Bize verdiği özel şeyin 🥴🥵🥛 olup olmaması konusunda biraz kararsız kaldım
Şimdilik soft olsun bakalım djnsıdkd
Tartaglia ismini daha çok seviyorum ama insanlar Childe ismini kullanıyor, karışık yazdım....
Golden House'un bulunduğu alandan çıkmıştık. Başımı kaldırıp ona baktım. "Liyue'ye mi gidiyoruz bana bir şeyler vermen için?"
Tartaglia başıyla onayladı.
"Ama hep Golden House'da veriyordun bana? Lütfen Childe... Adam gibi bir artifact ve taş falan ver."
Tartaglia gülümsedi. "Beklentini karşılayacağımdan eminim Nee-chan."
Tek kaşımı kaldırdım. "Umarım bu sefer öyle olur. Daha önce çok hayal kırıklığına uğrattın da."
Tartaglia yine gergince gülümsedi. "Biliyorum, biliyorum. Üzgünüm!"
İç geçirdim. Ben susunca onun da ağzını bıçak açmadı. Sanki biraz utanıyor gibiydi, bana karşı bakışlarını kaçırıyordu. Dikkat çekmiyor olsa da fark ediliyordu bu davranışı.
Her şekilde yine de Liyue Harbor'a gelene kadar birbirimizle konuşmadık. İkimiz de şehrin Golden House'a yakın olan bölge köprüsünün önüne gelmiştik. Köprünün önünde iki koruma vardı ve Tartaglia onlarla iyi geçiniyor gibi gözüküyordu. Selam vermişti.
Köprüden geçtikten sonra Tartaglia bana döndü hemen. "Nee-Chan... Bunun bir çıkma teklifi olduğunu biliyordun değil mi?" Bana bakıyordu öylece, sanki bir şeyi onaylamak istiyor gibiydi.
"Sadece neden bana hala artifact'imi vermediğini bilmiyorum. Peşinden geldim. Çıkma teklifi olduğunun farkındayım." Anlamadan onu izledim. Bu bayağı tuhaf bir event'tı gerçekten. Onunla arkadaşlık seviyesi 10'a ulaşınca falan mı çıkması gerekiyordu? Gerçi Tartaglia'ya sahip değildim. Ne kadar wish kullanırsam kullanayım gelmedi... Ayrıca bu event bayağı tuhaf bir olaydı. Benim söylemek istediğim her şey kenardaki kutucukta beliriyordu ve direkt basıyordum.
Tartaglia bana üzgünce bakıyordu. "Sadece bunun için mi kabul ediyorsun?"
"Umm... Bir de yakışıklısın?..." Cidden bir de bu sebep vardı. Altına yatarım Childe.
Tartaglia'nın yüzünde güller açtı. "Cidden böyle mi düşünüyorsun? Haha! Bence sen de çok güzelsin!"
"Yani... Böyle cevap vermemi istiyor gibi gözüküyordun Childe."
"Haha! Öyle gözüküyor olabilirim." Tartaglia gülümsüyordu hala. Beni mi ayartmaya çalışıyordu?
"Evet, kesinlikle öyle gözüküyordun." Dedim. Bunu dememle birlikte Tartaglia durdu. Konuyu değiştirdi hemen.
"Hadi şehir içinde biraz daha yürüyelim."
Onu onaylayınca güneş ışığı altında ilerlemeye devam ettik. Liyue Harbor'un göz alıcı atmosferi her zamanki gibi hoştu ve beni rahatlatıyordu. Sanki ilk defa görmüş gibi etrafı izliyordum. Bazen oyunun güzelliğini unutuyordum cidden.
Tartaglia yürümeye devam ederken başını bana döndürdü. "Burayı cidden seviyorsun değil mi Nee-chan?"
Başımla onayladım. "Mondstard'tan daha iyi bence. Neden bilmiyorum."
"Bana da öyle hissettiriyor Nee-chan. Burada uzun süre kalmamın bir sebebi de bu."
"Diğer sebebini de biliyorum ne yazık ki..." Elimi onun omzuna koydum. "Kötü çocuk seni."
Tartaglia kıkırdadı. "Hadi ama~ Kötü çocuk değilim ben."
İç geçirdim. Herkes senin iyi gözüken kötü olduğunu biliyor Childe. Hiç sıyrılmaya çalışmamalısın bu konuda.
"Tabii tabii~ Comrade."
Tartaglia durdu. "Nee-Chan! Ben sana öyle seslenmiyorum!"
"Heeh?" Bir de voice line'larına bir daha göz at istersen.
"Comrade demek... seninle olan ilişkimi doğru açıklamıyor. Senin hakkında daha farklı düşünüyorum."
Ne? Oyun birden dating simulator'e mi dönüştü yoksa bana mı öyle geliyor? Mihoyo?
"...Ah...Yani... Nee-Chan yeterli bence şu anlık." Tartaglia gergince bana bakıyordu ve eli ayağına dolanmıştı. Bu durumda ne yapmam gerekiyordu? Dudağına yapışma seçeneği yoktu hala!
"Pekala o zaman..." dedim. İstediğim her şeyin o kutucukta çıkmayacağını şimdi anladım.
Tartaglia tereddütle ilerlemeye devam etti. "Bu gece özel bir gece Nee-chan."
"Ne gecesi? Takvimimde öyle bir şey göremedim."
"Biraz daha özel kaçıyor bu..." Tartaglia gözlerini kaçırdı.
"Doğum günün mü Childe?" Sabah mailinin geldiğini unutmuştum.
Tartaglia irkildi. "E-Evet öyle."
Ona hediye almalı mıydım yani? Gerçi böyle bir oyun mekaniğinin olduğunu sanmıyorum hala. Zhongli'ye de hediye vermek istemiştim ama olmamıştı... Yalnız tanrım...
"Doğum günün kutlu olsun Childe. Özür dilerim ama bilmiyordum, hediyem yok hiç."
Tartaglia ellerini salladı gerek yok dercesine. "Gerçekten önemsiz Nee-Chan!... Ama... Benim için özel bir iyiliği yerine getirmeni istiyorum."
"Nedir o Childe?"
"Bu gece benimle kalır mısın? Yani, bu geceyi birlikte geçirmekten bahsediyorum..."
"Başbaşa mı?" İri gözlerle ona bakıyordum.
Tartaglia başıyla onayladı. "Shnezeya'ya bu sene gidemeyeceğim. Yalnız kalmak istemiyorum."
Ah... Yalnız tatlı bebeğim benim. Tabii ki kalırdım bana kalsa ama oyun...
"Bu gece işim var Childe ama yanında birkaç saatliğine kalabilirim." Demek zorunda kaldım.
İşim yoktu ki hiç! Kötü oyun! Yalancı!"Haha!... Öyle mi? Pekala. Bu da yeterli olsa gerek." Dedi biraz gergince. Sana sarılmak istiyordum ama şimdilik yapamazdım sanırım.
"Geceye kadar ne yapacaksın?" Diye sordu.
"Domain yapacağım ve biraz çiçek toplayacağım."
"Yardım edebilirim." Evet! Sana çok ihtiyacım var! Her şeye tek at Childe!
Gülümsedim. "Çok yardımı dokunur gerçekten. Gidelim mi?"
...
Anlamayan var mıdır bilmiyorum ama biz tam olarak Lumine'nin yerinde olarak oyunda değiliz. Oyunda olduğumuzun farkındayız ve bu içindeki gerçekliğimiz, bu hikaye de oyundaki NPC Childe ile aramızda geçen bir olay.
Asıl olayları yazana kadar sabredip okuyan kaç kişi olur acaba? Djsklx
Angst yazmak istemiyorum btw
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In hands of the Harbinder | Childe x Reader |
Fanfic"Hey Nee-chan, neden hep Golden House'a benimle savaşmak için geliyorsun? Bir kereliğine oturup konuşamaz mıyız?" 180221