin ayaklandığında beni yine fark etmemişti, olduğum yere geleceğini biliyordum. bu yüzden rafın gerisine geçmiş jimin'in elimdeki son sayıyı arayışını seyretmiştim. az önceki sakin hali yerini sinirle büzülmüş dudaklara ve çatılmış kaşlara bırakmıştı.

"jimin-ah," seslenip elimdeki mangayı ona uzattığımda irkilmiş, kısa bir şaşkınlıkla bana bakmıştı. şaşkınlığı yerini boş bir ifadeye bıraktığında kibarca gülümsemiş, ısrar eder gibi kitabı ona biraz daha yakınlaştırmıştım. "bunu arıyordun sanırım."

jimin hiçbir şey demeden boş bakışlarını raflara çevirdi, başka bir manga alıp armut koltuğuna ilerledi. ben de elimde, onun istediği mangayla birlikte oracıkta kalakaldım. teşekkür etmesini falan ummamıştım ama belki de mangayı alır sanmıştım.

omuzlarım düşerken ona zorbalık yaptığımı sanmış olabileceğini düşünmüş, kendimi kötü hissetmeme engel olamamıştım.

bu yüzden jimin'in yanına yaklaşıp elimdeki mangayı armut koltuğun hemen yanından başlayan ve tüm duvar boyunca ilerleyen kitaplığın jimin'e en yakın kısmına dikkat çekecek bir şekilde koymuştum.

jimin de onun için koyduğumu anlamış olacak ki, "onu aramıyordum" demişti soğuk bir tonda.

dediğine karşı omuz silkip etrafa bakınmış, "onu oraya senin için koymadım zaten" diye mırıldanmıştım.

jimin bir süre hiçbir şey söylemeden bana bakmış, ben gözlerimi çekmeyince de sinirli bir nefesle elindeki mangaya bakınmıştı ama okumadığını biliyordum.

okumadığını biliyordum çünkü ben uzaklaştığım sırada göz ucuyla ona bakmış, rafa bıraktığım mangaya uzandığını görmüştüm.

-

dirt on the name of park jiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin