- Şaşkınlık -

296 9 0
                                    

Eve geldiğimde direk banyoya girip kısa bir duş aldım. Saçlarım alnıma yapışmış , iğrenç bir görüntü oluşturmuştu. Yani duş aldığım iyi oldu. Kıyafetlerimi giyinerek mutfağa indim. Bir kahve suyu koydum. Eve gelirken bir kırtasiyeden çıkarttığım iş için gerekli olan kağıtları çantamdan çıkarıp şeffaf bir dosyaya koydum. Gerekli olan herşeyi koymuştum umarım bir aksilik çıkmaz. Yarın 9 gibi şirkette olacakmışım. Kahve aklıma gelince mutfağa gidip suyu kahve olan bardağa döktüm. Bardağı elime alıp televizyonun karşısına geçtim. Kanalları gezerken moda programında durdum. Ne kadınlar var be demeden edemedim. Gerçekten çok iyi fizikleri vardı. Kıyafet demişken aklıma iş için giyeceğim şeyler aklıma geldi. Alışverişte yapamamıştım ne giyeceğim şimdi off. Yanaklarımı şişirerek koltuktan kalkıp odama çıktım. Dolabın karşısına geçip bir süre mal gibi bakıştık. Sonunda askılıkları karıştırıp sarı bir bluz ve kalem etek çıkardım alt çekmecedende kısa topuklu siyah ayakkabılarımı ve siyah portföy  ( nasıl yazıldığını bilmiyorum sory ahsh ) çantamı elime alarak masanın üstüne koydum. Hoş bir kombin olmuştu aslında. Kıyafet işinide tamamlayınca aşağı inip kahvemi içmeye karar verdim. Kahvemden bir yudum alarak televizyonu kapadım ve laptopumu elime aldım. Bazı sosyal hesaplarıma girerek gelen bildirim ve mesajlarıma baktım. Saate baktığımda 9.30 du. Ne çabuk geçmişti zaman. Gözlerim ağrımaya başlayınca ovuşturmayı bırakıp leptopu kapattım. Uyku bastırmıştı ve daha fazla dayanamayıp odama çıktım. Yorganın altına girip gözlerimi kapadım.

~~~~~~~~~~~~~~~~~

Alarmın sesiyle gözlerimi araladım. Lanet şey biraz daha normal çalsan olmaz mı sanki ? Yatakta biraz gerildikten sonra telefonumu elime alıp saate baktım. Saat 7.30 du. Ben mi erkene ayarlamıştım yoksa alarm mı kafayı yemişti. Her ne haltsa. Yataktan kalkıp perdeyi açtım. Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Duş almadım. Çünkü dün almıştım. Hasta olmayı istemediğim için gerek duymadım. Hemen kıyafetlerimi giyinip saçlarımı yapmaya başladım. Çok abartılı olmayayım diye sadece düzleştirmekle yetindim. Hafif bir göz kalemi ve rimel sürdüm. Rengi belli olmayan bir parlatıcı sürüp makyajımı tamamladım. Sonuç olarak hazırdım. Hemen ayakkabılarımı giyinip çantama da telefonumu ve dosyaları koyarak salona indim. Gerekli yerleri kontrol ederek kapıdan çıktım. Hava soğuk değildi ama sıcakta değildi. Bir taksi çevirip Urarlar Holdingin adresini verdim. Yarım saat sonra şirketin önündeydim. Parayı verip taksiden indim. Şirkete doğru yürümeye başladım çok fazla utangaç olmadığım için çekinmeden dik bir şekilde yürümeye dikkat ettim. Danışma bölümündeki kadını görünce oraya doğru ilerledim. İçten bir şekilde gülümseyerek konuştum.

'Merhaba ben sekreterlik için gelmiştim.'

'Hoşgeldiniz biraz bekleyin Hakan Beye haber vereyim'

'Tabi bekliyorum'

Kadın telefonu kulağına götürerek konuşmaya başladı. Bende bu sırada etrafa göz gezdirdim. Girişte büyük bir L koltuk vardı. Tam orta da orta boy şekli değişik bir masa vardı. Yanlarında ise küçük çiçekler vardı. Çiçekler etrafa güzel bir görüntü katmıştı. Kenardaki duvarda büyük bir manzara fotoğrafı vardı. Onun hemen yanında ise başka bir manzara fotoğrafı vardı ama bu daha küçüktü. Danışmada ki kadının arkasında ise kocaman yazılarla URARLAR HOLDİNG yazıyordu. Kadının sesiyle kendime geldim.

'Hakan Bey sizi bekliyor' sol tarafı gösterek devam etti.

' Buradan 3. kata çıkın hemen sağdaki o da. Dedi gülümseyerek.Bende gülümseyerek

'Teşekkür ederim iyi günler' dedim. Sol tarafa yürüyerek asansörle 3. kata çıktım. Dingg sesi gelince kata geldiğimi anladım. Asansörün kapısı açılınca sanki başka bir dünyaya gelmiş gibi hissettim. Burası girişteki yere göre çok farklıydı. Etraf komple siyah ve beyazdı. Yan tarafta çalışanların olduğunu tahmin ettiğim masalar vardı. Büyük bir dolaba onlarca dosyalar özenle dizilmişti. Hakan Beyin odası sağ tarafta olduğu için o tarafa doğru yürüdüm. Tuhaf ki etrafta kimse yoktu. Tuhafıma gitmesi normaldi sonuçta koskoca holding nasıl boş olabilirdi ki ? 'Belki de yemeğe inmişlerdir' diyen iç sesime hak verdim. Yürümeye devam ederek bir kaç oda karşıma çıktı. Kadın bana sağdaki oda demişti. Ama sağdan kaçıncı odaydı ki ? Arkamdan ayak sesleri gelince kafamı oraya çevirdim. Sarı saçlı ela gözlü bir erkekti. Üstündeki takım elbise üzerine tam oturmuştu. Meraklı bakışlarla bana bakınca bende gözlerimi çekmeyip ona bakmaya devam ettim. Bir kaç saniye bakıştık. Yüz hatları sert değildi. Tatlı bir görüntüsü vardı. Yanlış anlamayın sarışınlardan etkilenmiyorum demiştim. Bir süre sonra sessizliği bozan o olmuştu.

'Bir sorun mu var kime bakmıştınız ?'

'Şey ben Hakan Beyi arıyordum. İş başvurusu için geldim. '

'Hımm , babamın sizin gibi hoş bir bayanı geri çevirmeyecektir.' dedi gülümseyerek.Bu bana asılıyormuydu yoksa ? Yok be . Kim bakar bana ? Şu ana kadar sadece bir kaç ilişkim olmuştu o da lise zamanlarıydı.

'Teşekkür ederim babam derken Hakan Beyin oğlumusunuz ? '

'Ah , evet ben Okan ' diyip elini uzattı.

'Bende Duru ' diyip elini sıktım.

'Gelin bende babamın odasına gidiyordum sizide götüreyim'

'Olur' diyip onu takip  ettim. Sağdan üçüncü odanın kapısına gelince durduk ve Okan denen sarışın kapıya vurdu. İçerden gel sesi gelmeden kapıyı açıp girdi. Bende arkasından girdim. Hakan Bey denen adam 40-50 yaşlarındaydı. Ama Okan babasına hiç benzemiyordu. Aksine Okan sarışınken Hakan bey kumraldı. Oğlunu görünce ayağa kalkıp gülümsedi.

'Hoşgeldiniz oğlum'

'Hoşbulduk baba 'dedi gülümseyerek Okan.

'Bu hoş bayanda kim ' lan ben iş görüşmesine geldim. Adamın benden haberi yok.

'Baba az önce tanıştık Duruyla. Sekreterlik için gelmiş nasıl bilmezsin ' dedi Okan düşüncelerimi okumuş gibi.

'Ah, özür dilerim kızım danışmada ki kız söylemişti siz ikiniz beraber gelince benim oğlanın kız arkadaşı sandım ' yok daha neler. Ben sarışınlardan etkilenmiyorum canım patroncuğum demek isterdim ama kendimi tuttum. Hakan Bey bana dönerek

'Merhaba Duru Hanım demek sekreterlik için gelen kişi sensin ' dedi gülerek.

'Merhaba evet benim dün aramıştım '

'Gel bakalım otur şöyle konuşalım bakalım ' dedi deri koltuğu gösterek. Gülümseyip kafa salladım.

'Baba bu beyefendiyle bizi tanıştıracakmısın ?' diyen Okana çevirdim kafamı. Sonrada Okanın baktığı yere döndüm. Gördüğüm kişiyle gözlerim fal taşı gibi açıldı. Bunun burda ne işi var ? Olduğum yerde donakaldım. Okanda olan bakışlarını çekip bana baktı ve göz göze geldik. Yakışıklı ukalayla göz göze geldik..

Umarım beğenmişsinizdir yazım hatalarım varsa özür dilerim. Başka hatalarım varsa mesaj atım birde görünce beğenirseniz çok mutlu olurum cünku o kadar emek harcayarak yazıyorum yıldıza basmayı cok görmeyin lütfen :))

Senide Kaybetmek İstemiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin