El ele tutuşan iki genç yavaş adımlarla yürüyüp sahildeki ıslak taşların üzerine oturdular.
Yağan yağmura rağmen çarşaf gibi duran denizin dalgaları bir ileri bir geri gidiyordu.
Çakan şimşeğe aldırmadan öylece denizi izlediler ikisi de.
Bir süre sonra kadın, adamın kendisini izlediğini fark etti.
"Neden deniz yerine beni izliyorsun?" diye sordu yağan yağmurun sesleri arasında.
"Bak Çiçeğim," diyerek denizi işaret etti adam.
"Bu gördüğün deniz de,"
Ardından arkalarında kalan Galata Kulesi' ni işaret etti.
"Bu gördüğün Galata' da hikaye."
"Benim en güzel manzaram sensin."
Genç kadının yanakları pembeleşirken sıcacık bir gülümseme yayıldı yüzüne.
Kadının açık kalan turuncu saçları yüzünü küçük gösterirken, yeşil gözlerini parlatarak sarıldı adama kadın.
Adamın alnına düşen saç tutamı yağmurda ıslanmıştı. Sahile varmadan önce kendi beresini kadına takmıştı.
"İki yıl önce bugün," dedi adam ayrıldıklarında. "Tam burada tanışmıştık."
Kadın dolmaya başlayan gözleriyle, başını aşağı yukarı salladığında adam devam etti.
"Tanıştığımız gün benim için bu kadar önemli olacağını bilmiyordum."
Derin bir nefes alıp dudaklarını tekrar araladı adam.
"Hayatımı bu denli değiştirebileceğini, tam merkezinde olacağını bilmiyordum."
Yağmur iki genci de ıslatırken kadının ellerini tutarak ayağa kaldırdı adam.
"Ben her şeyimi senin üzerine kurdum Çiçeğim," derken diz çöküp cebinden kırmızı bir kutu çıkardı adam.
"Her saniyemi, her dakikamı, her saatimi, her günümü senin üzerine kurdum."
Adam kutunun kapağını açtığında, çoktan kadının yanakları ıslanmıştı.
"Ömür boyu manzaram olmaya ne dersin Çiçeğim?"
"Evet." dedi kadın. Yağan yağmur, sesinin fısıltı gibi çıkmasına sebep olmuştu.
İki genç bir saat kadar sahilde zaman geçirdikten sonra ayaklandılar. Kadının sağ eli, genç adamın elinin içinde kaybolurken işlek caddeye çıktılar.
Akşam trafiğinden dolayı arabalar hızla ilerlerken beklenmedik bir şey oldu.
Kırmızı ışıkta hızını alamayıp yoldan çıkan bir araba kaldırımda bekleyen çifte çarptı.
Hazırlıksız yakalanan gençlerin elleri birbirinden ayrılmıştı. Adam o hızla ilerdeki bir ağaça savrulurken, kadın ise metrelerce sürüklendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
çiçeğim•texting ✓
Short Story•kısa hikaye, tamamlandı. Bay Merkür: Sana neden hep Çiçeğim dedim, biliyor musun? Bay Merkür: Çünkü sende bilirsin ki çiçekler yalnızca ilkbaharda açar. Bay Merkür: Sen benim hayatıma ilkbaharda girdin. Bay Merkür: Ve açan ilk çiçeğim oldun. ~~~ •...