Justice Fighters [Minsung]

9

Minho'yu görmeyi hiç beklemiyordu...

Onun ne yaptığını bilmiyordu, sadece tezgahta durarak işine odaklanmıştı. Mutfak kapısına yaslanıp, gözlerini yumruk yaptığı eliyle ovalayıp, Minho'yu izlemeye devam etti.

Hyunjin sessiz bir şekilde Jisung'a yaklaşarak, kolunu gencin omzuna koydu. Bu hareket her ne kadar onu korkutsada oralı olmamıştı, şuan gözü ondan başkasını görmüyordu.

Hyunjin'in gözü bir Minho'da bir Jisung'da gidip geliyordu. Yüzüne yerleşen sırıtmayla Jisung'un kulağına doğru eğildi.

"Gözlerinle yedin bitirdin, bari biraz da bize ayır." Diye fısıldadığında, Jisung'un yanakları yanmaya başlamıştı. Eliyle yüzünü kapatıp Hyunjin'i ittirdi.

"Kes çeneni!"

Sitem eder gibi konuşması boğuk bir sesle çıkmıştı, Hyunjin ise bundan zevk alıyordu. İlk Chan hyunguyla Seungmin'in sevgili olduğunu öğrenmişti, şimdide Jisung'un Minho'ya olan bakışlarını yakalamıştı.

"Tabi tabi, zaten doğru söyleyeni dokuz köyden kovuyorlardı."

Alay dolu olan konuşması Jisung'u iyice çileden çıkarmıştı. Elini yüzünden çekip, Hyunjin'e vurmaya hazırlandığında, Hyunjin Minho'ya seslenmişti.

"Hyung! Sana talip çıktı, artık evde kalmayacaksın."

Minho'nun dikkati dağıldığında, anlamsız bakışlarını kapıda duran iki gence dikti. Jisung'u mutfağa doğru ittirip oradan koşarak ayrılmıştı Hyunjin.

Jisung mahçup bir şekilde elini ensesine atarak, Minho'dan özür dileyip oradan koşarak uzaklaştı. Zaten utancından yerin dibine girmişti, birde ona nasıl bakacaktı ki?

Bu olanlara sadece göz devirip yaptığı işe geri döndü. Sözde yorgunlardı, hah bunlar mı yorgundu?

_______________

Yemek masasında ki yerlerini aldıklarında, Chan sahte bir şekilde öksürüp dikkati üstüne topladı.

"Öncelikle size bir şey söylemem gerek."

Bakışları Seungmin'i bulduğunda, utanan genç kafasını eğerek yemeğiyle oynadı. Sevgilisinin bu haline tebessüm ederek kendini toparladı.

Dudaklarını aralayıp "biz Seungmin'le sevgiliyiz diyecekken'', ortaya atlayan Jeongin sabırsızca davranmıştı.

"Shipim real oldu! Chan hyungla Seungmin hyung sevgili!"

Kendini tutamayarak Chan'ın konuşmasını bölmüştü. Tabi hatasını sonradan anlayarak "özür dilerim" Diye mırıldanıp geri yerine oturdu.

Onun bu haline gülen Hyunjin, Chan'ın bakışlarıyla susmak zorunda kalmıştı. Dünden beri sessiz duran Minho bir tepki dahi vermemişti, zaten bildiği bir şeydi.

"Evet Jeongin'in de dediği gibi benlen Seungmin sevgiliyiz."

Masadakilerden tebrikler gibi sesler yükseldiğinde, kısaca teşekkür edip yemeğe dönmeleri gerektiğini ifade etti. Masada oluşan sessizlikle sadece yemeklerine odaklandılar, Jisung'un kaçamak bakışları sürekli Minho'yu bulduğunda, onları izleyen Hyunjin sırıttı.

Bu çifti yapacaktı, hemde ne pahasına olursa olsun.

Sandalyesini geriye ittiren Minho ayağa kalktı. Masadakilerin odağı o olunca "ben önden karargaha geçiyorum." Diyerek derin bir nefes aldı. Dikkatlerin üstüne çekilmesinden hoşlanmıyordu, o yüzden gözden sürekli kaçardı. Tabi takım arkadaşları bu konuda istisnaydı...

Morali son zamanlarda epeycene düşmüştü ve içgüdüleri iyi şeyler olmayacağını sürekli hatırlatıyordu. Belkide bu yüzden rahat bir nefes alamıyordu.

Evden ayrılarak kaldırımda yürümeye başladı, telefonun titremesiyle eli cebine gitti.

Telefonda gördüğü isim azda olsa içini rahatlatmıştı. Telefonu bekletmeden açarak konuşmaya başladı.

"Ne öğrendiysen anlat."

Gözünü yoldan ayırmayarak, ona hararetli bir şekilde her şeyi anlatan adamı sessizce dinledi. Yeteri kadar bilgi eline geçtiği zaman, teşekkür ederek telefonu kapattı.

Duyduğu hiçbir şeye şaşırmadığı için yüzü düz bir ifadedeydi. Madem Chan onu göreve çıkartmıyordu, o halde de onların işini kolaylaştırması gerekiyordu.

Chan'ın ona ceza vereceğini bildiğinden dolayı kendini hazırlamıştı, şimdide onun meyvesini alacaktı da.

Flashback

Hava alma bahanesiyle oradan uzaklaştığında, derin bir nefes alarak hızlı adımlarla dar bir sokağa saptı.

Şapkalı ve maskeli bir adamla karşılaştığında sırıtmıştı, adam Minho'yu fark ettiğinde maskesini yüzünden çıkarmıştı.

Ay ışığı sayesinde Minho bu adamın yüzünü seçebilmişti. Bu Woojin'in sağ kolu Jung Jaehyun'dan başkası değildi, ya da Minho'nun tuttuğu ajan mı demeliydi?

Çok pis uykum geliyor :(

Yinede bir iki bölüm taslakta biriktirecem ya da yazdığım gibi salacam.

Yangın öncesi kıvılcım alevlendi
(˵ ͡° ͜ʖ ͡°˵)

Bölümün sonuna geldik.

Umarım beğenmişsinizdir :)