-Sen aşık olmak ne demek bilmiyorsun-

73 0 0
                                    

Oturdum, düşündüm düşünebildiğim kadar düşündüm. Aras gittikten sonra her geçen saniye düşünmeye devam ettim. Filmin yarısında işi olduğunu söyleyip gitmişti. Öylece bakakalmıştım ardından.

**
"Peki Hakan bey istediğiniz dosyaları hemen bulup getireceğim" diyerek kapadım telefonu. Dosyaları almak için odaya girdim. Arasın masasına bir göz attığımda gelmemişti. Şaşırmamıştım ama dün öylece gittiği için kızgındım ona. Herneyse diyerek dolabın kapağını açtım. Gerekli dosyaları alarak Hakan Beyin odasına doğru ilerledim. Üstüme çeki düzen verip kapıyı tıklattım ve birkaç saniye sonra içeri girdim. Hakan Beyi cama yaslanmış kahve içer bir şekilde ve daha çok dalıp gitmiş bir şekilde buldum. Adam keyfini biliyor tabi. Kahve kokusu bütün odayı sarmıştı ve bu kokuya bayılırdım. İçten bir gülümsemeyle masaya doğru ilerledim.
Topuklu ayakkabılarımdan çıkan sesle irkilip bana döndü. Yorgun gözleriyle zorla gülümseye çalıştığını gördüm. Sonuçta koskoca holdingi yönetmek kolay değil. Elimdeki dosyaları masaya bıraktım.

"Buyrun Hakan Bey istediğiniz dosyalar"
Kahvesinden bir yudum alarak kafasını salladı. Bir nevi teşekkür etme şekillerinden birisiydi. Tekrar gülümsedim ve tam çıkmak üzereyken beni durdu.

"Duru Hanım biraz konuşalım mı" ? topuklarımın üzerinde geriye doğru döndüm ve kafa sallayıp koltuğa oturdum.

"Öncelikle işinde çok başarılı olduğunu biliyorum ve bunu görebiliyorum. Utanmış bir şekilde kafamı eğdim bu aralar çok iltifat alıyordum. Ki bu bir patronsa. Hakan Bey sözlerine devam etti.

"Bunun için çok önemli bir ortaklık var ve bu ortaklıkta seninde bir parmağının olmasını istiyorum. Yani kısaca işinde başarılı olan çalışanlarımın da birşeyler de payı olmalı diye düşünüyorum." dedi tek kaşını kaldırarak.

"Haklısınız siz neyi uygun görüyorsanız ben onu yapmaya hazırım" dedim ciddi bir tavırla.

"Peki zamanımız var ve sonra bu durumu konuşuruz sadece bilmeni isterim ki karşı karşıya olduğumuz bir şirket var ve bu ortaklığın bizim olmasını istiyorum elimizden gelen herşeyin en iyisini sunmayı istiyorum anladın mı şimdi işine dönebilirsin."

"Birşey sormak istiyorum bu ihale gibi birşey mi ?

"Sayılır ama tam olarak öyle değil ihale daha çok bir projeyi kazanmak gibi birşey ama bu ortaklık Karataş Holdingin ortağı olmalıyız ve bu şirketle ortak olmak isteyen başka bir şirket var bunun için mücadele etmeliyiz" Kafam baya karışmıştı. Bir sürü holdingle uğraşacaktık şimdi. Ne diyorum ben ya tabiki uğraşacağız.
Onaylayarak odadan çıktım. Ne gibi bir ortaklıktı acaba. Bir de bu Aras nerdeydi acaba. Beyefendi arama gereği bile duymuyordu. 1 ay olmuştu beraber vakit geçireli ama sanki aramızda bir duvar vardı. Sık sık görüşememiştik. Ve bu durum canımı sıkıyordu. Aras hemencecik benden sıkılmışmıydı ? Telefonuma göz attığımda ne bir mesaj ne de bir arama vardı. Evet kesinlikle artık benden sıkılmıştı. İşe gelmeme nedeni de buydu belki de. Beni görmek istemiyordu sanırım. Acaba bilmeden birşey mi yapmıştım. Başkasını mı bulmuştu yoksa ? Ama en azından ayrılma konuşması yapabilirdi ya da mesaj atabilirdi dimi ? Erkek değiller mi hepsi öküz işte. Öküz demişken bir ağlama isteği gelmişti. Arasa hep öküz derdim. Saçma düşüncelerimi yok sayarak çantamı odamdan alıp ofisten çıktım. Beni arayıp sormuyorsa bende onu arayıp sormayacaktım.

Eve geldiğimde direk odama çıktım ve kıyafetlerimi değiştirdim. Mutfağa geçip bir bardak su içtim aç değildim bu yüzden mısır patlatıp güzel bir film izleyebilirdim. Sevgilim ortalarda yok ve ben film düşünüyorum değil mi ne kadar salağım? Salaklığımı sürdürerek malzemeleri koyarak tencerenin kapağını kapattım. Pıt pıt sesler geliyordu ve nedense bu ses gülme isteği uyandırıyordu bende. Televizyonun kumandasını koltuğun arasında bulup bir film seçtim. Neden koltuğun arası diye sorarsanız dün Aras gittikten sonra sinirden kumandayı felç ederek oraya tıkmıştım. Nasıl becerdin diye sormayın bende bilmiyorum. Düşünmekte istemiyorum yeterince düşünecek şeylerim var. Mutfağa geçip yarısı yanmış mısırlarıma baktım. Hemen ocağı kapatıp mısırları tabağa boşalttım. Yok ya o kadar da yanmamıştı. Biraz kararmış o kadar yenmeyecek değil yani. Tamam bunu benden başkası yiyemez itiraf ediyorum. Tabağı elime alarak koltuğa oturdum. Filmi başlatıp tabağıda kucağıma koydum. Tam ağzıma mısır atacakken telefonum çaldı. Çalar çalar susar diyerek değerli kalçamı kaldırmadım. 5 dakikadir susmayan telefona lanet okuyarak pes edip kalktım ve mutfak tezgahında duran -ne zaman koydumu bilmiyorum- telefonu aldım. Arayan Okandı. Ay yazık çocuk iki saattir beni mi arıyordu. Bu arada telefon melodisini değiştimeliydim çünkü şuan sol kulağım sağ kulağıma göre daha az duyuyordu. Hemen açtım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 31, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Senide Kaybetmek İstemiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin