19 Aralık

96 15 12
                                    

Günaydınlar efendim, günaydınlar. Tahmin et ne- off aman. Bir şey olduğu yok. Tamamen sıkıcı, tamamen boş ve sıradan bir güne uyandım. Dünkü şeylerden nasıl etkilenmişsem artık, başrolümüz rüyamda jumpscare gibi görünüp hemen kayboldu. Ne yaptıysam da bir türlü onu bir daha göremedim. Uyandığımdan beri de salon penceresinden karşıki eve bakıp duruyordum. Tık yoktu. Annem de soruyordu "Ne bu hal? Neye bakınıp duruyorsun?" diye. Dedim "Sıkıldım ya boş ver sen beni" 

Kahvaltımı falan ettikten sonra dışarı, bahçeye çıktım. Kulaklığımı da yanımda indirdim tabi. Müzik dinleyip biraz kitap okurum diye düşündüm. Sürekli evlerine bakıyordum belki içeridelerdir diye. Arada bir araba geçtiğinde de "o mu geldi yoksa?" düşüncesiyle arabanın hangi yöne gittiğine bakıyordum. En sonunda ümidimi yitirip kitap okumaya daldım. Yaklaşık bir - bir buçuk saatin sonunda sandalyeme sertçe bir şeyin çarpması sonucu tökezleyip yere düşüyordum az daha. Kitaba o kadar dalmıştım ki etrafımdan bihaberdim. Kulaklığımı çıkarıp neler olduğuna baktım. Bizim çocuk bana doğru geliyordu. Yerde de bir top vardı. Kaşlarımı çattım. Eğilip topu aldım. Yoldan da konuşmalar geliyordu. "Eren salağı yavaş vur dedik sana. Öküz gibi smaç atıyorsun" dedi kızlardan biri. Demek voleybol oynuyorlardı. Eren denen çocuk da topu buraya göndermişti. Bizim çocuk beni konuşturunca ona baktım.

"Kuzenimin kusuruna bakma lütfen. Rahatsızlık verdiğimiz için özür dileriz." deyince tabi ben şok oldum. Sesi o kadar hoştu ki. Hafiften kızardığımı hissettim. Topu ellerimde tutarken o ise benim topu ona uzatmamı bekliyordu. Fakat ağzımdan ne çıksa beğenirsin? Ah tabi, benim gibi bir gerizekalıdan beklenmeyecek bir şey.

"Ben de katılabilir miyim?" dedim. NEREYE KATILIYORSUN ÇOCUK! OTUR OTURDUĞUN YERDE! Fakat  ne oldu? "Elbette." deyip kabul etti. Topu ona vermeme fırsat vermeden yavaşça yürümeye başladı. Ben de peşinden gittim. Bir an duraksayınca ben de durdum. Tek elini uzattı bana doğru. "Bu arada, ben Onur" deyip gülümsedi. Elimi uzatıp elini sıktım. "Ben de Burak" diye yanıtladım onu. Gülümseyip tanıştığına memnun olduğunu söyledi. Diğerlerinin yanına gelince kızların beni izlediğini fark ettim. 

"Gençler, Burak." deyip eliyle beni gösterdi. Ardından bana bakıp eliyle diğerlerini göstermeye başladı. "Burak, bunlar kuzenlerim Eren, Ezgi ve Aslı." dedi. Hepsine teker teker bakıp kafamla selamladım. "Memnun oldum" dedim. Tabi Eren yanıma geldi hemen. Tokalaştı sırıtırken. 

"Hoş geldin kardeşim. Az önce için kusura bakma ya. Elimin ayarı kaçtı." deyip sırıttı. Ezgi de kollarını bağlayıp kaşını kaldırdı. "Elinin ayarına tükürsünler. Bin defa söyledik sana sert smaç atma diye. Değil mi?!" diye yanıtladı. Sonra kollarını indirip iki yana açtı. "Zaten yol daracık. Taa ebesinin yanına gönderiyorsun topu." diye ekledi kaşlar çatık bir şekilde.

"Tamam, tamam affedersiiinn" derken kafasını kaşıyordu mahcup bir şekilde Eren. Aslı ise benim gelişimden pek memnun değil gibiydi. Hiç konuşmuyordu. 

"Hadi başlayalım o zaman isterseniz." dedi Onur. Herkes yerini aldı. Gözleri benim üzerimdeydi. Topu havaya doğru fırlatıp parmaklarımla karşı tarafa gönderdim. Aslı'nın olduğu yöne. Belki ortam daha da yumuşardı?

Yaklaşık bir saatin sonunda mola vermeye karar vermiştik. Ben yol kenarında, çimlerde oturuyordum. Eren de yanıma oturmuş kolunu omzuma atmıştı. "İyi yorulduk he." deyip bir şeyler anlatmaya başladı. Fakat benim gözlerim biraz ileride oturan Onurdaydı. Eline almış olduğu ufak bir çubuğu toprağın üzerine sürtüyordu. Saçları alnına düşmüştü. Dalgın bir ifadeyle yere bakıyordu. Bir süre sonra derin bir nefes verip kafasını kaldırdı. Sol tarafına, yola baktı. Ardından bakışları bize kaydı. Gözlerimiz buluşunca kalbim tekledi bir an. Bana gülümsedi. Tekrardan yere bakıp elindeki çubukla toprağa şekiller çizmeye devam etti. Yaklaşık 10 dakika öncesinde Aslı denen kuzeni su içme bahanesiyle eve geçmişti fakat geri gelmemişti. Ezgi de onu kontrol etmeye gitmişti biz otururken. Ezgi kapıdan Onur'a seslenince hepimiz oraya baktık. 

Bir Eşcinselin GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin