~Tourner dans le vide, vide~
...
sabahın ilk ışıkları ile otobüsten inen kahve saçlı genç çoçuk uykulu olsa ile zor adımlarla okula yürümeye başlamıştı. tanışmalarının üstünden sadece bir hafta geçmiş olmasına rağmen aklından çıkaramadığı sarışınıı tekrar tekrar düşünürken kulağında çalan şarkının her gün onunla dinlediği şarkı olduğunu fark etmişti. her şey ona, onun güzel gözlerini hatırlatıyordu. kafasını eğdi derin bir nefes alarak. kurtulmak istiyordu bu duygularından. onu güçsüz hissettiriyordu. zayıf ve sanki elineden birşey gelmeyen kimsesiz biri. ama sorun şuydu ki bu zaten oydu. sarışının sorununa dair hiçbir şey bilmiyordu. ama bu kalbindeki acıyı anlamasına engel değildi. çünkü ikisininde benzer yollardan geçtiğini onun sadece gözlerinden anlamıştı bile.
kafasını hızla iki yana sallayıp bu derin düşüncelerinden kurtulmak istedi. o sırada omzuna dokunan el ile tam arkasını döneceği sırada elinin etrafına sarılan ince parmakları hissetmiş, sahibinin kim olduğunu saniyesinde anlamıştı. ne olduğunu anlamazken kendinininkileri sevdiğinin nazik parmakları içinde okulun tam tersi yönüne koşarken bulmuştu. anlamsız bakışlarla izledi bir süre. ancak karşı çıkmadı. sarışın elini bırakmadan koşmaya devam ederken yüzündeki gülümseme ile erene küçük bir bakış attı. ikisininde gözleri birbiriyle buluşurken dudağındaki tebessüm daha da büyümüş, soru sormasına dahi izin vermeden koşmaya devam etmişti. eren ise onun küçük adımlarına kolayca yetişiyor, elini daha da sıkıyordu bırakmamak için. kısa bir süre daha koştuktan sonra otobüs durağına tekrardan varmışlar,güneşin yüzlerine çarpmasına rağmen el ele buldukları ilk boş banka oturmuşlardı. sarışın yüzündeki masum gülümseme ile elini bırakmadan oturduğu bankta geriye yaslanmış, kafasını kahve saçlı gencin omzuna yaslamıştı. o sırada eren daha fazla dayanamayarak nefesini düzelttikten hemen sonra sevdiğinin güzel okyanus gözlerinin içine bakarak konuşmuştu. "nereye gideceğiz?"
"sanırım adımlarımız bizi nereye götürürse."
"anladım." eren kulağındaki kulaklığın tekini yine ona uzatırken arminin yüzünde masum bir gülümseme oluşmuş, kulağına taktıktan sonra uzun bir süre otobüs beklemişlerdi. onlarca otobüs geçmişti ancak o hiçbirine binmek istememişti. yaklaşık bir saat geçmiş ve durağa neredeyse bomboş bir otobüs gelmişti. armin hızla kalkarak erenin elinden çekiştirip otobüse sokmuş, akbilini bastıktan sonra en arkaya doğru yürümüştü. kahve saçlı genç ise sadece onu takip ediyordu. sevdiğinin minik adımlarının en arkadaki koltuklarda durduğunu görünce kafasını kaldırıp yüzüne bakmıştı. ardından tam yanına oturmuş, sevdiğinin yüzündeki masum gülümsemeyi seyretmişti. aralarında en ufak bir kelime dahi geçmezken otobüs hareket etmeye başlamış, onlar ise camdan dışarıyı izlemeye başlamıştı. ardından kahve saçlı genç omzunda yatan gence hafif bir ses tonuyla fısıldamıştı. "ceza yemeyecek miyiz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ocean eyes-eremin
Fanfictionokyanus artık özgür değil... okyanus artık çok kirli. ama okyanus mutlu... çünkü bana sahip. eren yeager x armin arlert