Karakol

781 105 6
                                    

Yibo önce, Zhanın parmağını takip ederek işaret ettiği yere baktı. Daha sonra Zhanın söylediği şeyi idrak etmeye çalıştı.
" Efendim? "
Zhan ağlamaklı sesiyle yibonun sorusuna cevap verdi.
" Katil o değil,birileri daha ölecek"
Yibo yaşadığı şoku kenara bırakmaya çalıştı,yavaş adımlarla masasından ayrılıp Zhanın karşısındaki koltuğa; dizleri hafif açık,ellerini birbirine geçmiş şekilde oturdu ve Zhan doğru eğildi. Ciddi bir ses tonuyla konuşmaya başladı
" Katilin o olmadığını nerden biliyor sunuz? "
Zhan gelen soruyla ne cevap vereceğini bilemedi çünkü "rüyamda gördüm,görüyorum; birinin daha öldürüldüğünü gördüm.Eğer katil o olsaydı böyle bir rüya görmezdim"demek ve inanmsını beklemek büyük saçmalıktı.
Zhan üç kez büyüçe yutkundu,cevap bekleyen Yibo ise Zhanın korktuğunu düşünüyordu.
" Xiao Zhandı adınız değil mi?"
Zhan aşağı yukarı kafasını sallayarak ses çıkarmadan onayladı.
" Pekala Zhan bey... Korkmanıza gerek yok,neler olduğunu,bu çıkarımı neye göre yaptığınızı anlatın.Burada sadece ikimiz varız."
Yibo güven vermeye çalışarak,sakin bir tonda,oldukça düzgün telafuzla konuşmuştu.Zhan ne diyeceğini bilemiyordu,ağlama isteği geri dönmüş ve gözleri dolmuştu.Derin bir nefes aldı ve deli muamelesi göreceğini bile bile anlattı olanı.
"İnanmıyorsunuz biliyorum ama gerçeği söylüyorum yemin ederim."
Yibo hevesle beklerken duyduğu hikaye onu hayal kırıklığına uğratmıştı,yine de Zhanı ciddiyetle dinledi. Karşısından kalkıp tekrar masasına ilerledi sandalyesine oturup telefonu kaldırdı.
"Zhan bey sizi burdan alabilecek ve evinize götürebilecek bir tanıdığınız var mı?Telefon numarasını biliyor musunuz?"
Zhan Yibonun sorusuyla ona inanmadığını anlamıştı.Gözünde aklını kaçırmış,yardıma ihtiyacı olan bir zavallıydı.Aslında çokta haksız sayılmazdı;yalın ayak ağlayarak karakola girmiş ve rüyasından cinayetleri gördüğünü söylemişti.
"Hmm arkadaşım var.Telefonu 0*********9"

...

Zhoucheng eve gelmiş kapıyı yarı açık gördüğünde terdirgin olmuş ve usulca içeri girmişti.
" Xiao Zhan?"
Birkaç kez daha seslendikten sonra solanu geçip odalara bakmaya başladı.Zhan evde yoktu telefonu hatta ayakkabıları bile burda ama kendisi yoktu.Aklına kötü ihtimaller geliyor,ağlamak istemesine sebep oluyordu. Aceyle dışarı çıkıp sokakalra bakmaya karar verdiğinde telefonu çaldı.
"Alo!"
"Merhaba Zhouceng bey ile mi görüşüyorum?"
"Evet,benim.Siz kimsizniz?"
"Ben dedektif Wang karakoldan arıyorum."

Cheng dedektif ve karakol kelimelerini duyduktan sonra sendelemiş ve tutunacak bir yer aramıştı. İçinden Zhanın başına bir şey gelmiş olmamasını dileyemeye , hatta yalvarmaya başlamıştı.Kısık bir şekilde "dinliyorum" diyebilşmişti.
" Arkadaşınız Xiao Zhan bey şuan kararkolda,ulaşabileceğimiz bir yakınını sorduğumuzda sizin isminizi ve numaranızı verdi."
"O iyi mi?"
"Evet,durmu iyi"
"Tamam teşekkürler ben hemen geliyorum."
Cheng Zhanın iyi oldu olduğunu öğrendiğinde rahatlamıştı hızla arabasına binip karakolun yolunu tuttu.

Yibo Chengi arayıp durumu bildirdikten sonra telefonu kapatıp Zhana döndü.
"Arkadaşınızı aradım sizi almak için geliyor.Beklerken bir şeyler içmek ister misiniz?"
Zhan kafasını iki yana sallayarak teklifi reddeti.Sadece Chengin gelip bir an önce onu burdan almasını istiyordu.Yalın ayaktı,üzerinde sadece pijaması vardı ve üşüyordu.Pijamasının kollarını sündürüp ellerinin üzerini örtmeye ve ısıtmaya çalıştı.
Wang Yibo Zhanın titrediğini farkettiğinde üzerindeki ceketi çıkardı ve Zhana doğru ilerledi.Önüne çömeldi,Xiao Zhanın bir elini tutup ceketin kolundan geçirdi daha sonra diğer kolunu geçirdi.Ceketin kapşonunuda kafasına geçirip, fermuarını çekti. Zhan hiç ses çıkarmamış sadece büyük gözleri iler onu izlemiş ve ceketi giydirmesine izin vermişti.
Yibo daha sonra çömeldiği yerden kalkıp sandalyesine ilerledi ve arkasında asılı olan montu alıp Zhanın buz gibi olmuş ayaklarına sardı ve olabildiğince dizlerinide örtmeye çalışmıştı.
Zhan Yibonun ceketti bıraktığı sıcaklı ve koku ile sakinleşmişti.Dedektifin çok güzel koktuğunu düşünmeden edemedi.Chengi beklerken pür dikkat dedektifi izlemeye başladı.Büyük elleri,uzun parmakları ile kalem çevirşi,önündeki kağıtları imzalayışı, kusursuz yan profili... Zhan ilk defa bir insanı çizmeyi istemişti.O bunları düşünürken odanın kapısı çalmış ve Cheng içeri girmişti. Cheng Zhanı görünce koşup önüne çöktü ve iyi olup olmadığını kontrol etti.Yaralanmadığını,iyi olduğunu gördüğünde rahat bir nesef aldı.
" Xiao Zhan beni o kadar çok korkuttunki gerçekten... Ne oldu,neden karakoldasın?"
Zhan endişeli bir şekilde ona soru soran Chengi görünce dayanamadı aniden ona sarıldı.Gözyaşları geri gelmiş,akmaya başlamıştı.
"Rüya gördüm"
"Yine mi?"
"Korktum,çok korktum" dedikten sonra Zhan kendini sıkmayı bırakıp,Chenge sarılmış bir vaziyette ,hıçkırarak ağlamaya başladı. Cheng onu sakinleştirmeye çalıştı."Geçti,sadece bir rüyayıydı,uyandın ve bitti" dedi sadece bir rüya olmadığını bile bile.
Yibo bu sırada hiç ses çıkarmamış ve ikilinin sakinleşmesini beklemişti. En sonunda ayrılan Cheng ayağa kalkıp Yiboya döndü.
" Ben teşekkür ederim,her şey için"
" Teşekkür etmenize gerek yok yapmam gerekeni yaptım."
Cheng Yiboyla konuşmasından sonra tekrar Zhana ilerleyio ayaklarında sarılı olan montu çıkarıp karşı koltuğa koydu.Zhanın önüne çömeldi.
" Sırtıma alıcam ,böyle yürümene izin veremem tamam mı?"
Zhan kafasını aşağı yukarı sallayarak onaylamıştı. Daha sonra Cheng,Zhan sırtıba bineilsin diye çökmüş vaziyette arkasını döndü. Zhanda kolarını boynuna doladı,Cheng Zhanın bacaklarını tutarak yavaşca ayağa kalktı ve dedektif Wanga kafası ile selam verip, sırtında Zhanla odadan çıktı.Arabaya vardıklarında Zhanı ön koltuğa oturttu, kemerini bağlayıp kendi de yerine yerleşti.Klimayı açıp arabasını çalıştırdı ve eve doğru yol aldı.
Wang Yibo sinirlerini alt üst edecek bir olay yaşamış olmasına rağmen oldukça sakin hissediyordu.Koltuğa bırakılmış montunu eline aldı,kısa süre elindekine baktı daha sonra silkeleyip tekrar sandalyesinin arkasına astı ve sakin bir şekilde yarım bıraktığı işlerine geri döndü.

Believe | yizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin