- Yakışıklı Ukala -

229 12 1
                                    

Taksiye bindim ve ilk önce alışveriş yapmak için şoföre bankaya doğru gitmesini söyledim.5 dakika sonra bankanın önüne geldim.
'Şey beyefendi 5 dakika beklermisiniz bankadan parayı çekip geleceğim'

'Tamam abla uzun sürmez dimi?'

' Hayır hemen gelirim dedim ve cevap vermesini beklemeden hızlı adımlarla bankaya doğru yürüdüm. Önümde 7-8 kişi vardı. Ne kadar güzel dimi ? İşin yoksa bekle bekle dur.

' Birazdan tipin felç geçirecek duru ' diyen iç sesimin komutuyla havaya baktım. Harbiden de yağmur çiselemeye başlamıştı. Zaten bir işimde rast gitmez ki. Allah'tan şapka takmışım.

'Kızım yürüsene ne direk gibi dikiliyosun zaten yağmur yağıyo bi de seni mi beklicez ?'

'Tamam amca ne kızıyosun ki'

'Amca mı ben senden 10 yaş daha gencim pehh'

'Evet amcacım ya çokta yakışıklısın' amcaya göz devirip bankadan paramı çekerek hızlıca taksiye doğru yürüdüm. Yağmur dahada çok yağmaya başlamıştı. Umarım kesilirde güzel bir gün geçiririm. Hafif sert bir şeye çarpmamla yere bakan kafamı kaldırarak çarptığım şeye baktım.
'Önüne baksanda insanlara zarar vermesen çirkin şey'
Aman Allah ' ım bu dergilerden kaçıp gelen yakışıklıda kim böyle.
'Sana diyorum ne o körsün bir de sağır mı oldun ?'

'Ha , şey pardon dalmışımda'

'Dalmışmısın , ben burda yarım saattir seni dürtüyorum aval aval suratıma bakıyorsun ımm yoksa çokmu yakışıklıyım ?' birde sırıtıyor ukala ne yakışıklımı sanıyor bu kendini sansa iyi olur oldu yakışıklı hemde uff be.

'Ne yakışıklı mı hıh sen kendine yakışıklı mı diyorsun be senin sadece egon yakışıklı olabilir tamam mı ukala.'

'Tabi yakışıklıyım peşimden kaç kız koşuyor biliyor musun ?'
Baş parmağımla işaret parmağımı çeneme koyarak düşünür gibi yaptım.Sesimin alayla çıkmasını umarak

'Imm kaç kız öyle mi ?' kafasını aşağı yukarı sallayarak çapkın bir sırıtış attı.
Ve devam ettim

'Ordan bakınca umrumda gibi mi gözüküyor ?'

'Bilmem belki umrundadır. Ne de olsa karşında yakışıklı biri var. Kıskanmışta olabilirsin belki de.'

'Daha seni göreli 2 dakika oldu be neyini kıskanacağım senin '

'Herneyse çirkin şey seninle uğraşamam bir yere geç kalıyorum ve bu yerden senden daha önemli 'diyerek piç bir gülüş attı. Arkasına dönerek yürüdü. Arkasından bağırarak

'Gittiğin yere benden selam söyle ukala olduğunu anlayınca ordan kovulursun inşallah' kafasını bana dönerek

'Amin canım amin ha birde selamını mutlaka ileteceğim ' deyip göz kırptı ve gözden kayboldu.
'Uyuzsun işte uyuzsun ' diye bağırdım arkasından.
'Taksiye doğru yürüdüm. Yürüdüm ama ortada ne taksi var ne de şoför. Harika !
'Yanaklarımı şişirerek ellerimi cebime koydum. Bir kaç kez kafamı çevirip yola baktım. Taksi geçer diye umut ettim ama yoktu. Bende mecburen yağmura eşlik ederek yürümeye başladım. Allah kahretsin dedim içimden ne güzel alışveriş yapacaktım. Aslında yağmuru çok sevmem. Çünkü bana hep ölen arkadaşım Elif 'i hatırlatır. Eskiden hep dışarı çıkıp ellerimizi açarak deliler gibi bağırırdık. O zamanlar 11 yaşlarındaydım. Elif benden bir yaş küçüktü. Ama kafa dengimdi. Herşeyi paylaşırdık. Gizlimiz saklımız olmazdı hiç. Zaten beni seven tek oydu sanırım. Annemden babamdan görmediğim güler yüzlülüğü hep ondan görürdüm. Herneyse. Bir gün annesiyle tartışmışlar. Babası onları çok küçükken terk etmiş. Annesiyle tartışınca sinirle evden çıkmış. O sinirle gözünün önünü bile görmemiş. Arabanın altında kalmış. Annesi böyle anlatmıştı bana. Keşke beni arayıp anlatsaydı. Neden aramadı ki beni ? Bu yaşıma kadar hep bu soruyu sorarım kendime. Belkide bana gelecekti bilmiyorum. Elimde bir ıslaklık görünce gözlerimin dolduğunu anlamam uzun sürmemişti. Elimin tersiyle gözyaşlarımı silip cebime geri soktum. Hava soğuk olduğundan baya bi üşümüştüm. Kafamı sağ tarafa çevirdiğimde bir cafe gördüm. Bir kahve içsem fena olmazdı. Hem içimde ısınırdı. Cafeye doğru yürüyerek kapıdan içeri girdim. Cam kenarında bir masaya geçerek kahve sipariş ettim. Bir kaç dakika sonra kahvem geldi ve garsona teşekkür ettim. Kafamı cama çevirip yarın ki işimi düşünmeye  başladım. Tam o sırada çaprazımdaki masadan iğrenç bir kahkaha sesi duymamla oraya baktım. Bakmaz olsaydım. Saçları boya kutusuna batırılmış derecede bir kızıl saç ve botokstan mimikleri belli olmayan bir kadın gördüm. Ama şaşırdığım durum bu değildi. Yanında tamda gözlerini bana dikmiş gözlerle karşılaştım. Nerden tanıyordum ben bu çocuğu. Ah tabi az önce çarpıştığım kendini yakışıklı sanan sanan ukalaydı. Tamam yakışıklı, birazda tatlıydı kabul ediyorum. Saçlarını yana yatırıp cool bir görüntü oluşturmuştu. İncelemeye yeni fırsatım olmuştu. Üzerinde siyah vücuduna yapışan bir tişört ve koyu mavi bir pantolon giymişti. Gerçekten  dergilere kapak olacak bir tipti. Halâ bana bakıyor olduğunu fark ettim. Göz devirip önüme döndüm ve kahvemi içtim. Gülüşme sesleri artınca dayanamayıp 'kafa göz dalmadım tabiki' kalkıp montumu giyindim. Parayı masaya bırakıp çıkışa doğru yürüdüm. Yanlarından geçerken ukalaya baktım. Bana yapmacık bir gülüş atarak el salladı. Daha fazla sinirlenmeden dışarı çıktım. Allahtan yağmur durmuştu. Hızlı adımlarla yürümeye başladım. Umarım sağ salim eve gidebilirim artık.

Bu bölümü sevmişsinizdir umarım görüpte beğenmiyorsunuz ama olsun daha yeni olduğundan birşey demiyorum umarım diğer bölümlerde beğeni yaparsınız . Hatalarım olduysa yazın lutfen :))

Senide Kaybetmek İstemiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin