Postacının elime tutuşturduğu süslü kartı alıp teşekkür ederek kapıyı kapattım.
Holden geçip salona ilerlerken bir yandan söylenmeyi ihmal etmiyordum.
"Bu devirde kim posta yolunu kullanır ki?"
Süslü kartın üzerindeki gözlerimi gezdirdim fakat uykulu halimle ne olduğunu anlayamamıştım.
Kartı salondaki masanın üzerine bırakıp ikinci katın merdivenlerine ilerledim. Elimin tersini ağzımın üzerine koyup esnedikten sonra geniş koridorda ilerleyip odama girdim. Kendimi yüzüstü yatağa bırakıp uykuma kaldığım yerden devam etmeye çalıştım.
*
"Oğlum kalk."
Annemin omzumu delmek istercesine dürtüklemesine daha fazla dayanamayıp gözlerimi araladım.
"Kalktım."
Annem beni dürtüklemeyi bırakıp görüş alanımdan çıktı. Bedenimi homurdanarak yataktan ayırıp sağ elimi yumruk yaptım ve gözlerime götürüp ovalamaya başladım.
Yumruk yaptığım elimi gözlerimden ayırıp vücudumu esnetmeye başladım.
"Oğlum hadi hazırlan."
Vücudumu esnetmeyi bırakıp bacaklarımı yataktan aşağı sarkıttım.
"Ne bu hız valide sultan?"
Annem elindeki birkaç parça kıyafeti mavi renkli valizimin içine koyup tekrar dolaba yöneldi.
Sarı kaşlarım hafifçe çatılırken bedenimi tamamıyla ayırdım yataktan.
"Oğlum teyzenin kuzeninin düğünü varmış. Bize de davetiye yollamışlar. Gideceğiz mecbur."
Demek o süslü kart davetiyeymiş.
"Nerede ki bu düğün?"
"Kars'taymış."
"Anne orası soğuk olur şimdi. Gel ben burada kalayım, siz babamla gidin ha?"
Annem kaşlarını çatıp kafama fazla acıtmayacak şekilde vurdu.
"Olmaz öyle şey. Hem damadın çok arkadaşı yokmuş. Gider onun yanında olursun."
Dolabıma ilerletip yırtık kotlarımdan birini elime aldım. Annem anında yanıma gelip elime vurdu ve kotu alarak dolaba geri yerleştirdi.
Hafiften kızaran elimi kendime çekip ovalamaya başladım.
"Ne vuruyorsun ya?"
"Oğlum oradaki insanlar böyle şeylere hoş bakmazlar."
Dudaklarıma histerik bir gülüş kondurup yatağıma ilerledim ve kalçamı yumuşak zemine yasladım.
"Ciddi olamazsın. Sanki düğüne değil de silahlı mafya filmi çekmeye gidiyoruz. Bir de kızın ailesi köklü bir aşiretmiş de tam olsun."
Annem bir yandan valizimin fermuarını diğer yandan kafasını kaldırıp şaşkın kahvelerini aynı renkte olan gözlerime çevirdi.
"Nereden bildin oğlum?"
Oflayıp kendimi sırt üstü yatağa bıraktım.
"Anne farkında mısın bilmiyorum ama ben eşcinselim. Adamlar benden ufacık şüphelenseler beni anında kurşuna dizerler. Bilmem anlatabildim mi?"
Annem valizle uğraşmayı bırakıp yanıma geldi. Yatağın köşesine oturup elini saçlarıma çıkardı ve nazikçe okşamaya başladı.
"Nereden anlasınlar senin eşcinsel olduğunu?"
"Hadi diyelim ki hiçbir şeyden şüphelenmediler, ya küpeme ve kasımdaki piercinge ne diyecekler?"
Annem dudaklarını aralayıp bıkkın bir nefesi odanın ferah havasıyla buluşturdu.
"Bak canım. Bunları bu kadar kafana takmana gerek yok. Kabul ediyorum önce sana tuhaf bakıp yargılayacaklar ama sonra illaki sana alışacaklardır."
Annemin saçlarımdaki elini tutup dudaklarımın hizasına getirdim ve minik bir öpücük bıraktım.
"Tamam sultanım. Sen aşağı in. Ben birazdan hazırlanır yanınıza gelirim."
Annem gülümseyerek beni başıyla onayladı. Ayağa kalkıp kapıya yöneldi. Bana hayali bir öpücük atıp dışarı çıktı ve kapıyı arkasından kapattı.
Derin bir nefes alıp yüzümü sıvazladım.
Oraya zerre kadar gitmek istemiyordum çünkü içimden bir his başıma büyük bela alacağımı söylüyordu.
*
Sonunda bedenimi yataktan ayırabildiğimde uyuşuk adımlarla banyoya ilerleyip yavaş hareketlerle kıyafetlerimi çıkarmaya başladım.
Kirlileri sepete atıp duş kabinine ilerledim. Suyu ılık seviyede ayarlayıp kısa bir duş aldım. Kabinden çıkıp asılı havlumu aldım ve belimin etrafına doladım. Saçlarımdan ve vücudumdan akan suyu umursamadan ıslak adımlarla odama ilerleyip gardrobumun önüne geldim. Aynalı kapakları iki yana açıp askıdaki baskısız siyah tişörtü aldım. Tişörtü yatağa doğru fırlatıp altına da siyah 'normal' bir pantolon bulup onu da yatağın üzerine fırlattım. Temiz bir iç çamaşırını da yatağın üzerine fırlatıp aynı uyuşuklukla yatağa doğru ilerledim ve belime sardığım havluyu çözdüm. Nemli vücuduma aldırmadan üzerimi giyinip yatağın çaprazında kalan masaya ilerledim. Masanın üzerindeki parfümü alıp çok abartmayacak şekilde sıktıktan sonra tamamen hazırdım. Yatağıma ilerleyip telefonumu ve cüzdanımı cebime koydum ve valizimi de alarak aşağı kata ilerledim. Merdivenleri yavaşça inip annemlerin yanına doğru ilerledim.
"Hah, Rüzgar da geldiğine göre gidebiliriz."
Babam beni baştan aşağı süzüp kılık kıyafetimin düzgün olduğuna karar verdikten sonra valizlerimizi alıp dış kapıya ilerledi.
"Üstüne mont al üşürsün."
"Tamam."
Babamın tavsiyesiyle askılıktan montumu aldım ve babamın peşinden ilerledim.
Beyaz renkli arabanın arka koltuğuna yerleşip montumu koltuğa bıraktım.
Annem evin kapısını kilitleyip arabaya doğru ilerledi. Son kalan kişi de arabaya binince babam anahtarı takıp arabayı çalıştırdı.
Uyumak için rahat bir pozisyon alıp gözlerimi kapattım.
Uzun bir yolculuk olacaktı...
💜
Kitaba tam anlamıyla başlamadan önce birkaç uyarı yapmak istiyorum. Sonradan beni bunlar hakkında linçlemeyin veya türevi şeyler yapmayın.
⚠️ Kitapta doğu kültürünü bildiğim kadarıyla aktaracağım. Bazı yerlerde uyuşmamazlık olabilir.
⚠️ Kitapta geçen yerlere gitmedim. Şehirler kitabın gidişatı amacından uyumlu olması için seçilmiştir.
⚠️ Bazı olaylar gerçekle uyuşmayabilir. Bunları önemsemeyin. Sonuçta kurgusal bir kitap yazıyorum.
⚠️ Bazı yerlerde smut olabilir. Rahatsız olacaklar okumasın.
⚠️ Arkanıza yaslanın ve keyfinize bakın. İyi okumalar dilerim 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Damat Firarda (Gay)
Romance"Bir dakika. Ben doğru mu anladım? Sen gittiğin aşiret düğününden damadı mı kaçırdın?"