30 Aralık

0 0 0
                                    


Gözlerimi kırpıştırdığımda yanağımda hissetmekte olduğum elin çekildiğini hissettim. Göz kapaklarımı yavaşça araladığımda karşımda geniş gülümsemesiyle gözlerimin derinliklerine bakan bir Onur gördüm. Utangaç bir şekilde gülümseyip bakışlarımı kaçırırken o uyku mahmuru sesiyle ''Günaydın'' dedi. Sesi normalden daha tok ve kalındı. Bu kalbimin teklemesine sebep oldu. Bakışlarımı tekrardan Onur'a çevirdiğimde dudak ve kaşındaki yaralarının kabuk bağlamış olduğunu, göz altındaki morluğun da geçtiğimiz akşama nazaran daha iyi bir durumda olduğunu fark ettim. Ben de ona gülümseyip sessizce  ''günaydın'' dedim. Elini uzattı yanağıma koymak istercesine. Gözlerimi açar açmaz böyle bir şey yapacak olması beni içten içe huzurlu ve mutlu hissettirmişti. Gözlerimi kapattım kafamı hafifçe sallarken. Elini yanağıma koydu, baş parmağıyla okşadı. Gözlerimi açtım. Geniş gülümesemesinin yanında yanaklarında beliren o iki çukur, beni öyle etkiliyordu ki..

''Diğerleri uyanalı oluyor. Biz de kalkalım yavaştan.'' deyip elini çekmek için hamle yaptığında elinden tutup tekrardan yanağıma yerleştirdim. Bitsin istemiyordum. Kalbim davul misali çarpıyordu. Çünkü rüya gibiydi. Hareket edip biraz daha yaklaştım Onur'a. O ise ufak bir şaşkınlığın ardından sadece gülümsemekle yetindi. Nefesini hissedebiliyordum. Yanağının hafiften kızardığını fark ettim. Oldukça yaklaşmıştım farkında olmadan. Elini bir anlığına yanağımdan çekti. Alnımda duran saçlarımı geriye yatırdı. Ben ise oldukça yakın durduğumuzu o an fark etmiştim. Utançla bakışlarımı kaçırıp aşağıya çevirdiğimde Onur çenemden tutup kafamı kaldırdı.

''Burak'' diye seslendi henüz değişmemiş o uyku mahmuru sesiyle. Bakışlarımı kaldırıp Onur'a çevirdiğimde ilk kez farklı baktığını gördüm. Saçlarıma baktı. Sonra gözlerime, burnuma, dudaklarıma. Yüzümü hiç unutmak istermişçesine inceliyor gibiydi. Gözlerimin derinliklerine değil de sanki oradan kalbime bakıyordu. Bir bakış nasıl bu kadar derin ve hissedilesi olabilirdi ki? Yüzünü yaklaştırdığında kalbimin durmak üzere olduğunu söyleyebilirim. Nefesim kesilir gibi oldu. Yaklaştı, yaklaştı... Gözlerimi kapatıp ne yapacağından tamamen habersiz nefesimi tuttum. Alnımda hissettiğim alın ile gözlerimi araladım yavaşça.

''Geldiğin için teşekkür ederim Burak..'' diye fısıldadı. Ardından kolunu kaldırdı sarılmak istercesine. Bu izin istemeleri o kadar hoşuma gidiyordu ki. Hiçbir sebebi yoktu gerçekten ama en ufak şeye bile izin istiyordu nerdeyse. Kollarımı etrafına sardığımda yüzünü omzuma gömüp derin bir nefes verdi. Yanında yastık gibi kalıyordum. Onur benden daha yapılı ve büyüktü, daha önce de yazmıştım. Fakat o an bir şey oldu. Kollarıyla beni sıkıca sarıp etrafında döndü. Onur üzerimde, ben altında duruyordum şimdi. Ellerini de yanlarıma desteklemişti. Bana gülümseyerek bakarken elinin biriyle benim üzerine yattığım yastığı aldı. Sinsi bir gülümseme ile bakarken ben ne olduğunu anladım. Ellerimi kaldırıp hayır anlamında sallamaya başladım. Tam ağzımı açıp yapmamasını söyleyecekken yastığı yumuşak bir şekilde yüzüme fırlattı. Sonra üzerimden çekilip yanıma bağdaş kurdu. Yastığı yüzümden çekip doğruldum. Onur'un suratına fırlattım. Yüzüne çarpmadan yakaladı. Tekrardan suratıma vurup beni düşürdü. Sinirlerim bozulmuştu. Hızlıca doğrulup yastıkla beraber Onur'un üzerine atladım. Sırtüstü şekilde düşerken ben de üzerine çıktım. Kucağına yerleşip yastığı yumuşak bir şekilde yüzüne geçirmeye başladım. Kapı açıldı, Ezgi ve Eren içeri girdi. Ben ise kıkırdayıp Onur'u dövüyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 6 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bir Eşcinselin GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin