ah sevgilim, sevgilim..
ben ne yaptım?
çok uzun süre serseriydim,
ve bütün günlerim, karanlığa dönüştü.
cehennem ışığını bırakıyor.the white buffalo, oh darling, what i have done
•
•Jeongguk•
Ellerimi kot ceketimin cebine koyarak bakışlarımı yeniden parkın girişine çevirdim, Jimin'in evi hatırladığım kadarıyla iki sokak arkadaydı ve elimi cebimden çıkararak saati kontrol etmekten çekiniyordum. Geç kaldığının bilincinde bir şekilde zihnimi sakin tutmaya çabalıyordum ama olmuyordu.
Tüm yol boyunca mesajlaşmıştık çünkü ben kafayı yemiş gibi davranıyordum ama elimde değildi, Taehyung bu kadar yakınımdayken kaybetme düşüncesi beni öldürüyordu. Saati kontrol etme dürtümü bastırmak için ayaklarımı sallıyor, içimden Taehyung ve bana ait tüm önemli günleri tek tek sayıyor, şarkılar mırıldanıyordum fakat o, gelmiyordu.
Parkın girişinde üzerindeki siyah monta sarılmış kısa bedeni gördüğümde kalbim tekledi ama bu heyecandan değildi, Jimin sarı saçlarını örten beresini düzelterek banka, yanıma oturduğunde gözlerimin dolmaya başladığını hissediyordum. Cebimdeki elimin parmakları içe doğru kıvrılırken tırnaklarım tenime batmaya başlamıştı.
"Gelmeyecek mi?"
Ne kadar çabuk cevabını alırsam o kadar kolay atlatabileceğimi düşünüyordum, ama atlatamazdım, Kim Taehyung bu kadar yanıma gelmişken görmemeyi atlatamazdım. "Gelecek, ben seninle konuşmak istediğim için geldim." Parmaklarım tenimi rahat bıraktı, derin bir nefes alıp verdim, dakikalardır rahat bir nefes alamıyordum sanki, her biri kalbimi hançerliyordu. Taehyung gelecekti ve tam on iki maddelik listemi tamamlayacaktım.
Listeyi hazırlamak beni bir açıdan korkutmuştu, öyle neşeli öyle mutluydum ki, sanki bu liste benim tek kurtuluş çaremdi. Hepsine tik attıktan sonra rahatlayacak, bu dünyadaki varlığımın sonuna yaklaşacaktım. Ölüm ilk kez beni hem bu kadar içine çekmiş, hem de bu kadar korkutmuştu.
Jimin ellerini montunun cebine koyarak soğuk havada büzüldüğünde iç geçirdim, "Benimle ne konuşacaksın?" diye sordum, kendimi Taehyung'un varlığının mutluluğuna kaptırmış haldeydim ve yanımdaki çocuğu tamamen unutmuştum. Jimin üşümekten nefret ederdi, şimdi burada sessiz bir şekilden üşürken hala çenesini kapalı tutması biraz sinir bozucuydu.
"Senden özür dilerim."
Kısık sesi kulaklarıma dolduğunda ona çevirdim bakışlarımı. "Taehyung bahsetmiş sana biraz ama ben de kendimi anlatmak istedim." Devam etmesini beklerken bedenini tamamen bana döndürdü, Jimin'in parlak gözleri nemlenmişti. Onu böyle görmek tuhaftı, her zaman neşeli ve gülen biri olarak üst dişlerini alt dudağına geçirmiş halde çekingen duruyor olması onu tuhaf yapıyordu, çok fazla. "Özür istemiyorum." Sonunda kendi sesimi bulup konuşabildiğimde başını salladı, "Seni ilk Yoongi hyung senden bahsettiğinde gördüm, kar topu oynandığı gece ben hasta olduğum için inenemiştim." Yutkundu, adem elması hafif bir şekilde oynadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
break up or make up' taekook
Fanfickim taehyung, erkek arkadaşı jeon jeongguk'un beş yıllık ilişkilerini bitirmesinin ardından oldukça üzgündü ve iki yıllık ayrılığın ardından gelen mesaj, onu oldukça sinirlendirdi.