Peter Rogers Barnes'ın asker ve süper kahraman olan iki tane babası var ve Peter bundan çok memnun.
•Mpreg bulunmaktadır.
•Superfamily kitabıdır.
•Stucky kitabıdır.
[MCU İle Birçok Yeri Bağlantılıdır]
"Baba, sakin ol." dedi sarışın kız elindeki vazoyu masaya bırakırken. "Babam bu sürprize çok sevinecek."
"25 yıl." dedi Bucky büyük bir tebessümle masaya bakarken. "Steve ile evli geçirdiğim 25. Yıla girdik."
Peter, küçük kız kardeşini tutup omuzlarına oturtturdu ve büyük bir gülümseme ile babasına bakmaya başladı.
"Sarışın babam geliyor. Lambaları kapatalım mı?"
Bucky hızla kafasını sallayıp lambayı kapatırken dış kapı açılmıştı. İçeriye giren Steve etrafın karanlık olması ile kaşlarını çatıp duvara asılı olan kalkanını aldı ve sessiz adımlarla içeriye girdi.
Bir anda yanan mumlar ile sarışın adam en başta şaşkınca baktı daha sonra büyük bir tebessümle elindeki kalkanı diğer tarafa koydu ve eşinin yanına adımladı.
"Bucky, korkuttun beni." dedi kollarını eşine sararken. Bucky büyük bir tebessümle ile eşinin dolgun dudaklarına bir öpücük bıraktı.
"25. Yılımız kutlu olsun sarışın."
Steve alt dudağını ısırdıktan sonra kafasını sallayıp cebinden küçük bir paket çıkarttı ve Bucky'e verdi. Kumral adam, eşinin uzattığı paketi açtıktan sonra içinden küçük bir künye çıkmıştı. Künyenin üzerinde ise ailecek çekindikleri bir fotoğrafın resmi çiziliydi.
"Oh, Stevie." dedi Bucky büyük bir heyecanla. Daha sonra eşine arkasını döndü. "Takar mısın?"
Steve eşinin künyesini taktıktan sonra Bucky'nin ensesine bir öpücük bıraktı ve kokusunu içine çekti.
"Hey! Burada biz de varız!"
Sarah koşarak Steve'in kucağına atlarken, Steve kızını bir kez havaya atıp tuttu ve yanağına büyük bir öpücük bıraktı.
"Güzel prensesim. Sen babanla beni mi kıskandın?"
Sarah kafasını Steve'in göğsüne koyarken Bucky ise Peter'ı kendisine çekip saçlarını karıştırmıştı.
"Baba!" diyerek geri çekildi Peter. Daha sonra ise dağılan saçlarını düzeltmeye çalıştı. "Birazdan sevgilim gelecek ve sen benim saçımı bozuyorsun."
Bucky, Peter'ı taklit ederken Steve ve Sarah büyük bir kahkaha atıp yemek masasına doğru adım atmaya başlamışlardı. Steve masada göz gezdirdikten sonra alt dudağını yalayıp kızını sandalyeye oturtturdu ve eşinin yanağına büyük bir öpücük bıraktı.
"Enfes gözüküyor bebeğim. Elinize sağlık."
Bucky eşine gülümsedikten sonra herkes yerine oturmuştu. Güzel sohbetler eşliğinde yapılan yemekleri yemeye başlamışlardı bile. Ta ki klasik Peter ve Sarah kavgaları geceye müdahale edene kadar.
"Sarah, ayağını dizimden çek!"
"Sen de benim tabağımdan yeme!"
"Baba, Sarah'ı evlatlık verebilir miyiz?"
"Sen çok kötü bir abisin!"
"Ben senin abin değilim ki. Seni kilisenin önünde bulduk."
"Baba! Peter'a bir şey deyin!"
"Demezler çünkü en çok beni seviyorlar."
"Hayır, ben onların küçük prensesiyim!"
"Prensesler güzel olur. Sen hiç aynaya baktın mı?"
Sarah, abisinin koluna vururken Steve ve Bucky el ele tutuşup kavga eden çocuklarına büyük bir tebessümle bakıyorlardı.
"Yolun sonuna kadar." diye fısıldadı Bucky gözlerini Steve'e çevirirken. Steve de ona bakıp kafasını salladı.
"Yolun sonuna kadar."
•••
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Herkese merhaba. Önceki bölüm final olmuştu fakat özel bir bölüm yazıp Sarah ve Peter ilişkisine kısa da olsa değinmek istedim. Klasik abi-kardeş ilişkisi. Birbirlerini döverler fakat birinin eline diken batsa diğeri dünyayı yok eder.
Steve ve Bucky, onlar zaten hiçbir şekilde birbirlerinden kopamazlar. Yolun sonuna kadar beraberler ;)
Peter'a sevgili olarak Gwen'i mi yoksa başka birini mi yapsam bilemediğim için onu size bıraktım. İsterseniz Wade olarak bile düşünebilirsiniz. Ben her ne kadar shiplemesem de shipleyen çok var.
Steve ve Bucky'de süper kahramanlığı bırakıp çocukları ile beraber denizin karşısındaki bir kasabaya taşındılar. Sarah'ı orada büyüttüler.
