Sabahın ilk ışıklarıyla gözlerini açan Bellatrix Black yatağında doğruldu. Odasından çıkıp ilk olarak Narcissa'nın odasına gitti. Sessizce uyuyan kardeşine gülümseyerek bakıp asasını ona doğrultup haykırdı.
"AGUAMENTİ!"
Narcissa yüzüne çarpan buz gibi suyla yerinden fırlarken Bellatrix koşarak odadan çıkıp Andromeda'nın odasına gitti. Ancak işler beklediği şekilde gelişmedi. Andromeda,Bellatrix odaya dalar dalmaz suratına çikolatalı bir pasta yapıştırdı. Bellatrix gözlerindeki pasta kremasını silerken Andromeda koşarak odadan çıktı. Üç kardeş de merdivenlerden hızla inerken kimin kimi ne için kovaladığı belli değildi. Bu koşuşturmaca Druella Black,Andromeda ona çarptığı için yere yuvarlanmaktan son anda Cygnus Black'in onu tuttuğu için kurtulana kadar devam etti.
"Siz ne yaptığınızı zannediyorsunuz? Safkan cadılar gibi davranmayı ne zaman öğreneceksiniz?"
Bellatrix yüzünde pis bir sırıtışla annesine yaklaştı.
"Babamla aranızdaki aşkın hâlâ kaybolmadığını görmek güzel. Ah Cygnus yakala beni..."
Ardından kendini Andromeda'nın kollarına attığında buna Druella Black dahil herkes gülmüştü.
"Hadi hazırlanın. Ardından da kahvaltıya gelin."
Black ailesi sakince kahvaltılarını ederken Cygnus elindeki gelecek postasını sıkıntıyla kenara bıraktı.
"Neler oluyor hayatım?"
Eşinin bu sorusuyla Cygnus sıkıntısını açıkladı.
"Gringotts'ta bir sorun çıkmış. Bazı kasalara giriş engellenmiş. Bir işi düzgün beceremiyorlar."
"Aptal aydınlıklar."
Cygnus ,Bellatrix'in bu sözlerine hak verircesine başını salladı. Kahvaltılarını bitirdiklerinde hepsi salona geçtiler. Bugün önemli bir işleri yoktu. Narcissa, uzun zamandır görüştüğü Malfoy oğluyla buluşacaktı ve bu yüzden kendini hem gergin hem de mutlu hissediyordu. Sonuçta o bir safkandı. Kendisi henüz direkt olarak bir açıklama yapmasa da ailesi ikisi arasındakileri biliyordu. Seslerini çıkarmadıklarına göre de bir sorun yoktu.
"Anne siz babamla ne kadar zamandır evlisiniz?"
Narcissa bu sorusuyla anne ve babasını şaşırtsa da aslında kendince bir hesap yapma peşindeydi. Druella sakince kızının soeusunu yanıtladı.
"Tam tamına 30 yıldır tatlım."
"O kadar uzun mu? Birbirinizi severek mi evlendiniz peki?"
"Evet tatlım ama neden bunları soruyorsun?"
Narcissa hafifçe kızarsa da kendini savundu.
"Hiç. Öylesine."
"Ben asla evlenmeyeceğim."
Bellatrix'in bu sözleri üzerine Narcissa ona döndü.
"Ya birini çok seversen?"
"Sevmem. Hiç kimseye aşık falan olmam ben."
Bellatrix hayata karşı felsefesini anlatmaya çalınan kapı yüzünden ara vermek zorunda kalmıştı. Evcini kapıyı açtıktan sonra bir diğer evcini onlara kimin geldiğini haber vermeye gelmişti.
"Bay ve Bayan Lestrange geldiler efendim."
"İçeri al."
Lestrange ailesi salona girdiklerinde Druella ve Cygnus Black onları karşılamak için ayağa kalktılar. Lestrange ailesi Black'lerle selamlaştıktan sonra geçip koltuğa oturdular. Bayan Lestrange Bellatrix'i şöyke bir süzerken bunu fark eden Bellatrix sakince cevabı yapıştırdı.
"Siz de bizim evden ayrılmaz oldunuz ne o yoksa Black Malikanesini çok mu beğendiniz?"
"Bellatrix! Saygılı ol."
"Sadece bir soru anne."
Druella konuyu değiştirmek için konuşmaya başladı.
"Rodolphus nerede? Gelmedi mi sizinle? Hasta değildir umarım."
"Ah hayır bir işi varmış. O yüzden gelme..."
Ancak cümlesi birden ayağa fırlayan Bellatrix ile bölündü.
"Olamaz! Bugün ölümyiyen toplantısı vardı. Tamamen aklımdan çıkmış."
"Saat kaçtaydı tatlım?"
"Birde. Daha var yani."
"Bellatrix?"
"Söyle Cissy?"
"Saat bir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love of Darkness//Bellamort
FanfictionLord Voldemort'un Bellatrix Black'e olan garip hissleri...