siyahlı gözlerini açtı..yataktaydı..onun başında bekliyen giyinik olan Platin örgülü..telaşlı gibiydi üzerinde paltosu ve atkısı ile başında bekliyordu..gözlerindeki "dehşeti".. sakin ses tonu ile..bastırmaya çalışıyordu..mırıldanarak..
yutkunmaya çalıştı yataktaki..boğazı düğümlenmişti sanki...göğüsü sıkışıyordu bundan dolayı zor soluyordu..kolunu kıpırdatabilecek kadar "enejisi" yoktu sanki..buna rağmen sıkışan göğüsüne sertçe gitti bir eli..vucudu ve zihni ayrılmıştı sanki..beyazlı sesli bir dua etmişti..sevdiğinin tekrar o "mor menekşelerini" canlı görebildiği için..ki buna ne kadar canlı denilir di?...bitikti..yorgunluktan göz altı torbalarına eşlik ediyordu o "siyahlıklar" cildi solmuştu.."grimsi"....terlemişti ayrıca.. ama bu ter sıcak değil aksine..titretecek türden "soğuktu"...yatakta hafif doğrulmak için tek eli ile kuvvet aldı almasına..fakat beli ve kalçası yüzünden tekrar geri yattı.-Fedya..k-korkuttun!..Tanrım..iyi misin?
+..bir şeyim yok,yok da..
meraklı gözler ile süzülen beyazlı anlamıştı..bir şey hatırlamıyordu o..
-Duş için kalktın.. ben suyu hazırlarken..duyduğum ses ile yatak odasına geçtim..girdiğimde..yerdeydin..
beyazlının gözleri dolmuştu
n-nasıl..titredim o an..ah..hala aklıma geldikçe cidden kötü oluyorum..siyahlının eli sızlayan başına gitti yavaşça..
+yere vurdum.. herhalde ha?-normalmiş gibi bir de söylüyor!?
+çünkü.. normal.
-yeter..iyisin ya artık..kapansın..yorulmuş olmalısın.. geceleride uyumuyorsun!
+Ehh..
derince bir iç çekişti bu
saat kaç..?-sekiz..ve fedya..affet beni korktum..ama benide anla lütfen!
+anlıyorum..
-ilaçlarını az önce aldım.. yolda doktorun bayan Nastasya Petriyoviç ile konuştum..bana..yarın sabah saat onda orada olmamız gerektiğini söyledi..
+yarın..işim var gitmeyeceğiz..
yatakta "acısına" rağmen doğruldu hızlıca.-ne demek "gitmeyeceğiz"!?
+ne demek mi?.. açık ve net.. gitmiyorum.
-saçmalama!
+sende gereksiz..konuşma.
beyazlı duraksadı..içerlemişti buna..onca şey sırf onun sağlığı içindi..ama o bunu "gereksiz" görüyordu.."kızmayacağım sana.."...evet kızmayacaktı ona..biliyordu zihninin ne kadar boğuk düşünceler ile dolu olduğunu..atkısını çıkardı, paltosunuda yavaşça sokuldu yatakta yatanın yanına..kızmayacaktı her ne olursa olsun..çünkü ne kadar içini acıtsada biliyordu.."onun tanrısı..hastaydı"
-açsındır,Doktor Petriyoviç sulu şeyler içmeni söyledi ayrıca..bu gece uyumak yok..başına aldığın darbe herhangi bir içsel sorun çıkarabilirmiş..ne çorbası istersin?
+Rassolnik.
-tamamdır..
alnına ufak bir öpücük bıraktı..ardından yatağın yanındaki çekmecenin üst kısmına bıraktı "yeni vitaminlerini"....sonrada mutfağa gitmek için odadan çıktı
__
yatakta gözleri dolmuştu içi acıyordu..o "sonsuz mutluluğu hak eden ruh" kendisinin gibi bir "cezanın"..kurbanı oluyordu..gözlerini sildi..titreyen sesi ileElimde değil ki..ben istemedim! ben hiç istemedim hemde..
vucudu,organları, zihni, beyni,uzuvları, düşünceleri her şeyi ona karşı cephe almıştı.. her şey onun aleyhine işliyordu her dakikası..kendisini zorlamıştı.. sabah onu "yaparken"...fazla zorlanmıştı..ama huzurluydu! rahatlamıştı, kendisini iyi hissediyordu..ayrıca "o" ona..iyi geliyordu..kendisini "Tanrısı" olarak nitelendirdiği insan..şimdi yatakta.. savunmasız..ve "kendi kuluna muhtaçtı"
her şeye!..herşeyi binlerce kez lanetliyorum!
Varlığı birşey kazandırmayan insanların, yokluğu da bir şey kaybettirmezdi..sonuçta..kendisini alıkoyamadı bu düşüncelerden.. acı versede ona..
aslında insanın canını en çok acıtan şey.. hayal kırıklıkları değil, yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklar vermediği şeylerdi..o bana onca şeyi vaadetmişti..peki ya kendisi?..
ona ne verebilmilmişti..? ruhsuz bir yüz ifadesi? daha önce öldürme teşebbüsü...? onu bir piyon olarak görmek?.. sadece sırf kendi çıkarları adına kullanmak?...onun kendisine olan "sevgi saygı ve sadakatini" kendi.. amaçları uğruna kullanmak?.. sonrada hiç bir şey olmamış gibi.. onunla silbaştan bir "hayat"?... aslında ona bu şansı veren..bu kullandığı "piyonuydu"...ona yaşam sevinci, insan olduğunu hatırlatma, onunla benzer acıları paylaşma..gibi şeyleri veren.. kişiydi.. sonradan.. "sevdiğini sandığı piyonu"...
hayaller aleminde yaşayan birinin, isteğine kavuştuktan sonra ondan tekrar ayrılmasının ne kadar korkunç bir şey olduğunu bilinemiyecek dereceden acı veriyordu..terlemişti iyice...içinden.. şu an ona sarılmak bir dahada asla bırakmayarak.."seni seviyorum, teşekkür ediyorum!" demek minnetini göstermek istiyordu...onca şeye rağmen..onu böyle delicesine seven "piyonunun"
uzun beyazlarını eline almak istiyordu..s-seni herşeyden çok-ki ne acaba bu "herşeyim"..? yinede..seviyorum!
hepde seveceğim.."ilkim ve tekim"..
__
Platin örgülü içeri girdi..yarım saaten fazla süren bir zaman dilimi sonrası...tepsi ile..gülümsüyordu ona yine.."hiç bir şey olmamışcasına...tepsiyi narin ve zayıf bacakları örten battaniyenin üzerine koydu..-bir kase Rassolnik çorbası,bir adet çatal kaşık salata.. ve bir bardakta "Efervesan"...hala köpürüyordu--Afiyet olsun!
+sen..?
-sen bir ye de...ben yerim merak etme~
yine çocuksu bir edayla gülümserken kısmıştı gözlerini.. yine sokuldu yanına...konuyu değiştirip gülümseme amacıyla konuştu sırıtırken
..sabah..cidden çok hoşdu..eheh..+azdın iyice,pis abaza seni.
çorbayı yudumlarken kıkırdadı.-"a-abaza"!?...
+hmhm.. abaza seni.
-...sebebi sensin Dos-kun....
konu sen olunca...bilerek ve isteyerek duruyor her şey!....+seni seviyorum,bunu unutma olur mu?.
çorbayı içerken tekrar bir öksürük tutmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[last silence/DOSTOGOL]
Fanfictionİlk kitabım, ...Diyecek bir şeyim yok.. kurgu "zaman aralığıdır" belli bir zaman yok.- #dostogol