" ... Sen iyi bir adamsın."
"Onun için seni çok öldürmüşler."
-Yaşar Kemal*
"Çıkıyorum ben" diye seslendi yardımcısına İlkan Bey.
Kadın, İlkan Bey'i yakalamak için hızlıca salondan fırlayıp, "Durun!" diye bağırdı. "Çantanızı almadınız, bugünlerde çok dalgınsınız, dikkat edin efendim. Başınıza bir şey gelecek diye korkuyorum vallahi."
ardından merdivenleri inerek İlkan Bey'e yetişti. Çantasını uzatıp verdikten sonra işlerini yapmak üzere salona geri döndü.
İlkan Bey ise çantasını almadan çıkmak üzere olduğuna bir an inanamadı. Asla böyle aksilikler yaşamazdı. Gerçekten çok dalgındı. Toparlanması gerektiğine karar verdi. Ayakkabılarını giydikten sonra kapıyı çekti ve arabasına doğru ilerledi.
Radyodan rastgele bir kanal açtı"Su verdiğin çiçekler küçük bahçemi süsler. Şimdi bütün güller susuz ve kimsesiz.."
Gözleri yola bakıyordu ama aklı tamamen yaşadıklarındaydı. Hani olur ya bazı şarkılar bazen anlam bulur. Duyarsın ve sana bir şeyler hatırlatır. İlhan'a da öyle olmuştu. Bedeni o arabada iken aklı ve kalbi tamamen geçmişte takılı kalmıştı.
"Seni beklemekten ,özlemekten bu halimiz"
İlhan bir an için sevdiği kadının -Zeynep- onu terkettiği geceye döndü.
.
"Neden böylesin anlam veremiyorum. Çok güzel bir fırsat buldum, başka bir ülkede harika bir yaşam beni bekliyor. Acı yok, dert yok, senin verdiğin sıkıntıların içine çekilip kalmak yok. İzin ver gideyim, ben artık yoruldum! Bazen her şey aşkla çözülmüyor İlkan! Çok denedik, yeni sayfalar açıp durduk ama olmuyor. Her seferinde bir şekilde hayatımızın içine sıkıntı yerleştirmeyi başarıyorsun. Küçüklüğümden beri sadece mutlu ve huzurlu olduğum bir hayat istedim, başka hiçbir şey! Ama senin yanında ona bile erişemedim. Lütfen artık yeter!"
İlkan gözyaşları içinde dinliyordu. Bir an durdu, yaşları sildi ve titreyen sesiyle konuşmaya başladı
"Neden bu kadar bencilsin? Sevmek sadece mutluluk demek değildir! Sevince hayatını karşındakiyle paylaşırsın, acını da mutluluğunu da.. Sevgi fedakarlıklara mahkûmdur. Bazen gülümsemelerini feda edersin, bazen gözyaşlarını. Hayatını onun için yaşarsın. Hayatın o olur bazen.
Seni mutlu edebilmek için elimden gelen her şeyi yaptım. O aşağılık arladaşlarına bile tahammül ettim. Sen bir şey için üzüldüğünde ben senden daha çok üzüldüm""Her şeyi sen mi y.." diyerek sözünü kesti Zeynep.
"Kesme sözümü dinle beni! Benim için hiçbir şey yapmadın diyemem. Ortak oldun acılarıma, dert ortağım oldun, dinledin, 'geçecek' dedin. Ben de inandım tamamen sana bahşettim kendimi. Ama şimdi öylece ben yoruldum diyorsun. Sevdiğin insanın yanında olmak sana bu kadar zor mu geliyor. Her şeyi birlikte güzelleştirebilirdik"
Zeynep yüzü asık bir şekilde,
"İlkan, ben seni sevip sevmediğimden bile emin değilim artık. Anlıyor musun?"
İlkan hayal kırıklığına uğramış bir şekilde dikti gözlerini Zeynep'e. Dolu gözlerinden yaşlar bir bir süzülmeye başladı. İki elini ona doğru açtı
"Bak, elimde hiçbir şey kalmadı. Sen bunu diyene kadar senin sevginin umudu vardı içimde. Öldü, rahat ol artık. İstediğini yap, seni durdurmayacağım." dedi ve yere çöktü.
Bir insanın umudu kırılırsa artık çabalamaya bir sebebi kalmaz. Umutla birlikte duyguları da ölür, İlkan'a olan tam olarak da buydu.
Aşık olursanız karşınızdaki kişiyi kaybetmemek için elinizden geleni yaparsınız. Ama bir gün o şey olduğunda sadece umutlar kalır ellerinizde. Onlara sımsıkı tutunur ve her şeyi düzeltebileceğinizi düşünürsünüz. Bu umut bazen sevgidir, bazen saygı, bazen de güven. Ama artık umut bile yoksa ne gelir elden?
Giden, gider ve kalan, kalır. Hikaye böyle biter. Yeni hikayelere başlarsınız ama eski hikayelerin acısı hala yüreğinizde bağırır durur..Susturması o kadar zordur ki...Yaralanırsan eğer merhem sürersin, geçer. Yorgunsan uyursun, geçer. Ama o artık acıları hiçbir şekilde geçiremezsin. Bazen gözyaşı olur döner, bazen şarkıda bir söz...
Arabasını okulun önünde durdurdu. Lisede Edebiyat öğretmenliği yapıyordu. Küçüklüğünden beri kitaplara ve şiirlere olan aşkı çok büyüktü. Bu sayede edebiyat okudu ve istediği mesleğe sahip oldu. Belki de ona en iyi gelen şeylerden biriydi. Okumak, yazmak ve öğrencilere bunu aşılamak.
Okuldan bir edebiyat öğretmeni rahatsızlığı nedeniyle ayrılmıştı. Bugün onun yerine başka bir öğretmenin geleceğini biliyordu. Pek tanışma havasında değildi. O yüzden öğretmenler odasına oldukça az uğrayacak, karşı karşıya gelmemeye çalışacaktı.
Ki tam öyle olmadı. İlk ders çıkışı omzuna bir bayan dokundu. İlkan arkasına döndüğünde karşısında esmer, kısa saçlı, uzun boylu ve şık giyimli bir bayan duruyordu. Kadın ona gülümsedi ve
"Merhaba, ben yeni edebiyat öğretmeni Azra." diyerek elini uzattı.
İlkan birkaç saniye bekledi ve o da elini uzatarak ismini söyledi. Hafiften de gülümsemeye çalıştı. Ardından hızlıca koridorda ilerledi ve bir sonraki dersi olan sınıfa girdi.
Azra daha uzun bir tanışma olacağını bekliyordu. En azından hayırlı olsun demesini. Bu acelesi karşısında şaşırsa da çok umursamadı ve sınıfına girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Adam Bir Hayat #Wattys2021
General Fiction"Bugün aynaya baktığımda senin yüzünü gördüm. Sahi ne kadar da içime işlemişsin, kendimden çok seni görür oldum. Sanki sevmekten de öte senleşiyorum ben." Sevgiye, gerçek sevgiye ve hayata dair bir kitap..aşkı ve değerlerimizi yansıtacak, herkesin k...