Dün akşamdan sabahın beşine kadar yazı yazmıştım. Birkaç tane şiir,iki veya üç tanede deneme yazmıştım. Bu benim en verimli olduğum zamandı şuana kadar ki. Bunun sebebi ya bu yeni evdi ya da o gördüğüm kişiydi. Aslında buraya taşınarak belki de ilham için gereken perimi bulmuştum.
Şuan ise kendime kahvaltı hazırlıyordum. Dün aldığım yemekleride yiyemedim yazı yazmaktan. Kahvaltı yaptıktan sonra çimleri biçecektim. Yavaştan başlamam lazımdı. Hem belki ağaçlar yetiştikten sonra oraya bir salıncakta yapabilirdim. Buraya kendim için yeni bir başlangıç olması ümidiyle taşınmıştım. Burası kalabalıktan,kavgadan,kötülükten uzak bir yerdi. Sessiz,sakin huzurlu ve sevgi dolu bir havası vardı.
Üniversite yıllarım hem çok güzel hemde çok kötü geçmişti. Kötü geçmesinin sebebi kesinlikle yazdıklarımı benim hoşuma gitmemesiydi. Hoşuma gitmediği için hocalara teslim etmiyordum,teslim etmediğim için hocalardan çok azar yemiştim. Onlar yazdığım yazıları beğensede ben kendim beğenmiyordum. Bu sorun bir ara beni yokuş aşağı yuvarlamıştı ama ben zorda olsa o yokuşu yuvarlandığım gibi geri çıkabilmiştim.
O zorlu zamandan sonra artık yazdığım yazıları beğenmesem bile eskisi kadar takmamaya çalışıyordum. Çünkü artık hocalarımda benim bu kendi yazılarımı yetersiz görmemden bıkmıştılar.
Kahvaltımı bitirdikten sonra bulaşıkları lavaboya attım. Daha sonra yıkardım. Yavaş adımlarla kapıya gittim ve ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım. Bahçenin biraz arka kısımlarında ufak bir bahçe kulübesi vardır diye düşünüyorum ve yanılmamıştım. Kulübenin kilidi yoktu neyse ki.
Kulübenin kapısını açtım ve bazı eşyalar yere düştü. Onları yerden alıp dışarı düzgünce koydum ve arka taraftaki çim biçme makinesine uzandım ve zorda olsa onu oradan çıkardım. Düzgünce yerleştirdiğim eşyaları geri kulübeye koyup kapısını kapattım.
Makine ile tekrardan ön tarafa geçtim. Makineyi çalıştırdım ve kurumuş çimleri biçmeye başladım.
O sırada aklım hala dün gördüğüm kişideydi. Yüzünün güzelliği,sesinin naifliğinin bana verdiği huzuru daha önce kimsede yaşamamıştım. Bende değişik bir etki bırakmıştı ama ben bu etkiden hiç rahatsız değilim.Hatta bu huzurun benden gitmemesi için elimden geleni yapmaya da hazırım. Ben adını bilmediğim güzellik sayesinde ilk defa yazdığım yazılardan memnunum. Bana aslında bilmeden birkaç tane iyilik yapmıştı. Birkaç iyiliğinden bazıları bahçeme bazıları ise banaydı. Bahçem için olanları bilerek yapsa da bana yaptığı bu büyük iyilikten haberi olmadığını biliyorum ama yinede ona teşekkür borçluyum. Belki bir gün ona şiirlerimden bazılarını okur ve armağan ederdim. Kim bilir belkide başka bir şekilde teşekkür ederim ama umarım o gün gelir.
Ben içimden bunları geçirir iken omuzumda bir dokunuş hissettim. Kafamı yavaşça oraya doğru çevirmemle zihinimi işgal eden kişiyi gördüm ve makineyi kapattım.Şaşkınlık ve onu tekrar görmenin mutluluğu ile büyükçe gülümsedim. Gülümsediğimi görünce o da minik bir gülümse bıraktı bu ana ve ben o gülümsemeyi de zihnime kazımıştım.
-Günaydın,nasılsın?
-Günaydın,iyiyim sen nasılsın?
-Bende iyiyim dün tanışamamıştık hem de bahçeyle ilgili bir sorun çıktı mı diye merak ettim.
Bunu derken bir eliyle ensesini kaşımıştı.
-Şuanlık bahçeyle ilgili bir sorunum olmadı öncelikle bunu söyleyeyim. Adım Seungcheol ve tanıştığımıza memnun oldum.
-Bahçeyle ilgili sorun çıkmadığına sevindim ve bende Jeonghan bende tanıştığımıza sevindim. Kahvaltı yaptın mı?
Yapmıştım ama onunla tekrar kahvaltı yapma fikri hoşuma gitti bu yüzden ufak bir yalandan sıkıntı çıkmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Flower• || Jeongcheol ||
Fanfiction~Jeonghan bir çiçekçiydi ,Seungcheol ise ilham perisini arayan bir yazar idi ~