Bölüm 2

64 19 32
                                    

//03.25//

Taeil
Kan akışımın yavaşladığını biliyorum. Biliyorum, son kezdi; her şey son kezdi. Sert esen rüzgârı hissedebiliyorum. Vücudum tamamen durduğunu hissettiğim gibi. Zorlukla gözlerimi aralayıp ismini son kez söylemek istedim;
"Doyoung.."

-

//06.06//

Jeongin
Erkenden şirkete gelmiştim, bugün yoğun bir gün olacağını düşünmüştüm; her zamanki gibi.

Dışarı çıkacaktım ki Hyunjin'in sesini duymamla onu dönüp gülümsedim.
"Hey, Jeongin!" yanıma gelince soluklandı ve dikleşerek gülümsedi, "Günaydın." onun bu haline gülerek aynı şekilde günaydın dedim.
"Nereye gidiyordun?"
"Arka bahçeye çıkıyordum."
"Aslınd-"
Stajyerler gürültülü şekilde şirkete girince Hyunjin'in sözü kesilmişti.
Hyunjin göz devirip arkasına döndü;
"Sonra söylerim."

"Günaydın!" ben stajyerlere günaydın derken diğer taraftaki Doyoung, Ravn ve Ryujin, günaydın dememi bekliyorlardı, onlara döndüm. "Size de günaydın."
Tabii ki sözüm biter bitmez atlayan Doyoung Taeil'i sormuştu.
"Taeil nerede?"

Kısa süreli sessizliğin ardından herkes birbirlerine baktı, sahi,,Taeil neredeydi?

"Sizinle gelmedi mi, sabah burada değil miydi?"
Ravn sorunca düşündüm,
"Görmedim, siz işlerinizi halledin ben bakarım, endişelenmeyin."
Başımı sallarken hepsi onaylayan mırıltılar çıkarttı ve dağıldı. Bana gelirsek, endişelendiğim için hızla arka bahçeye çıktım.

Etrafa bakındım, ortalarda yoktu. Hayır, sandığım şey olamazdı, endişelenmemeliydim. Bakmadığım son yer kalmıştı; hızlı adımlarla ilerledim. Ani duruşuma sebep olan görüntü. Kanım donmuştu, titrediğimi hissediyordum, gözlerimi birkaç kez kırptıktan sonra gerçekliğine inandığım görüntü ile yere çökmüştüm. Titreyerek mırıldandım; "H-hayır, daha kötüsü olmuş."

Ne yapacağımı bilmiyordum, donmuş bir şekilde yerde otururken düşünme yetimi kaybetmiştim. Ne oluyordu? Ne olmuştu? Ne olacaktı? ya da en önemlisiydi; Ne oldu?

Ayak seslerini duyabiliyordum. Sesinden tanımamla Doyoung'un peşimden geldiğini anladım. Bekle, Doyoung gelmişti. Evet Doyoung. Karşısında Taeil'in yerde yatan kanlı bedenini görmüştü. Bu durumda toparlanmam gerekti.

Zorlukla ayağa kalkıp Doyoung'a döndüm; Hareket etmiyor, konuşmuyor, donmuştu.
Ne yapmam gerekiyordu? Bu gerçek olamazdı. Rüya görüyorum eminim, olamazdı.

Doyoung
Genel olarak herkesten önce gelen Taeil, yoktu. Jeongin'in peşinden bahçeye çıktığımda takip ettim.
Bekle, donup kalmıştı. Jeongin'in arkasıne geçtim.
Hayır hayır, nefes alabildiğimi hissetmiyordum. Yaşam belirtisi veremiyordum. Tek yapabildiğim cansız bedenine bakakalmaktı. Bu bir şaka olmalıydı. Etrafa bakamıyordum, hareket edemiyordum. Eminim, şakayadı bu. Çünkü Taeil'imin hiçbir şeyi yoktu, o gayet sağlıklıydı. Ona bunu yapacak biri de yoktu. Eminim, ya rüyaydı, ya da şaka. Bu yüzden alayla gülmeyi seçtim. "Komik değilmiş Jeongin." Şaşkınlıkla yüzüme bakan Jeongin dalgınlıkla; "Gerçek hayattayız Doyoung, rüya görmüyorsun veya şaka değil."
"Şakanın da bir sınırı var değil mi Jeongin? Yeter bu kadarı hadi"
Cümlemi bitirmemle hızla Taeil'in yanına koştum ve elimi tuttum.
"Tamam, komik değildi ama senin için güleceğim merak etme. Hadi uyan benim meleğim. Kalk, geldim. Bitir şakayı güldüm."
Kollarından tutup sarsım, tepki vermiyordu.
Elimi burnuna yaklaştırdığımda hızla Jeongin'e döndüm; "N-nefes, nefesi, o nefes almıyor Jeongin."

Jeongin
Şuan için sadece Doyoung'un bunu görmemiş olmasını dilerdim. Aklımdaki tek düşünce nasıl kaldıracağıydı. Hızla telefonumu çıkarıp Ryu'yu aradım; "Herkesi al, arka bahçeye gelin."
"Hey, bir şey mi var? Sesin endi-"
"Ryu lütfen."
Kapatıp Doyoung'un yanına gittiğimde Taeil'in elini tutmaktan başka bir şey yapamadığını bir kez daha farkettim. Şuan, tekken yapabileceğim hiçbir şey yoktu.

Kalabalıkta gelen sesleri duymamla arkaya döndüm; herkes donmuştu. Sahi,, başka nasıl tepki verebilirlerdi anı toparlamak yine bana kalmıştı. Ellerimi yukarı kaldırıp çırptım; " ŞİMDİ BUNUN ZAMANI DEĞİL, KENDİNİZE GELİN. RAVN, HASTANEYİ ARA. CHAN VE HYUNJIN, DOYOUNG'U GÖTÜRÜN. BELLE, SHU VE SOO, KALANLAR SİZİN EMANETİNİZDE. WIN GÜVENLİKLE KONUŞ, HER YERİ KAPATSIN. HAREKETLENİN. HADİ!"
Yüksek sesle bağırmamla dalgın gözlerle hızla harekete geçtiler. Ben ise olabildiğince gizli bir şekilde mutfağa gitmiştim.

--------------------------------

539 kelime nerenize yetmiyor☺☺☺☺
Niye gizli demeyin anlarsınız tşk hadi bb saygılar
nys belki uzatırım ay dont nov

Who is the secret killer among us?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin