ANKSİYETE BOZUKLUĞU NEDİR? TEDAVİSİ NASILDIR?Anksiyete Bozukluğu
Anksiyete sözcüğü 'darlık' ve 'sıkışma' anlamına gelen 'angh' sözcüğünden türetilmiştir. Anlamı birçok dilde benzerlik göstermektedir. Anchein (boğulmak, sıkılmak), angor (boğulmak, nefes düzensizliği, angestia (distres) gibi (Işık, 1996). Bugünkü kelime anlamı daha çok kaygı, bunaltı, huzursuzluk ve korku ve endişeyi tanımlamakta kullanılmaktadır. Anksiyete bozukluğu olan kişiler şikayetlerini tanımlarken sıklıkla 'boğuluyormuş gibi, nefes alamayacakmış gibi, öleceklermiş veya sanki çok kötü bir şey olacakmış gibi ya da canları çok sıkılıyormuş gibi ' ifadelerini sıklıkla kullanırlar.
Hem duygusal (sıkıntı, heyecan, çok kötü bir şey olacakmış hissi ve korkusu) hem fizyolojik ( çarpıntı, nefes almakta güçlük, ellerde ve ayaklarda titreme, aşırı terleme, ağız kuruluğu ) hem de bilişsel (öğrenilen bilgilerin hatırlanamaması, unutkanlık ) ögeleri olan bir ruh sağlığı hastalığıdır.
Ruh sağlığı alanında anksiyete bozuklukları; Tıbbi Duruma Bağlı Anksiyete Bozukluğu, Yaygın Anksiyete Bozukluğu, Obsesif Kompulsif Bozukluk, Sosyal Fobi, Özgül Fobi, Travma sonrası Stres Bozukluğu, Başka Türlü Adlandırılamayan Anksiyete Bozukluğu gibi oldukça geniş bir yelpazenin içerisinde değerlendirilmektedir.
Ne zaman destek alınmalı?
Süreğen hale gelmiş, kişinin çalışma hayatını ve sosyal işlevselliğini bozan, kişilerarası ilişkilerini etkileyen, sıklıkla titreme, çarpıntı, ağız kuruluğu, kas gerginliği gibi fiziksel belirtilerin de eşlik ettiği anksiyete düzeyleri ruhsal açıdan destek alınması önerilen durumlardır.
Yaşanılan anksiyetenin düzeyi kişi için tehdit edici düzeyde değilse dünyaya, içinde bulunan duruma ve gerçeklerine uyum sağlamamızı daha iyi sağlayabilir, bu yüzden anksiyetenin insan ruhunu büyüten ve geliştiren bir yönü de vardır. Eğer kişi tarafından oldukça zorlayıcı bir düzeydeyse engelleyici olabilir ve uyum sağlamayı güçleştirebilir.
Anksiyeteye yaklaşım nasıl olabilir?
Günlük yaşamda karşılaşılan güçlükler herkes için aynı düzeyde zorlayıcı veya anksiyete verici olmayabilir, çünkü hepimizin içsel güçleri farklıdır ve aynı zamanda başetme becerilerimiz anksiyeteyle mücadelemizi hem kolaylaştırabilir hem de zorlaştırabilir. Eğer ki tıbbi duruma bağlı bir anksiyete yaşıyorsak yaşadığımız hastalık ne kadar iyi tedavi edilirse anksiyetemiz de o denli hızlı azalabilir. Anksiyeteye neyin neden olduğunu kavramak, dış dünyada olan şeylerin içimizle olan bağlantısını yapabilmek bile bize çok yardımcı olabilir. Bunun yanında anksiyetenin hangi durumlarda veya zamanlarda ortaya çıktığı, yol açtığı kayıplar, kişinin başa çıkma güçleri, anksiyeteyi arttıran ve azaltan durumlar, kaçınma davranışlarının olup olmaması, yaşanılan durumu kişinin nasıl yorumladığı gibi yardımcı bilgiler de dikkatli bir biçimde değerlendirilmeye ihtiyaç duyan olgulardır.
Psikolog Özer ULUSOY