Wrong Number, Blonde ✔

03

siyeon

Okulun kapısından girerken hırkamın şapkasını kafama geçirdim ve kafamı olabildiğince eğerek yürümeye başladım.

"Küfür etmeyeyim diyorum. Ama duramıyorum. Bu aptal ne yapıyor?"Handong'un hafif sinirle konuşmasına rağmen tepki vermeyip, aynı şekilde yürümeye devam ettim.

Aşırı saçma bir iş yapmıştım ve şuan onun sonuçlarından kaçıyordum.

"Bil diye söylüyorum, biz hep yedimiz birlikte gezeriz. Şuan Yoohyeon, Minji, Bora, Gahyeon, Handong ve benim kafamız açıkken senin adeta devekuşu gibi saklanman... Bir boka yaramıyor."dedi Yoobin kolunu omzuma atarken.

Onun kolunun altından kaçıp, kafamdaki şapkayı çıkarttım. Onlar düzgünce yürürken ben geri geri yürüyordum. Arkama bakmadan.

"Normal davransana."diyen Yoobin'in içinden bana sövdüğünü anlamak için akıl okumaya gerek yoktu.

"Ben gayet normalim. Ya hatalı olan sizseniz? Ya normal olan böyle yürümekse?"

"Kes felsefeyi. Ampul."dedi Minji göz devirirken. Minji'nin tescilli sözüydü bu. Ampul. Ona göre biz birer ampuldük. Gerektiğinde yanıyorduk, gerekmediğinde kapanıyorduk. Ve bir süre sonra da kısa devre yapıyorduk.

Bu bir iltifat mıydı yoksa hakaret mi? İşte orasını bilemezdim.

"Ee, bu sene başka yarışma olacak mı?"diyen grubumuzun en miniği Gahyeon'du. Aramızda yaş farkı yoktu. Hepimiz ikinci sınıfa gidiyorduk. Ama ay olarak en küçük Gahyeon'du.

"Vardır büyük ihtimalle."

"O değilde Into the New World'le resmen birincilik aldık."dedi Handong alayla.

Tek kaşımı kaldırıp, ben de alayla cevap verdim.

"Kore bayılıyor kızım bu şarkıya. Sen bilmezsin."dediğimde Handong göz devirdi.

Handong, Çinliydi. Annesiyle uzun zaman önce Kore'ye gelmişti ve geldiği gibi aramıza katılmıştı.

"Irkçı mısın Siyeon?"diyen Bora'ya göz devirdim.

"Ne alaka ya?"derken hala geri geri yürüyordum.

Ayağım takılıp kendimi, birisinin kolları arasında bulmadan önce kızların suratındaki şaşkın ifadeyi görmüştüm.

"Geri geri yürümek mi? Değişik bir hareket, sarışın."

Tanrım, şuan o kadar saçma bir durumdaydım ki! Yere düşmeme ramak kala, Yoongi bir yerden gelmiş ve beni kollarımın altından yakalamıştı.

Şu güven testi yapan aptal çiftlere benziyorduk. Hani birisi kendini arkaya bırakır da, diğer tutar falan.
Öyleydik.

Yanaklarıma sıcaklık yayılırken kendimi toparladım ve Yoongi'nin kolları arasından çıktım.

Kızların gülmemek için kendilerini sıktığını görüyordum.
Aman ne güzel!

Cevap vermeden yanından geçip gitmek için, zoraki olduğu her halinden belli olan gülümsememi ona yolladım.

O ise sadece gülümsemiş ve yolumdan çekilmişti.

Daha sonra kızları beklemeden okula girmiştim.