Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Nefes nefese uyandın. Gene o lanet olası rüyalardan birisi görmüştün ve seni uyutmuyorlardı. Yatağında sessizce tepinirken iyice uykun kaçınca ayağa kalktın ve üzerine hırkanı geçirip arkadaşlarını uyandırmamaya çalışarak odadan çıktın.
Nereye gidebileceğin hakkında bir fikrin olmasada ayakların seni çocukluk arkadaşın olan Sirius ve çapulcuların odasına götürmüştü. Şifreyi Ashley'den öğrendiğin için oldukça rahat bir şekilde içeri girdin.
Odaya vardığında yavaşça Sirius'un yatağının yanına gittin ve onu dürttün.
"Hey kabarık saç." dedin bulaşırcasına.
"Sen kime- Y/N? Bu saatte ne arıyorsun burada?" diye sordu endişeyle doğrulurken. Uykusu oldukça hafifti ve senin dürtmenle rahatlıkla uyanmıştı.
"Uyuyamıyorum, burada kalabilir miyim?" diye sordun hafifçe çekinerek. Örtüsünü hafifçe kaldırdığında hemen altına girdin. Tıpkı eskiden yazın onlarda kalmaya gittiğinde gece onun yanına kaçtığın gibiydi. Tek fark ikinizde büyümüştünüz ve hisleriniz o zamankinden çok farklıydı. Kollarını sana sardı ve seni göğsüne bastırdı.
"Anlat bakalım," diye başladı saçlarına öpücükler kondururken. "Seni uyutmayan şey ne?"
Burnunu göğsüne gömdün ve derin bir nefes aldın. "Kabuslar görüyorum Sirius." dedin sakince. Aslında kimseye anlatmak istemiyordun ama içinde tuttukça daha da ağırlaşıyorlardı sanki.
"Hala ailen hakkında mı?" dedi yüzüne bakmak için senden birazcık uzaklaşırken. Gözlerini sıktın ve başınla onayladın.
Ailen seni sürekli başarın hakkında sıkıyordu. Hep birinci olmanı istiyorlardı ve üzerindeki bu baskı seni hayatından bezdiriyordu. Başından beri bu olayları bilen Sirius seni onlardan kurtarmak istiyordu ama Potter Malikanesi onun evi değildi. Kafasına göre çağıramazdı.
"Sadece iyi olmanı istiyorum Y/N." diye fısıldadı. "Ve bu sadece onlardan uzaklaşmanla mümkün olabilir."
"Sirius," dedin gözlerini kırpıştırarak. "Bana ninni söyler misin?"
"Ninni mi?" dedi, hafif şokla gözleri büyümüştü. "Ben? Ninni mi söyleyeceğim?"
İç çekti ve başını hafifçe tutup tekrar göğsüne yasladı. Uykuya dalmadan önce son duyduğun şey Sirius'un ninninin arasına sıkıştırdığı cümlesiydi.
"Seni seviyorum yıldızım, her şeyinle seni seviyorum, muhtemelen bunu hatırlamayacaksın ama kendini lütfen üzme."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gözlerini kırpıştırarak gerindiğinde altında birisinin hareket ettiğini hissedince ışık hızıyla doğruldun ve arkana baktın. Sirius uykusunda hafifçe yana dönmüştü. Dün gecenin anıları aklına gelirken son cümleyi hatırlayınca yanakların ısındı. Yüzün ona dönük bir şekilde tekrar onun üzerine uzandın ve burnuyla dudakları arasındaki bölgeye küçük bir öpücük kondurdun.
Sirius'u üçüncü sınıftan beri sevdiğin için zor bir karar olmamıştı. Eğer siyah saçlı büyücü seni seviyorsa neden duymamış gibi davranacaktın ki?
Gözleri yavaşça açılınca üzerinde seni görünce gülümsedi. Ama bir anda kendine gelmiş gibi kaşları çatıldı ve eli az önce öptüğün yere gitti.
"Sen az önce naptın?" dedi sakince.
"Seni öptüm." dedin gülümseyerek "Şu an ise, bütün yastıkları aldığın için seni yastık olarak kullanıyorum."
"Hıhı." dedi kıkırdayarak. "Ben de seni seviyorum, üçüncü sınıftan beri."
Yüzü hızlıca sana dönerken kıkırdaman daha da artmıştı. Bir süre gülen seni izledikten sonra bakışlarındaki gerginlik geçmişti ve yüzünde yumuşak bir ifade belirmişti.
"Bir daha öpsene." dedi elini sırtında gezdirirken. Gözlerini devirirken eğildin ve dudaklarını ilk o bölgeye yerleştirip küçük bir öpücük kondurduktan sonra dudaklarını kaldırmadan onunkilerin üzerine yerleştirip yavaşça öptün.
