Donmuş Dünya

210 17 0
                                    

NOT= Hikayede "Ben" isim yanlış anlamayın. İyi okumalar dilerim.

Mario:

- Beyler herşey hazır değil mi?

Henry:

- Evet hazır.

- Hadi gidelim o zaman.

Koloninin kapısına gitmiştik. İşte dünyayı birkez daha görüyordum. Önceden televizyonda gördüğüm kutup noktaları artık ayağımın ucundaydı.

Henry:

- George ve Ben hazırmısınız?

İkimizde evet demiştik. Henry, Mario'ya döndü.

- Burası sana emanet, buraya iyi bak biz gelene kadar koloninin kapısını açmayın.

- Tamam. Dikatli olun.

Üçümüz hemen koşarak koloniden uzaklaştık çünkü hızlı olmamız gerekiyordu yoksa donardık. İlk geceyi geçirecek bir yer bulmamız gerekiyordu. Arkamı döndüğümde ise koloninin kapısı kapanmıştı. Önüme döndüm ve koşmaya devam ettim.

Bayağı bir yol gitmiştik. Birsürü bina yıkıntısı ve birsürü insan bedeni görmüştüm hepsi donmuştu. Telsizden ses geldi.

- Henry durumunuz ne? Hemen bildirin.

- İyiyiz Mario koloni nasıl?

- Siz gittiğinizden beri iki kişiyi öldürdük hastalanmışlardı.

Henry başını ovaladı içinden "Böyle giderse kolonide kimse kalmayacak" dedi. Aynı fikire bende sahiptim. Telsizden bida seslendi.

- Henry Henry.

- Efendim Mario.

- Yüz metre sonra bizimle bağlantınız kopacak ancak diğer kolonilerin telsiziyle konuşabiliriz.

Ben korkuyordu. Henry cevap verdi.

- Tanrı bizi korusun. Görüşürüz Mario. dedi.

Henry koşmaya devam etti. Artık Ghost kolonisiyle bağlantımız kopmuştu artık tek başımızaydık. Hava git gide karanlık oluyordu. Sonunda bir sığınak bulmuştuk orman kulübesiydi. Kulübe yüksekteydi merdivenleri ise yoktu.

Henry:

- Bu kulübeye tırmanalım. Dışarıda ne olduğunu bilmiyoruz hiçbir şey buraya tırmanamaz.

Hepimiz kulübeye tırmandık. İçerisi insana huzur veriyordu. Orada dinleniyorduk gecenin alaca karanlığı çökmüştü. Kulübenin taş şöminesi vardı odun toplamıştık. Ateşi yaktık ve çantada ki erzağı yiyorduk. Birbirimizle sohbet ediyorduk.

Ben:

- Benim küçükken taş koleksiyonum vardı. Çok güzel yıllardı. Ben eski dünyayı özlüyorum.

Henry:

- Bende özlüyorum bende.

İşte böyle konuları konuşuyorduk.

Rüzgârın kayalıklara çarparak çıkardığı ses hepimizi ürpertiyordu. O korkudan üçümüz bir arada yattık vücut sıcaklığından faydalandık üşümemek için. Henry ve Ben uyumuştu ben uymamıştım sadece düşünüyordum. Biran da ses geldi dışarıdan. Dışarıda sanki birisi yürüyordu. Kulübenin penceresinden yavaşça baktım. O da neydi çok büyük bir boyutlarda kurttu ve sürü halindeydiler. Soğuk onları mutasyona uğratmıştı tüyleri bembeyazdı. Onlar donmuş dünyanın donmuş canlılarıydı. Ve Ghost kolonisine doğru gidiyorlardı.

ÖLÜM SOĞUĞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin