Love of Darkness//Bellamort

Our Love Meeting

Not:Şuan Lord,Tom Marvolo Riddle halinde. Daha müritlerini yeni yeni topluyor. Biraz da farklı bir kurgu olsun. Hep Bellatrix mi Lordun peşinden koşacak?

Medya çok güzel değil miii? Böyle gizlice fotoğraflarını çekeceğim. Her şey Bellamort için. Kapaktaki halleri de müq. Bellamort💜

Bellatrix evinden koşarak dışarıya çıktı. Deli gibi koşuyordu. Kalbi hızla çarpıyordu ancak çarpma nedeni koşması değil korkuydu. Bir an duraksadı. Sağına soluna baktı. Evinden biraz uzaklaşmıştı. Karışmış aklına yeni gelen cisimlenme fikriyle gözlerini kapatıp kendini Lordun evinin önünde hayal etti. Cisimlenmenin hissettirdiği garip sıkışma hissi geçtiğinde gözlerini açtı. Hızla kapıya koşsa da nafile. Toplantı saati geldiği anda kapı kendi kendine kilitlenir toplantı bitene kadar da Lord açmadığı sürece açılmazdı. 

Bellatrix kapıyı açmayı denemekten elleri acıyınca vaz geçti. Gözleri çaresizlikle etrafta dolaşırken duvarda durdular. Bellatrix hızla duvarın çıkıntılarına tutunarak duvarı tırmanmaya başladı. Duvar çok yüksekti ancak şuan ne buradan düşmek ne de St. Mungo'da kendisinin yüzünden yatanların yanına gitmek umrundaydı. Duvarın tepesine gelince sevinmek için bir nedeni olacağını düşünmek aptallıktı. Duvardan inmek çıkmak kadar kolay olmayacaktı. O tepeye çıkar çıkmaz duvardaki çıkıntılar yok oldu. Duvarın iki tarafında da çok derin ve birkaç metre eninde bir sıvı onu bekliyordu. Sıvıdan buharlar ve yeşil baloncuklar çıkması Bellatrix'in aklına daha önce o sıvıya düşen seherbazlardan birini getirdi. Seherbaz bir daha bulunamamıştı. Bellatrix ilk defa kendini bu kadar çaresiz hissetti. Adının seslenilmesiyle sesin kaynağına döndüğünde kalbi tekledi. Lord oradaydı.

"BELLATRİX! NE YAPTIĞINI ZANNEDİYORSUN ORADA!?"

Bellatrix daha cevap veremeden ayağı kaydı. Duvarın üstünden yere doğru hızla ilerliyordu. Gözlerini kapattı. Kendini bilinmezliğe hazırladı ancak bir direnç onu durdurdu. Gözlerini açıp yere baktığında sıvı orada değildi. Kendisi de havada asılı duruyordu. Gözlerini sağına çevirdiğinde kurtarıcısını Karanlık Lord bütün haşmetiyle orada duruyordu. Asası Bellatrix'i havada tutması nedeniyle elindeydi. Bellatrix'i yere indirdi. Bellatrix yavaşça doğruldu. Ayağa kalkıp Lordunun önünde eğildi. 

"L..Lordum..."

"Geç içeriye. Bir daha da toplantı saatini unutup böyle saçmalıklara yeltenme."

Bellatrix, cisimlenen Lordun ardından toplantı salonuna ilerledi. İçeriye girip yerine oturdu. Lordun gelmesiyle toplantı başladı. Bellatrix toplantıda sadece Lordu dinledi. Başka bir şeyle ilgilenmedi. Daha yeni ölümden dönmüştü. Bir kere daha o eşiğe gelmeyi kaldıramazdı. Toplantı bittiğinde Lord hepsine çıkmalarını söyledi.

"Bella sen kal."

Bellatrix,kalktığı yere geri oturdu. Ne demişti o? Bella... Sadece en yakınları ona böyle derdi ancak Lord... Onun yakını olmaktan ziyade efendisi olmak dışında hiçbir şeyi değildi ancak bunu fazla önemsemek yersizdi. O Karanlık Lord'du o an ne isterse onu demişti. Herkes dışarıya çıkınca Lord,Bellatrix'e döndü.

"Seni dinliyorum Bella.Neden geç kaldın?"

Lord,gözlerini Bellatrix'inkilere öyle bir dikmişti ki gözleri kadının yüzünü deliyordu. 

"Üzgünüm efendim. Nasıl oldu bilmiyorum ancak tamamen aklımdan çıkmış. Gerçekten bir daha tekrarlanmayacak efendim."

Lord,Bellatrix'in konuşurken eğdiği başını kaldırmak için çenesinden tuttu. Yavaşça onun yüzünü kaldırdı. Hâlen gözlerine bakıyordu. 

"En sadık müridim olduğun için seni bağışlıyorum Bella."

Bellatrix bu defa ciddi anlamda takıldı kendisine sesleniş biçimine. Kafasında Lord ile ölümyiyenlik haricinde bir bağı olmadığı halde, ona yakın olmadığı halde neden kendisine bu şekilde seslendiğini çözemedi. "Yakınlığımız olmamasına rağmen neden bana bu şekilde sesleniyor ki?"Onun kafasındaki soru işaretleri ise Lordun cümlesiyle daha da arttı.

"Belki öyle olmak istiyorumdur Bella."