Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sirius yüzüne gelen yoğun güneş ışığıyla uykunun kollarından çekilirken James'in derin horultusuyla iyice ayıldı.
Olduğu yerde doğrulurken hafifçe omuzlarından sarkan bol kırmızı-sarı pijamasıyla yataktan çıktı ve lavaboya doğru ilerledi. Yürürken gözü masasının üzerindeki sihirli takvime takılmıştı.
Bugün 12. doğum günüydü.
Ailesinden ayrı geçireceği ilk doğum günü.
Bir Gryffindor olarak geçireceği ilk doğum günü.
Yüzünü buruşturdu ve lavaboya doğru eğildi. Doğum günlerini oldum olası sevmezdi aslında çünkü annesi hep o sinir bozucu kuzenlerini çağırır ve genç büyücüyü sürekli onlara iyi davranması için tembihlerdi. Tabiki de aile üyelerinin Sirius'un gelecek okul hayatı ve gösterdiği büyü yetenekleri ile ilgili yorumları da cabası. Hepsi fazla gereksizdi ona göre. Sadece dört kişi de kutlayabilirlerdi.
Yüzünü kurularken tanışalı neredeyse iki hafta olan oda arkadaşlarından Remus da uyanmıştı ve gözlerini ovuşturuyordu. Ona selam verdi ve üzerini değiştirdi.
Kahvaltı oldukça sakin geçmişti. Kimseye doğum gününü daha söylememişti, bu yüzden üzerinde fazladan bir ilgi yoktu.
Haberci baykuşlar gelen mektupları ve paketleri iletmek için masaların üzerinden süzülürken dört öğrencinin de beklemediği bir şey oldu.
Sirius'un önüne bir mektup düşmüştü. Bir çığırtkan.
Siyah saçlı büyücü yutkunurken bakışları James Potter ile buluştu. James anlayışlı bir bakış göndermişti ona. Gerçek nedenini bilmiyordu tabiki ama binası yüzünden olduğunu düşünüyordu.
Yutkundu ve zarfın mührünü kaldırdı.
"SİRİUS BLACK! SEN NE HAKLA KUZENLERİN HAKKINDA AYIP ŞEYLER SÖYLERSİN!"
Bir yerleri havada demişti, yalan mıydı?
"HEM O AŞAĞILIK BİNAYA SEÇİLİP AİLEMİZİ UTANDIRMAN YETMİYORMUŞ GİBİ BİR DE SANA VERDİĞİM TERBİYEYİ UNUTMUŞ GİBİ DAVRANIYORSUN! SENİ DOĞURACAĞIMA BİR GOBLİN DOĞURMAYI YEĞLERDİM!"
Bütün salondaki gözler ona dönerken Slytherin masasından kıkırdamalar yükselmişti. Utançla yanaklarına hücum eden kanı hissedebiliyordu Sirius.
