İnanıyorum

828 102 39
                                    




Yibo Zhanın düzenli nefesleri ve
sessizliği ile omzunda uyuya kaldığını anlamıştı. Yavaşça boynundan ve sırtından kavrayıp yerine yatırdı ve üzerini örttü.Bir süre koltuğun kenarında oturup uyuyan Zhanın yüzünü izledi. Daha sonra koltuğun yanına yere çöküp kafasını yasladı. Zhanın tekrar kriz geçirmesi ihtimaline karşı odasına gitmekten vazgeçip salonda kalmaya karar vermişti.

...

    Zhan büyük bir şekilde gerinerek uyandı.Dün çok fazla ağladığı için gözleri şişmiş ve acıyordu.Kriz sırasında yaşadığı kasılmalarda vücunun ağırlaşmasına ve bölgesel ağrılara sebep olmuştu.

Sızlanarak yattığı yerden doğruldığu sırada Yibo elinde bir bardak su ve ağrı kesici ile yanına gelmişti.Suyu ve ilacı Zhana uzattı.Zhan hiçbir şey demeden minnetle suyu ve ilacı alıp içti.

   " Tek başına banyoya gidebilir misin ,yardım edeyim mi?"

Zhan Yibonun ilgili sorusuna hayır analmadında kafasını salladı.

" Ben kendim gidebilirim nede olsa yaşadığım ilk  kriz sabahı  değil"

Buruk bir tebüssümle söylediği cümle Yiboyu etkilemişti ama belli etmedi.
  Yibo " Peki." Diyip mutfağa dönerken Zhan da banyoya ilerledi.
   Soğuk suyla yüzünü yıkayıp,dokunma hareketleriyle kuruladıktan sonra banyodan çıkıp mutfağa ilerledi.Yibo çoktan kahvaltıyı hazırlamış ve sofrayı kurmuştu. Zhan sandalyeyi çekip oturdu. Birbirlerine bakmadan ve tek kelim etmeden kahvaltılarını etmeye başladılar.

Zhanın pek iştahı yoktu biraz atıştırdıktan sonra tabağındakiler ile oynamaya başlamıştı.
  Yibo bunu farketmiş,çatalını ve bıçağını tabağına  bırakıp Zhana seslenmişti.

  " Tabağındakiler ile oynama"

Zhan Yibonun sesiyle çatal ve bıçağını bırakıp kafasını kaldırdı kısa bir süre Yiboya baktıktan sonra bakışlarını kaçırdı.
  Yibo hafif bir öksürükle boğazını temizledi.
  " Dün gece neden kriz geçirdin? Yani ne tetikledi?"

Zhan Yibonun sorusuyla tekrar bakışlarını ona yönlendirdi.Büyükçe yutkundu.

"R-rüya gördüm.O rüyalardan."
Yibo anladığını belli ederek kafasını salladı.
  " Biliyorum inanmıyorsun ama gördüm işte..." dedi Zhan ve telaşla anlatmaya başladı.
"Yine biri öldü ya da ölecek... Elleri ve ayakları bağlı,ağzı bantlıydı.Tepesinde tam gözüne sarkan sarı bir ışık vardı.Benzin ve rutubet kokuyordu.Yüzünü göremediğim iri yapılı;elinde büyük,keskin,can yakan bıçağı olan adam 8 adımda yanına geliyor ve dizlerinin üzerine oturup sağ eliyle bıçağı karnına saplıyor" Zhan acıyı hatırlayıp karnını tutu ve tüzünü buruşturdu.Yibo ise pür dikkat onu izliyor ve dinliyordu.
  Biraz nefes alıp devam etti.
" Sonra sol eliyle bıçağı sapladığı yerden çıkarıp karnında başka bir bölgeye,bu sefer sol eliyle saplıyordu. Diğerleri ile aynıydı ama-"
Yibo Zhanın duraksamasıyla sordu.

" Ama ne?"

" Bu sefer izleyen başka biri daha vardı. Ve hepsi karnına üç bıçak darbesi alıp son olarakta boğazına aldığı darbe ile ölüyordu.İnanmayacaksın yine ama hissedebiliyorum. Bu sefer sadece iki bıçak darbesi hissettim. Ö-öldü mü bilmiyorum."
Zhan tekrar titremeye başlamış ve gözleri dolmuştu.Yibo hızla kalkıp Zhanın yanına ilerledi. Sandalyesiyle beraber onu kendine çevirdi ve ellerini tutarak  önüne çömeldi.

  " Sakin ol. Sana inanıyorum tamam mı? Ve yanındayım korkma."

Zhan Yibonun onu rahtalatmak için söyledikleriyle rahatlamamış aksine daha huzursuz hissetmişti.
" Benim yanımdasın ama ölecek olan ben değilim. Korunması gereken kişi ben değilim." Dedi kendini sıkmayı bırakarak ağlamaya başaldı. Yibo ayaklanıp ona hızla sarıldı.
...

Zhan biraz ağladıktan sonra Yibonun boynundan kafasını çekmeden tatlı denebilecek ses tonuyla konuşmaya başladı.

" Dedektif"

"Hm"

" Gerçekten bana inanıyor musun?"

Zhanın dudakları her konuşmasında Yibonum boynuna değiyor sesinin boğuk çıkmasını sağlıyor aynı zamanda Yiboyu deli ediyordu. Yibo hafifçe iç çekti.

" Evet,inanıyorum."

Zhan yavaşça kafasını gömdüğü boyundan kaldırdı ve Yibonun gözlerine baktı.

" Gerçekten mi?"

Yiboda Zhanın yaptığı gibi gözlerini gözlerine kenetledi.

" Gerçekten"

Zhan aldığı cevapla birazcık rahatlamış hissetti.

" Bir şey daha sorabilir miyim?"

"Sor"

"Dün neden beni öptün?"

Yibo beklemediği  soru ile afallamış birazda paniklemişti. Elini ensesine atarak açıklamaya başladı.

" Çok önceden bir yazı okumuştum. Panik atak krizleri sırasında kişiyi korkutarak ya da şaşırtarak atağın sonlamasını sağlayabileceğimiz yazıyordu. Tabi tavsiye edilen bir yöntem değil ama kendine zarar veriyordun. Seni sıkı sıkı tutarken korkutamazdım en iyi seçenek seni öperek şaşırtmak ve nefesini tutmanı sağlamaktı."

Yibo hiç ara vermeden bi çırpıda açıklamış Zhan da ses etmeden dinlemişti.

" Teşekkür ederim"

"Hm"
...

Konuşmadan sonra aralarında bir essizlik oluşmuştu. Yibo sofrayı toparlmaya başlamıştı. Bardakları tezgaha koyarken  Zhan ona  tekrar seslendi.

Dedektif bir şey  daha sorabilir miyim?
Yibo dönüp sor dermişçesine yüzüne baktı.

"Beni evime götürür müsün?"

Believe | yizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin