Her sonunda bir başlangıcı vardır
Okulun ilk günüydü uğultulu sesin içinde herkes birbirini aylardır görememenin acısını çıkarıyordu
Lisenin ilk günü , klasikti sınırlı hayatlarımızın sorunlarını abartmak ergenliğimizin bir görevi ve tükenmek bilmeyen sırlar içinde kaybolmak tek derdimizdi
Herkesin sahte olduğunu düşünürdük . biz hariç çocukluk arkadaşıydık hepimiz beraber büyümüştük beraber hayaller kurmuştuk
Ve ne olursa olsun beraber aşacaktık zorlukları...
Bizim grubumuz dört kişiydi ben hakan grubun hassas olanıydım yani bizimkiler beni bununla suçlardı
Kaptanımızdı Emre o ne derse o olur ne isterse bir yolunu bulur herkesin ama tanıdığımız herkesin bir saygısı vardı Emreye yapısı buydu altta kalmaz tuttuğunu koparır
Can, suskun derdik biz ona en yakın arkadaşıydı Emrenin hiç benzemezlerdi ama iyi anlaşırlardı belirgin bir özelliği yoktu ama her ortama ayak uydurabilirdi sessiz sakin yeteneği olmasa da sanatla ilgilenmeyi seven bir yanı vardı köşede kitaplar okurdu . yan karakterdi bir çok insanın gözünde ismini hatırlayanlar azdı ama sevmeyeni de yoktu
Emir ise neşelimizdi gülmemiz için her şeyi yapardı bizim için
Batıkent Koleji böyle başladı o sene...o sene öyle bir seneydi ki hepimiz için bütün hayatımızı etkileyecekti bizse bu durumdan habersizdik
MELİSİN AĞZINDAN 1O SENE ÖNCE
Biz daha 18 yaşındayken
Melis :'' Yok gelemem kuzenim geliyor bu gün ''
Ayça : '' Ama Melis ''
Nisan : '' Ya sensiz nasıl gidelim ''
Melis : '' Olmaz olmaz mümkün değil dedim ya size Bade geliyor bu gün yurt dışından onu çok özledim onunla vakit geçirmek istiyorum''
Nisan : '' Oda gelse ''
Melis : '' Kaç aydır görmüyorum ama onu çok özledim başka bir zamanda buluşuruz beraber gideriz kayak yapmaya siz gidin zaten bütün sınıf gidiyor benim yüzümden keyfinizi bozmayın cidden ''
Tamam neyse dediler hep bir ağızdan bende derin bir oh çektim insanları ikna etmek çok zordu özellikle kırmamak istiyorsanız aylardır bu anı beklemiştim ve kayak yapmak düşüp kalkmak hiç içimi açmıyordu sadece Bade ile uzun uzun konuşup zaman geçirmek istiyordum dersin bitmesine birkaç dakika kalmıştı sadece bahçede oyalanıyordum
Bade burslu olarak Almanya'da bir dönem okumak istemişti bu durum beni çok rahatsız etse de onu destekledim ben ne kadar konfor alanıma evime aileme arkadaşlarıma ne kadar bağımlıysam o ise o kadar nereye gitse kendini ait hissedemezdi yeni bir yer yeni bir kaçıştı onun için deli doluydu şirin bir dengesizliği vardı ama çok inatçı dediğim dedik biriydi aynı zamanda tıpkı benim gibi bir o kadar farklı ve bir o kadar aynıydık tamamlardık birbirimizi küçüklüğümüzden beri
O an omzumda bir el hissettim
'' Beeeeen geldimmmmmmm ''
'' Badee'' dedim bir anda karşımdaydı hemen sarıldım '' Hoş geldin '' diyebildim şaşkınlık içerisinde sesimi titreyerek seni çok özledim dememe zaman kalmadan kollarıma atladı kollarıma artık yanyanaydık gözlerimiz doldu sonra birden konuşmaya anlatmaya başladım kızlarla tanıştırdım onu ardından biraz okulun giriş kapısına doğru yürümeye başladık.'' Ne kadar kalmayı planlıyorsun '' dedim yürürken '' Sanırım...bir süre daha buradayım uzaklaşmak iyi geldi '' dedi yarım bir gülümsemeyle '' Peki artık rahatsız oluyor musun ? '' dedim dürüstçe söylemek gerekirse olduğuna emindim sadece artık hayatın ona verdiği her şeyden kaçmaktan çok bıkmıştı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ouroboros
RomanceIşıltılı bir karanlık sarmıştı hepimizi bir kere eğilip baktıktan sonra gözlerinizi almak kolay değildir böyle karanlıklar intikam , acı ve ihanette olur . Ouroboros Sonsuz döngüyü temsil ediyor değil mi ? etki yaratamayacağın bir durumun içinde sık...