Medya Berk*
Buna hazır değilim...
Çağrı aklımı okumuş gibi "Sen de alışacaksın, bu yeni hayata adapte olacaksın ve hatta eskisinden daha çok seveceksin. İnan bana."
Gözlerim dolmuştu, Berk'i ve diğer arkadaşlarımı özlüyordum, onları unutmak istemiyordum. Eski hayatımı bir kerede silip atmak istemiyordum. "Çağrı ben, en yakın arkadaşımı, en yakın arkadaşlarımı kaybettim bugün. Ardından kaçırılıp hiç bilmediğim bir yere getirildim. Benden sizin dediğiniz vaatlere inanmamı bekleme, en azından şimdilik."
Haklısın anlamında başını salladı, okul bomboştu ve derin bir sessizlik vardı, koskoca okulda bir tek ben ve Çağrı vardık sanırım. "Burası bir okulsa, öğrenciler nerede?" Dedim sessizliği bozarak. Çağrı endişelendigimi fark edince "merak etme diğer herkes aşağıda konferans salonunda bekliyor, okulumuza yeni bir öğrenci gelince böyle yaparız." Dedi.
Bodrum kata gidiyorduk, karanlıktı ve katları indikçe daha da karanlıklaşıyordu, kalp atışlarım hızlandığı sırada sessizlik bozuldu ve sesler artmaya başladı, bu öğrencilerin sesiydi. Onların sesinin yanında müzik sesi de geliyordu. İçim az da olsa rahatlamıştı. Çağrı eli ile kapıyı itti, kapı açıldığında etrafın rengarenk olduğunu gördüm. Parti tarzı bir şey veriyorlardı, ya da her ne diyorlarsa.
Çağrı'ya şüpheli bir şekilde baktım "Evet, yeni bir öğrenci geldiği zaman böyle ufak kutlamalarımız da oluyor, parti sonunda kendini tüm okula tanıtacaksın, en azından hızlı arkadaş edinmeni sağlar." Kafamı olumlu biçimde salladım, ama içimde arkadaş edinme isteği falan yoktu. Tek istediğim biraz uzaklaşıp kaybettiğim arkadaşlarımın yasını tutmaktı. Bu da yetmezmiş gibi kutlama yapıyorlar. Hayır anlamıyorum moralimin düzeleceğini falan mı sandılar?
Çaresizce kapıdan içeriye girdim, her yerde umursamazca dans eden insanlar vardı, içinde sadece gençler de değil, 12-13 yaşında çocuklar da vardı. Anlamıyorum, burası bir lise olsa içeride sadece yaşı yetenler olurdu. "Nasıl bir cehennem burası" içimden düşündüğüm şeyi dışımdan söylemiş olacaktım ki, hiç tanımadığım bir kız omzuma dokunup "cehennem değil, cennet" dedi. Çağrı'ya baktım o da gülerek başıyla onayladı.
Burada bir gariplik olduğunu yalnızca ben mi seziyordum? Neden kimsenin umrunda değil? Asla tanımadığımız kişilerin bizlere bedavadan böyle bir yaşam sunmasının bir mantığı yok. Ortama biraz uyum sağladıktan sonra çözeceğim, önce kendi içimde çözüp sonra da benim gibi sorgulayan kişileri bulacağım.
Kendi kendime derin düşüncelere dalmıştım, müzik değişti. Çağrı "dans etmek ister misin?" Diye sordu. Istemiyordum, hiçbir şey yapmak istemiyordum. "Hayır, kusura bakma." Dedikten sonra boş bir sandalye bulup oturdum. Çağrı her ne kadar bozulmuş gibi görünse de beni anlayabiliyordu, "özür dilemene gerek yok, çok zor bir şey atlattın." dedikten sonra yanımdaki sandalyeyi çekip oturdu. "Madem sen dans etmeyeceksin ve oturacaksın, o zaman ben de seninle birlikte otururum."
Gülümsememe engel olamamıştım, bu çocuk neden bana karşı bu kadar anlayışlı davranıyordu? Umarım yalnızca iyi niyetindendir, Çağrı'nın altndan bir şeyler çıkarsa eğer kimseye karşı güvenim kalmazdı. Bu yüzden bunun olmamasını umuyordum.
Küçük görünen bir kız çocuğu ortamızdaki sandalyeyi çekip oturdu. "Pek eğleniyora benzemiyorsun yeni kız." Zoraki bir gülümseme verip kafamı salladım. "Adın ne senin?" Bu sefer afallamadan cevap verdim. "Ismim Yağmur." Gülümsedi, "ablamın ismi de Yağmur'du."
Biraz durdum, "du? Ablana ne oldu ki?" Suratındaki gülümseme yavaşca düşerek yüzünü acı dolu bir hale getirdi. "1 sene önce... onu kaybettik. Hayatımda en çok değer verdiğim kişiydi, annem ve babam çalıştığından dolayı ablam bana annelik yapıyordu, annemin göstermediği sevgiyi ve şefkâti o bana göstermişti."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPAN
Mystery / Thriller18 yaşının altındaki gençler kasabadan birer birer kaybolmaya başladıktan sonra bir okula kapatılsalar ne olurdu?