0.1

8 2 2
                                    

İlk bölüm. Çok heyecanlı umarım beğenirsiniz. Acemi işi olabilir. İyi okumalar:)

Sabah erkenden okula gelip bizimkileri beklemeye başladım. Sonunda kitabımı okuyabilicem. Sınavlardan kitap okumaya fırsat yok. Kantine inip sıcak bi kahve aldım kendime. Boş bi masaya geçip kitabımı okumaya başlamıştım ki bi satır bile olmadan Ezra geldi.

"Selam Benan."

"Selam da noldu yüzün gözün dağılmış yine."

"Sorma dün okul çıkışı yine bi kavga çıktı."

"Sen de tutamadın kendini tabi daldın aralarına. Acıyo mu çok?"

"Yok be. Ahh! Bastırmasana kızım!"

Ezra'nın şişmiş gözünü ovdum. Salak çocuk. Her gördüğü kavgaya karışıyor.

Ezra benim çocukluk arkadaşım. Küçüklüğümüzden beri aynı okula gideriz. Aynı liseye gidebilmek için de çok çalıştık. Onu çok severim ama sevmediğimde çok yanı var. Çok hırçındır. Önüne gelene sataşır. Kavgalara karışır. Her gün bi yerine pansuman yaparız.

"Olm bi günümüzde olaysız geçsin be."

"Ne yapıyım Benan?"

"Kavga etme!"

"Lan bebetolar ne yapıyonuz? Ana! Kız bu çocuğun yine yüz gitmiş. Şapşik bebetom ya. Çok acıyor mu?"

"Yok ya iyiyim."

"Bok iyisin."

"Harbi lan bu yüz ne? Yakışıklı bebetom niye yüzüne vurdurtuyosun? Senin yüzün bize lazım. Git kıçına vursunlar."

"He aynen Alen. Yüzüme vurmayın kıçıma vurun çünkü çok yakışıklıyım mı diyim?"

"De nolcek?"

"Sen fikir üretme Alen kafana yazık."

"Ya şakasına dedim."

Onların kavgasını gülerek izledim. Çok tatlılar. Alen ve Ezra benim kardeşim gibiler. En güvendiğim kişiler listesinde başı çekiyorlar.

Alen'le Ezra gibi küçüklükten tanışmıyoruz ama 7. sınıfta bizim okula nakil aldırmış ve aynı sınıfa düşmüştük. Sonra zamanla birbirimize alıştık ve arkadaş olduk. O zamanlar sadece arkadaştık, şimdi ise kardeş.

Ben eski zamanlara dalmışken Ezra hala Aleni azarlıyodu. Alen saftır ama sevdiği kişileri asla arkasında bırakmaz.

"Tamam ya bu kadar cıvıma yeter. Olum biz 11. Sınıfız. Ders çalışmamız lazım."

"Ya Ezra hayır ya. Daha bi sene var. Çalışırız."

"Alen'e içtenlikle katılıyorum. Hem şimdiden çalışıp ne yapıcaz?"

"Kızım iyi bi üniversite kazanmak için çok çalışmalıyız.

"Biz belki Benan kuşumla iyi bi yer kazanmak istemiyoruz?"

"Yaw he he. Kendi adına konuş. Ama şimdiden çalışmaya da gerek yok yani."

"Neyse ben sınıfa çıkıcam fizikçinin ödevini tam bitiremedim."

"Ödev mi vardı!"

Alen'le aynı anda söylemiştik.

"Sıçtık!"

"Ya bizim fizikçiden çektiğimiz nedir ya!?"

Alen'le birbirimize bakarken aklımıza güzel bi hainlik geldi.

"Ezra'cığığığım!"

"Canım kankağağağm!"

"Benim yahuşuklu bebetommm!"

"Hayır kızlar kusura bakmayın."

"Ya Ezra accık ya."

"Benan olmaz dedim."

"Ama bak accık."

Parmağımın ucunu göstererek yalvardım.

"Ama accık."

"Yes be!!"

Alene elimi uzattığım anda çaktı bi tane.

"Kızım yavaş vur dedik öldürdün!"

"Ya boşver elini geçer. Hadi hadi sınıfa çıkalım. İkinci ders fizikçinin."

"Hay ananı. Nasıl yetiştiricez!?"

"Benan sakin kanka biz yapmıyoz ki."

Kahkahayı bastım.

"Aa doğru bize cevapları vericek çok iyi kalpli bi kankamız vaaar."

"Beni enayi gibi kullanmanızdan nefret ediyorum."

"Sana yıllardır söylüyoruz. Beyninin azıcık kısmını bize bahşetseydin zaten biz bu sınıfı çalışmadan geçerdik."

"Hadi hadi neyse. Bize bahşetmiyosa bizde onu sönürürüz. İstikamet belirli. Sınıfa!"

Hepimiz kahkaha atarak sınıfa çıktık. İyi ki varlar.

Evetttt. İlk bölümün sonu. Nasıl buldunuz?
Yeni bölümü en kısa zamanda atmaya çalışıcam.

BebetolarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin