2.Keşif

476 18 8
                                    

Oliver saklandığı yerden çıkar ama bir şey görememektedir. Muhafızların sesleri ise hala gelmektedir. Oliver cebinde bulununan çakmağını çıkarır ve muhafızlardan uzaklaşmaya başlar gittikçe tünelin derinliklerine doğru ilerler. Çakmağın gazı da yarısına kadar doludur. İlerledikçe enterasan eşyalarla karşılaşır. "Teknoloji" kavramının ne anlama geldiğini ilk defa orada görür.

Etrafına şaşkın şaşkın bakıp ilerlerken önüne bir demir parçasına benzeyen gümüş renkte bir şey düşer. Yere eğilir ve parçayı alır. Almasıyla parça elinin üzerinden koluna doğru ilerler. Oliver ise parçaya vurarak kendisinden uzaklaştırmak istemektedir. Parça bir çeşit tırtılı andırıyordur. Oliver vurmasına rağmen parçayı bir türlü uzaklaştıramıyordu. Parça kolundan, göğüsüne, göğüsünden ise göbeğine geldi. Olan oldu cisim göbek deliğinden içeri girdi. Oliver korktu ve bir süre sonra bayıldı. yedi - sekiz saat sonra yüzüne su serpildi Oliver'in gözünü açmaya çalışıyordu. Bir tane adam elinde meşaleyle Oliver'i sürükleyerek dışarıya çıkarmaya çalışıyordu. Oliver yaşadığı korku yüzünden tekrar gözlerini kapadı.

- Oliver! Oliver! Uyan artık sabah oldu. Dedi annesi.

Oliver rahat bir nefes aldı. Kendi kendine "hepsi bir rüyaymış" dedi. Oliver yatağından kalktı. Elini yüzünü yıkamak için aynanın karşısına geçti. Yüzünü yıkayayıp sersemliğini üzerinden attı. Aynaya bakarak saçını falan düzlüyordu. Ve dona kaldı. Aynada kendini gören Oliver şaşkındı.

Cılız, sıska Oliver gitmiş. Yerine vücudu yapılı, kaslı bir Oliver gelmişti. Olanlara anlam veremiyordu.

Oliver abasının işyeri olan demir atölyesine doğru yola koyuldu. Oliver yolda gerile gerile yürüyordu. Kendinden emin tavırlarla atölyeye geldi. Babası yerinde yoktu. Oliver, dövülmek üzere eritilmiş, kılıç kabının içindeki demiri alıp soğuk suda hafif soğuttu. Ve kılıç kabındaki, kılıcı yontmak üzere metal tezgahın üzerine koydu. En ağır çekici aldı (14 kg.) tek eliyle kılıcı yontmaya başladı ve diğer eliylede kılıcı tutuyordu. Kılıcı 30 dk yonttu ve güzel bir kılıç ortaya çıktı. Elini temizlemek için lavaboya gitti. Geri geldiğine babası gelmişti. Babası telaşlı bir halde ocağa erimesi için bıraktığı metal parçayı arıyordu.

Oliver durumu anladı ve:

- Baba ..

John:

- Oliver birazdan görüşelim. Şuan işim var.

Oliver:

- Baba tezgahın üzerinde olmasın, aradığın şey.

John:

- Buda ney kim yaptı bunu?

Oliver:

- Ben yaptım baba.

John:

- Oğlum sana ne oldu bu kadar kısa sürede bu kılıcı yaptın. O kadarda güzel olmuş.

Oliver:

- Baba ben bir rüya gördüm.

John:

- Nasıl bir rüya gördün? Oliver.

Oliver:

- Sen beni tünele demir almam için gönderiyorsun.. Bende demiri almaya gidiyorum. gittikten sonra. muhafızlara tam yakalanacakken. saklanıyorum ve muhafızlardan uzaklaşarak tünelin içine doğru gidiyorum. Değişik aletler görüyorum, teknolojiyi hissediyorum. Yerde bir şey görüyorum. IIıı, ııII, sonra birisi beni tutup sürüklüyor elindeki meşaleyle..

Ve annemin sabah beni kaldırdı ses geliyor kulağıma

John:

- Bu bir rüya değil, gerçeğin ta kendisi! Seni meşalemle ben kurtardım ordan. Muhafızları ise öldürmek zorunda kaldım.

Babasına anlatmadığı yer olan Oliver bunların bir rüya olmadığını öğrenir ve şaşırır. Oliver karnının içinde bir cismin olduğu gerçeğini kabullenir.

Oliver artık ne yapacak?

Lütfen beğendiyseniz oylamayı unutmayınız! Okuduğunuz için teşekkürler.

Yıl 2450Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin