[16]

180 19 7
                                    

saatler geçmiş,haklı olacak türden bir bitkinlik ile uyuyan siyahlıya ufak bir göz atmıştı, onu rahatsız etmeden kalktığında
(ki ayağı takılıp düşmüş olmasına rağmen, koltuktakinin "bezmişliği" ona etki etmemişti.)
düşünceleri hala "açık krem rengi uzun paltosundaki"
kağıtdaydı..yada o bilerek aklından çıkarmıyor-çıkaramıyordu..
-bu kağıt yada resmi belge..ona acı versede hala içinde bir heyecan oluşturuyor du?
"Tanrısının ölümlü olması".. ona büyük bir yıkım ama bu "yıkımda" güç veriyordu..

"onca şeyi.. unutmuş olmayabilir miydim? -yada unutmak istercesine
"belleğime ölesiye kazıdım" ha? olabilir mi?.. ben sadece.. duygularıma yenik düşüp..onca şeye sırf.."hayranlık duygusu" adına.. yaşamış olabilir miydim!?"

Bu düşünceler yiyiyordu beynini..sonunda dizlerini çekti kendisine.. elleri ile yüzünü kapadı..koltukta ki.."zamanını bekliyene" bakıyordu..hafifçe doğruldu..koltukta yatanın yüzüne düşmüş "siyahlıklara" doğru,elleri ile ona dokunmak adına..kaldırdı
kolunu..dokundu hafifçe okşadı yanağını ardından bir kadar kendini yercesine heyecanı ile.. titreyen eli ile..kaldırdı "onun kulağının arkasına, geriye doğru"

"Sence Sevgili Dos-kun?..onca şeyi unutabilmiş miyimdir? yada.. alçakça..senin deyimin ile..'bir insandan beklenilebilecek bir seviyede' kendimin, bana kendimde oluşturduğun arzular uğruna mı
onca şey, onca
"paylaşmışlığımız"? yoksa.. biz hiç bir zaman.. "biz" olmadık mı?.. yada bunlar sadece..şu an ki "Tanrımı kaybetme" korkum mu?
...umarım öyledir.... "

Kendisin de müthiş bir tiksinti duyuyordu..ona o" zarif ve bir o kadarda narin, soluk" bedene dokunurken..bunları düşünebilmesi bile "ona bir ihanet!"..fakat bir yandan da kendi "zihniyeti içerisinde" savaş veriyordu,derin bir iç çekti..doğruldu ve kalktı..

"bunlara biraz ara vermeli.. sonrada ebedi olarak def etmeliyim!"

yüzünü yıkadı mutfakta..sessizce..saat ilerliyor oda..
"Soluk güneşinin" uyanmasını bekliyordu-
15:42

Kuruntudan ibaret sadece..korkuyorum..
korkutuyorsun!
başkası..dahası..mümkün bile olamaz!

----
gözlerini açmak istercesine doğruldu.. bunu yapamadan.. bitmişliği ile.. yastığa geri "çarptı"
+G-Gogol..

-Dos-kun!?..uyanmışsın!

+evet..

-Günaydın!

+doğrusu.. "tünaydın"?

-neyse ne~önemli olan
durumun! nasılsın bakalım ha?

kesik, kesik arada durup tekrar devam etti nefeslenirken.
+...boğazım,başım,bacaklarım..vucudum,dizlerim,ellerim, hatta parmak uçlarım, gözlerim, zihnim...sınırında..bu "sözcükler" bile.. ne kadar zor çıkıyor..

-shh..sus uykun var..ve yorgunsun!
+uyudum ve evet.. "uykum var"...
uyanamayacak olmam.. bir daha korkutuyor..bu yüzden.. uyuyasım yo-..
platin örgülü uzandı ona koltuğa geçip..yanına oturdu..derin bir iç çekti.. sessizce;

"sana diyecek bir şeyim yok ki..b-ben! kendi" ölümünde bedeninin..organlarının bağışlaması" adına o kağıdı imzayalan ben!..sevgilim
seni..
ah-..."sevgilim" sözcüğü.. neden bu kadar tuhaf hissettirdi..?
Tanrım..ben ne, neden, ne oluyor bana!? ben hayatımı.. bedenimi iliklerime kadar herşeyimi bana, benim "Kafesimi açana" verdim!?..
bana özgürlüğü bahşeden "haklarımı bana kendi iradem ile veren!" o.. o ah-o mor menekşelere..benim olan.. bana kendini açan! kalbini, bedenini..
b-ben.."

-ciddileşiyordu..kendisi ile uğraşan siyahlıya bakıp-

"haklıydın..insanlar cidden. İnsan dediğin aptaldır, hem de şaşırtıcı derecede aptal ve alçak pis bir nankör..
..
bende öyleymişim...her şeye karşı içinde yinede-birisinin düşüş anında...içten içe sevinebilmek ha?..
ama tek değişmeyen şey..
seni..sana herşeye bedel olan..
"sevgim" aşkım!"

--
Düşüncelere dalan sevdiğine baktı..
hafif rahatladığında..
kendi"zihninde"..koca evde ki ölüm sessizliğini bozacak kelimeler teker teker düşüyordu, tane tane ve acı veren bir "soluklanma" ile kesilirken
(karşısındakinin zihnini okumuşcasına.)

+Sevmeyi becerememek cehennemdir...

-h-hm?

+Âşık olmayı başarabildiğin..b-buna inanabildiğin sürece Tanrı'nın varlığına ve ruhunun... "ölümsüzlüğüne" daha çok ikna olacaksın
Tövbekâr biriysen aşıksın.. âşıksan eğer Tanrı'nın yolundasın demektir...(evet bunu benim gibi bir "ruhsuzda" bilebilir..)
her şey aşk içindir ve yalnız aşkla yapılır.. ben - ki sizler kadar hatta fazlası belkide, günahkârım -
bile seni..seviyor ve sana..merhamet ediyorum..aşk öyle bir hazinedir ki koca dünyayı onunla elde edebilirsiniz ve yalnız kendi günahlarını değil, başkalarının günahlarını da onunla temizleyebilirsin..ben kendi "günahlarımı" seninle..sildim..bana engel oldun...öyle değil mi?

-F-Fyodor..

+yalan değil sonuçta deği-...

platin örgülü, siyahlının çenesinden tutup..kendi dudakları ile buluşturmuştu onu.. sertçe-..dudaklarını ısırdı siyahlının..ardından..
dudaklarından diline geçmişti..

"seni çok seviyorum.."

kendi dili ile.. çekiyordu..bu sefer biliyordu.. bir daha.. bu şekilde.. tutkulu olamayacak.. hatta.. "bir daha..ulaşamayacaktı bile.."
--
sonunda çekilen siyahlı, dudaklarının şişliği ve kızarıklığıyla.. nefes nefese.. dolu mor menekşeleri ile bakıyordu platin örgülü sevdiğine..doyumsuzca

+n-nnhah..

-LANET OLSUN!

+h-hah?

-SENİ O KADAR ÇOK SEVİYORUM Kİ..BEN D-DAYANAMIYORUM BUNA!

platin örgülü..engel olamadığı göz yaşları ile.. bırakmıştı.. yorgana sarılı kızarık bedene..kendisini...onu üzmemeye çalışsada artık o bitiyordu!.

+Bende..bende seni çok seviyorum...sevgilim...

-hm-!?..... "sevgilim" - Ah! ilk kez.. ve bu ilk.. tanrım çok güzel!

+evet.. güzel.. ilk ve son...




[last silence/DOSTOGOL]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin