7, 'Ben seni özledim...'

937 131 333
                                    

Uzun bir süre beklettiğim için hepinizden özür diliyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Uzun bir süre beklettiğim için hepinizden özür diliyorum...
Keyili okumalar dilerim 💛

Kahvaltı masasında hepimizin gözleri birbiri arasında mekik dokuyordu, bir kişi dışında.
Hepimizden muaf olan Minnie ballı pankeklerini iştahla yerken Rosé'nin çatalını sertçe tabağına bırakmasıyla yerimde sıçramıştım.

"Nasıl kaybetmeme müsaade edersin Jimin!" Ah, hala sinirini atamamış olmalıydı. "Seni pek çok kez uyardım Rosie. Hem senden kötü bir şey de istemedim ki..."

Aslında bizim açımızdan bakıldığında Jimin haklıydı, kötü bir şey istememişti. Ama Jimin'in bu isteği Rosé için, saçlarını tekrar siyaha boyatması kadar zor bir istekti. "Ne demek kötü bir şey istemedim? Beni tiyatroya götüreceğini söylüyorsun Jimin!"

"İyide bunda ne var ki?" Minnie'nin sorduğu soruyu, hiçbir şeyi bilmediği için, garipsememiştik. "Sorun sadece bu değil, sen beni bir daha zorlamayacağına söz vermiştin Jimin..." Rosé'nin sesi az önceki öfkeli halinden farklı, bir hayli kısık çıkarken Jimin derin bir nefes almıştı.

Suçlu hissettiğini biliyordum ama yaptığı şeyin yanlış olduğunu düşünmüyordum.

"Bak zor olduğunu biliyorum ama korkularını yen-"

"BEN KORKULARIMI YENMEK FALAN İSTEMİYORUM JIMIN! Bunu söyleyip durmaktan vazgeç! Ben.. ben sadece, artık o zamanlardan kalan şeyleri hatırlamak istemiyorum..." odada yoğun bir sessizlik oluşurken Jimin tabağının içindeki çatalı masaya bırakmış ardından mahcup sesiyle mırıldanarak masadan kalkmıştı. "Özür dilerim..."

Mutfağın çıkışına doğru ilerlerken son kez bize döndü. "bir saate gelip sizi alırım, Yoongi'yi bekletmeyelim." onu başımla onayladığımda gözlerim istemsizce karşımda oturan Jungkook'a kaymıştı. Son iki yıldır Yoongi'nin adını her duyduğunda olduğu gibi durgunlaşmıştı yine.

Bir müddet süren sessizlikte, herbirimiz usulca tabaklarımızda kalanları yemiştik. Ta ki;

"Jungkook.." Jungkook kendisine seslenen Rosé'ye döndü.

"Efendim güzelim?" Minnie'nin şaşkın bakışları Rosé'ye kaydığında halen bilmediği şeylerin olduğunu fark etmiştim. "Şey, benim sana bir şey söylemem gerek, ama hemen öfkelenme olur mu?"

Şimdiden çatılmıştı kaşları. "Sen öyle diyorsan bu biraz zor olacaktır.. Fakat tamam, deneyeceğim."

Rosé dudaklarını dişlemeyi bırakıp derin bir nefes aldı ve sözlerini bir çırpıda söyleyiverdi. "Ben geçen gün Tae'yi gördüm." Taehyung'un ismini duyduğu anda dikleşmişti oturduğu sandalyede. "Nerede gördün?"

You Should See Me HeartbrokenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin